Bölüm 22

6.6K 215 15
                                    

#MAGIC! - Rude

-Beril'in Bakış Açısından-

Sonunda o gün geldi. Uzun zamandır beklediğim gün geldi çattı. Bugün 30 Aralık ve yarın Yılbaşı. Demir'e Yılbaşı hediyesi olarak bir takım elbisesi hediye etmeye karar verdim. Her ne kadar onda yığınla olmuş olsa da, benim de olmasını isterdim. 'Acaba o bana ne aldı?' sorusu kaç gündür beynimi kurcalıyordu.

Dışarıya baktığımda yağmur, sağanak yağmur şeklinde yağıyordu. Ve karnım eskisinden biraz daha belirgin bir hal aldı. Her zaman ki gibi hala yemek yemekten vazgeçmiyorum ve Demir benimle dalga geçmekten vazgeçmiyor.

İşe gittiği günler dışında zamanını hep benimle geçiriyordu. Geleceğimizdeki çocuğun kime en çok benzeyebileceğini tartışıyorduk. Ben hala çocuğun erkek olacağı konusunda direnirken o kız olacağını söylüyordu.

Uzun, dalgalı ve siyah saçlara sahip olacağını hayal ederdi. Ve yeşil gözleri, kendisinden gelmesini isterdi. Şimdi o böyle dedikçe bende bir kızımın olmasını isterdim.

Saçlarını iki kulak yapıp üzerine de pembe bir kıyafet giydirmeyi çok isterdim. Ah...

"Beril, hadi! Geç kalmayı istemezsin umarım!" diye seslendi Buse bana alt kattan.

"Tamam Buse!" diyerek cevap verdim ona. Önümdeki aynanın karşısında kendime biraz daha baktıktan sonra odadan çıktım ve hızlı ama dikkatli adımlarla merdivenlerden indim.

Bugün kontrol için hastaneye gidecektik. Demir ve Ali de bizimle olacağı için heyecanım olduğundan daha fazlaydı. Hastaneden sonra AVM'ye girip yılbaşı yemeği için alışveriş yapacaktık.

Herkes arabaya yerleştiğinde Demir arabayı çalıştırdı ve hastaneye sürdü. Kısa süre sonra araba durdu ve ben kimseyi beklemeden koşar adım hastaneye girip randevum hakkında danışmandaki kadınla konuştum.

Ben işimi halletikten sonra asansöre yöneldiğim sırada Demir bana yetişti ve, "Nereye bu acele?" diye sordu merakla.

Gülümseyerek, "Hiçbir yere. Sadece heyecanlıyım işte!" dedim omuzlarımı silkerek. Demir demiş olduğum şeye sadece gülerek cevap verdi.

Hep beraber asansörle 3. kata çıkıp Pelin'in odasını tıklatıp içeri girdim. Gözlüklerinin üzerinden bakarak, "Hamile olan bayanın eşi dışında herkes dışarı çıksın!" diyerek keskin bakışlarla Ali ve Buse'yi süzdü. Onlar kafalarını sallayarak Pelin'i onayladılar ve dışarı çıktılar.

Bana gülümseyerek, "Sen ise sedyeye yat bakalım." diyerek yerinden kalktı ve sedyenin yanındaki ultrason cihazının önündeki tabureye oturdu. Onu kafamla onaylayıp üzerimi çıkardım ve sedyeye yatıp olacakları pür dikkat izlemeye başladım. Pelin elindeki ultrason başlığının üzerine jöle kıvamındaki sıvıyı sürüp benim karnımın üzerinde gezdirmeye başladı.

Önündeki ultrasonun üzerinde birkaç şeyi tuşladıktan sonra, "Bebek 7 haftalık, 4 hafta sonra bebeğin cinsiyetini öğrenebilirsiniz. Şimdilik herşey normal gibi görünüyor. Umarım doğuma kadar da iyi görünür." diyerek cihazı karnımdan çekti ve elime birkaç peçete sıkıştırdı.

Demir karnımın üzerindeki sıvıyı silmeme yardımcı olup beni kaldırdı. Beni 3 yaşındaki bir çocuk misali giydirip doktorun yanına gitti.

Pelin Demir'e siyah bir resim uzatarak, "İşte bu sizin çocuğunuzun ilk resmi!" diyerek Demir'e uzatırken ben dayanamadım ve Pelin'in elinden ilk kapan ben oldum. Kağıdı ayrıntılarla inceleyip sonunda bir şey göremeyince, "Ama burada hiçbir şey yok ki!" dedim çocuk gibi dudaklarımı sarkıtarak. Pelin bu halime gülümsedi ve yanıma yaklaşıp parmağıyla bana yuvarlak bir karartı gösterdi.

Üvey KardeşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin