3. Bölüm

3K 262 9
                                    

    Kafamı gökyüzüne kadar kaldırdım. Yeniden bu okula böyle bakıyor olmak gerçekten çok tuhaf bir duyguydu. Derin bir nefes aldım. Bununla başa çıkabileceğime inanıyordum.
  Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes daha aldım. Kendi kendime sessiz bir şekilde konuşmaya başladım.
"Oraya girdiğim zaman ne olursa olsun hiçbir zaman kafamı eğmeyeceğim! Mutlu olmadığım zamanlarda bile mutlu görüneceğim! Asla ağlamayacağım! İçimde türlü türlü kopan fırtınaları hiçkimseye belli etmeyeceğim! Bütün bunlara karşı kendime söz veriyorum!!"
"Bella!"
  Arkamı döndüm. Gelen James'di. Arabayı park etmiş ve bana doğru geliyordu. Yanıma geldiğinde ilk önce okula sonra bana baktı.
"Okul güzelmiş!" Dedi ve yutkundu.
"Rahatla! Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!" Dedim. İkimiz de yan yana yürümeye başladık ve içeriye ilk adımımızı attık.
  İşte yine her şey eskiden olduğu gibiydi. İnsanlar birbirleriyle selamlaşıyor, birbirlerine hatırlarını soruyor ve dolaplarından kitaplarını alıp derse girmeye hazırlanıyorlardı.

  James elindeki kağıda bakıyordu. "Sanırım ilk dersim fizik" dedi ve bana doğru baktı.
"Sınıf nerede?"
  Gülümsedim.
"İlk önce Bay Rich'in yanına gitmeliyiz! Seninle konuşmak isteyecektir."
"Cidden mi?"
"Evet....hadi gel!" Dedim ve onu kolundan tutarak Bay Rich'in odasına doğru ilerletmeye başladım.
  Odanın önüne geldiğimizde durdum ve yavaş bir şekilde kapıyı çaldım. "Gir" sesini duyduğum zaman yavaş bir şekilde kapıyı açtım ve içeriye girdim.
"Merhaba Bay Rich!"
"Ah Bella. Merhaba" dedi ve içeriye gelmemi işaret etti.
  Önden ben arkadan da James girdi. Bay Rich, James'i gördüğünde ayağa kalkmıştı.
"James Winston?"
"Evet efendim. Benim!" Dedi James ve bir adım öne çıktı.
"Kendisi benim kuzenim olur Bay Rich" dedim gülümseyerek. Bay Rich'de hafif bir tebessümde bulunmuştu.
"Okulumuza hoş geldin! Seni de her gelen öğrencimize yaptığım gibi Bayan Rona'ya yönlendireceğim. O seni bilgilendirecek ve ne yapman gerektiğini anlatacaktır!"
  Kafasını salladı ve bana doğru baktı. Ben de Bay Rich'e bakarak kafamı salladım ve dışarıya çıktım. Adamın hiç keyfi yok gibiydi. Gerçi uzun bir tatilden sonra kim okula geri dönmek isterdi ki?
  James'i, Bayan Rona'ya götürdükten sonra dolabımın yolunu tuttum.
  Koridorda Ed ile karşılaştığımda kan neredeyse beynime sıçramıştı. İkimizde duraksadık. Olduğumuz yerden öylece birbirimize bakıyorduk. Bana doğru iki adım attı.
"Merhaba Bella" dedi ve çantasını düzeltti. Yutkundum ve saçımı kulağımın arkasına doğru attım.
"Merhaba Ed. Nasıl gidiyor?"
"İyi. Yani şimdiye kadar güzeldi."
"İyi." Dedim ben de. Kısa bir süre sessiz kaldıktan sonra Ed saçlarıma doğru baktı.
"Saçlarını kestirmişsin!"
"Evet!" Dedim ve saçlarımı elimden geçirdim.
"Eskiden beline kadar uzanıyordu. Şimdi ise kolunun yarısında bile değil!"
"Evet baya kısalttım. Artık bunalmıştım. Ben de küçük bir değişiklik fena olmaz dedim ve kestirdim."
  Hafif bir tebessüm etti.
"Ah b-benim artık gitmem gerekiyor! Derse geç kalmak istemem." Dedim ve yürümek için harekete geçtim ama Ed beni durdurmuştu.
"Bella!" Dedi ve kolumdan tuttu. Ona doğru döndüm.
"Bak geçen yaşadığımız..."
"Hayır biz hiçbir şey yaşamadık! Kötü bir şey olmadı! Her şey yolunda...ben kimseyi kaybetmedim. Normal bir lise öğrencisiyim ve bu sene boyunca da yalnızca öyle kalmak ve normal lise öğrencileri gibi derslerime odaklanmak istiyorum!" Dedim hızlı ve sert bir şekilde. Hemen kolundan kurtulup ondan uzaklaştım. Hızlı adımlarla yürüyordum. Kendimi dışarıya zor atmıştım. Şu anda kendimi ağlamamak için zor tutuyordum ama ağlamayacaktım. Kendime söz vermiştim. Banklardan birine oturdum ve yan tarafıma baktım. Gözümün bir şeye takılmasıyla olduğum yerde kalakalmıştım. Chris tam karşımdaydı. Gülümseyerek bana doğru yaklaştı ve yanıma oturdu. Hala gülümsüyordu.  Ona doğru baktım. Bu bir silüetti. Öylece ona bakıyordum. O ise bana bakarak gülümsüyordu.
  Sanki Chris buradaymış gibiydi. Neler olduğunu anlayamıyordum. Yoksa kafayı mı yemiştim? Ya da şizofren mi olmuştum?

  Hala ona bakıyordum.
"Burada değilsin değil mi? Hayalsin! Gerçekte burada değilsin!" Dedim. Gözlerinin içine doğru bakıyordum.
  O ise gülümsemeye devam ediyordu.
"Lütfen benimle konuş Chris! Sana çok ihtiyacım var!"
   Elini kaldırdı ve gülümsemesini bozmadan saçlarımı okşadı. Gözlerimi kapattım. Yanağıma doğru yaklaşmaya başladı.
"Keşke gerçekten burada olsaydın!"
  Gözlerimi geri açtığımda yanımda kimsenin olmadığını fark etmiştim. Evet kesinlikle hayal görmüştüm. Chris burada değildi.

   Karşıdan gelen James'i fark ettiğimde kendimi toparladım ve gülümsedim. Eliyle arkasını göstererek yanıma geldi.
"Bella ilk dersim fizik." Dedi nefes nefese kalmıştı. Avuçlarını diz kapağına dayayarak eğildi. Kafasını bana doğru kaldırdı.
"Neredeydin sen?"
"İşte buradayım."
"Seni herkese sordum. En sonunda karşıma çıkan çocuk senin bahçeye doğru gittiğini söyledi."
"Karşına çıkan en son çocuk mavi gözlü müydü?"
"Bu okuldaki çoğu kişi mavi gözlü."
"Peki... üzerinde mavi bir gömlek ve onun içinde de beyaz bir tişört mü vardı?"
"Evet niye ki?"
"İşte o Ed'di."
"Ed o muydu? Hani şu alfa olan!"
"James lütfen biraz kısık sesle konuş....ve evet oydu."
"Vay canına! Alfa olmak için biraz fazla genç!"
"Öyle mi? Peki ben bunları yaşamak için çok genç değil miyim?"
"Sende öylesin ama...biliyor musun? Bunu daha fazla uzatmayacağım. Şimdi gidiyoruz ve derse giriyoruz. Hadi bakalım. Ben fizik sınıfına ve sendee..."
"İleri düzey biyoloji sınıfına!"
"Tamam öyleyse zil çalınca görüşürüz." Dedi ve hızlı adımlarla yürümeye başladı. Zaten o sırada da zil çalmıştı. Son kez dönüp arkama baktım ve ben de yürümeye başladım. Bakalım artık nelerle karşılacak ve neler yaşayacaktım...

  Ooooo silüet Chris. Nasıl ama? Dkfmfkf bu arada bölümün kısalığından dolayı özür dilerim ve şunu da söylemek istiyorum ki siz bir Wattpad yazarının sahip olabileceği en iyi okuyucular ve arkadaşlarsınız. İnanın ki beni mesaj, yorum ve vote larınızla aşırı derecede mutlu ediyorsunuz. Sizi gerçekten çok seviyorum. Şimdilik hoşçakalın😍😍

Kurtlar Arasında (3. Kitap)Where stories live. Discover now