Bölüm 12

16.2K 425 15
                                    

Her karanlık kendisini sonlandıracak
Şafağın tohumlarını içinde taşır.

Dante

#Wiz Khalifa - See You Again

-Beril'in Bakış Açısından-

Zor, sevdiğin insan, canından bile daha kıymetli bir insanın yanında olmadığını bilmek çok zor. Ama size hiç demediler mi her karanlığın içinde bir umut ışığının var olduğunu? Benim umut ışığımda sanırım Demir. Tamam, annemin yerini alamaz ve içimdeki yarayı zaman kapatabilmişti ama şu an o benim yanımdaydı ve en azından bu bana yeterde artardı bile. Yataktan kalkıp kendi odama gidecekken beni durduran Demir'in endişeli sesiydi.

"İyi misin?" diye sordu yerinden kalkarak. Yüzüme bir tebessüm yerleştirip kafamı olumlu anlamda salladım ve onun odasından çıkıp kendi odama girdim. Komodinin çekmecelerinden iç çamaşırlarımı alıp, kendimi uzun süreli banyoya kapadım. 1 saat sonra banyodan çıkıp gardırobumdan siyah dizime kadar gelen uzun kollu bir elbise giydim. Çekmecelerden dize kadar gelen siyah çoraplarımı giyip saçlarımı taramaya başladım.

Yarım saatlik bir uğraştan sonra yandan bir örgü örüp odadan çıktım ve merdivenlerden aşağı, mutfağa indim. Demir ocağın başında yumurtaları kızartırken ben tezgahın üzerine çıkıp oturdum ve onu izlemeye başladım.

Çok geçmeden Demir, yüzünde gıcık bir gülümseme ile, "Beni gözlerinle kesmekten vazgeçer misin? Utanıyorum!" dedi ve ocağın altını kapatıp benim bacak arama geçti. Kollarını belime doladı ve burnuma bir öpücük kondurdu.

Benden biraz uzaklaşıp, "Doğrusunu söylemek gerekirse, ben senin babanı 9 yaşımdan beri tanıyorum. Hatta 10 diyelim." dediğinde benim gözlerim şaşkınlıkla aralandı. Tezgahın üzerinden inip, "Nasıl yani?" diye sordum şaşkınlıkla. O sırada Demir masaya kahvaltılıkları dizmeye başladı.

"Uzun hikaye, sonra hatırlat da anlatayım." dedi bana dönerek göz kırptı. Bu haline gülümsemiş olsam bile içimde yine de bir burukluk vardı. Yüzümün anında asıldığını gördüğünde elindeki kaseyi bırakıp yanıma yaklaşıp yüzümü ellerinin arasına aldı. "Bebeğim, en sevdiğin insanın ellerinin arasından kayıp gitmesinin nasıl bir şey olduğunu bende biliyorum ama yapma. Bana bunu yapma, babana, anneme ya da Buse'ye bunu yapma. Tamam onu kaybetmek çok zor bir şey ama bu hayatın sonu olduğu anlamına gelmiyor ki?!" dedi ve ellerini belime dolayıp bana sıkıca sarıldı.

Burnumu çekip, "Tamam çalışırım," dedim ve yüzüme bir tebessüm yerleştirip geri çekildim. Elini nazik bir şekilde yanağıma koyup okşadı. "Hep böyle gülümsemeni istiyorum, bücürüm." dedi ve bana doğru eğilip dudaklarıma bir buse kondurup geri çekildi. "Sanırım ben doydum." dedi bana bir imada bulunarak. Ona anlamamış bir şekilde baktığımda bıkkınlıkla nefes verdi.

"Çok tatlı olduğun için, doydum diyorum." dedi bana gözlerini devirerek. Yüzümdeki tebessümün yerini sağlam bir gülücüğe bırakıp parmak uçlarımda yükselip Demir'in yanağını öpüp mutfaktan çıktım.

Arkamdan, "Peki mutfağı kim temizleyecek?!" diye sordu bir imada bulunarak. Gözlerimi devirerek, "Sanki sen bilmiyorsun!" dedim ve dolaptan siyah babetlerimi çıkarıp giymekle uğraşırken.

-Demir'in Bakış Açısından-

Doğum günün geldiği gün ben bunun intikamını almasını bilmez miyim, Beril Hanım? Hızla masanın üzerindeki kahvaltılıkları geri dolaba dizdikten sonra Beril Hanımı daha fazla bekletmemek için koşarak kapının önündeki siyah converslerimi giydim ve arkamdan evin kapısını kilitleyip arabaya bindim.

Üvey KardeşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin