11. Bölüm

2.4K 249 27
                                    

Okul çıkışında James'i bekliyordum ama her zamanki gibi yine geç geleceğe benziyordu. Onu beklerken bir gün ölecektim! Evet ve sanırım o bir gün bugün olmalıydı. Sesli bir şekilde ofladım. O sırada Eric ile karşılaşmıştık.
"Merhaba Bella."
"Merhaba. Nasıl gidiyor?"
"İyi...yani işte nasıl olsun! Gördüğün gibi dersler falan.."
"Evet görebiliyorum." Dedim ve dudağımı ısırdım.
"Bella aslında seni görmem iyi oldu. Sana şu kitabı verecektim. Bilirsin şu marangozcunun verdiği kırmızı kitabı."
Kafamı olumlu anlamda salladım ve vermesini bekledim.
"A-ama şu anda yanımda değil. Saat 4 gibi buluşmak ister misin? Hem kitabı sana vermiş olurum hem de biraz konuşmuş oluruz."
"Tabiki. Olur!" Dedim kafamı sallayarak. O sırada yanımıza James de gelmişti.
"Hadi gidelim Bella." Dedi ve belimden tutarak beni yürüttü. Arkama baktım ve yürümeye devam ettim. James kulağıma eğildi.
"Eric miydi o?"
"Evet. Oydu."
"Ne istiyor?"
"Sadece konuşmak!"
"Niye?...niye böyle bir şey istiyor?"
"Niye istemesin ki? Biz arkadaşız konuşmak en büyük hakkımız!"
James ondan sonra bir şey diyememişti. Eve geldiğimizde amcamın evde olduğunu fark etmiştim. Ama hiçbir şey söylemeden ayakkabılarımı çıkartıp merdivenlerden çıkmaya başladım. Tam ortada beni durdurmuştu.
"Bir şeyler yemek istemez misin Bella?"
Ofladım ve ona doğru döndüm.
"Hayır istemiyorum. Zaten birazdan çıkacağım."
"Nereye?"
"Eric ile buluşacağım."
"Eric o sürüden mi?"
"Evet amca...artık sorgun bittiyse gidebilir miyim?"
"Evet ama yemek yemeden seni evden çıkartmam."
"Anlayamadım."
"Bence gayet net söyledim. Yemek yemeden çıkmana izin vermiyorum."
Yavaş bir şekilde aşağıya indim.
"Aç olmadığımı söylediğimi sanıyordum."
"Hayır öylesin! Şimdi şu sandalyeye otur ve yemeğini ye! Ondan sonra ne yapıyorsan yaparsın!"
Tabaktaki yemeğe doğru baktım. Yemekte makarna vardı.
"Ben makarna sevmem."
"Evet seversin! Küçükken seni makarna ile kandırırdık."
"O, o zamandı. Artık küçük değilim amca 18 yaşındayım."
"Hayır yaşın büyümüş olabilir ama benim gözümde James ile ikiniz hala bir çocuksunuz."
"Hayır değiliz! Tanrı aşkına kes artık şunu!" Diye bağırdım.
"Neyi?"
"Annem ve babamın yerine geçme çalışmalarını."
"Ben senin amcanım Bella. Babanın yarısıyım."
"Hayır değilsin! Sen sadece benim amcamsın! Kimse annem ve babamın yerine geçemez tamam mı!"
"Bu sevgini neden onlar yaşarken göstermedin Bella? Sen annenle babanı hiç sevmezdin ki!"
"Çünkü insan kaybedince anlıyor ve buna Chris de dahil!" Dedim ve daha fazla uzatmadan koşarak yukarıya çıktım. Odama girer girmez kapıyı kilitledim ve üzerimi değiştirdim. Eric ile buluşacaktım. Ama nerede olduğunu da bilmiyordum. Hemen onu aradım.
"Eric üzgünüm. Telaşdan nerede buluşacağımızı öğrenemedim."
"Kafe ye gidebiliriz. Caddenin üzerindeki kafeye gel! Yani her zaman ki gittiğimiz kafeye."
"Tamam" dedim ve telefonu hemen kapattım. Ayakkabılarımı da ayağıma geçirip çantamı omzumda taktıktan sonra aşağıya indim. Amcam ve James'e bir şey demeden evden çıktım.

   Oy ve yorum lütfen arkadaşlar. Değerler azaldıkça yazasım gelmiyor.

Kurtlar Arasında (3. Kitap)Where stories live. Discover now