Bölüm-15-

358 43 26
                                    

Merhaba bölüm geç geldiği için üzgünüm. Keyifli okumalar;)

-DANİEL-

Lea elindeki kağıda inanamayarak bakarken gülmeden edememiştim. Bunun onun için ne kadar değerli olduğunu biliyordum. Hayatı boyunca doğum günününü öylesine bir günde kutlamış olmak, gerçek kimliğini bilememek, soyadı taşımamak ne demek iyi bilirdim. Ve Lea bu türden bir yaşamı haketmiyordu. Hiçbirimiz etmiyorduk. Ama durum buydu.
Hayatımın benden nasıl çalındığını çok iyi hatırlıyordum.
O gün sahip olduğum herşeyin, ailemin, sevdiğim insanların bir anda elimden nasıl kayıp gidebileceğini öğrenmiştim. Bu yüzden de bir daha asla insanlarla samimiyet kurmamaya söz vermiştim. Çünkü olan buydu. Elinde ya da sonunda yanımdaki herkes bir şekilde zarar görüyordu. Sanki ben ölümcül bir hataydım. Sanki yalnız olmak bana doğuştan verilen bir cezaydı.

"Gerçekten, ne diyeceğimi bilmiyorum, Daniel."

Lea'nın hâlâ şaşkın çıkan sesini duyduğumda kafamı kaldırdım. Gözlerimiz anında birbirini bulmuştu. O kaliteli viski gibi parlayan gözleri beni gerçekten de öldürüyordu.

"Bir şey demene gerek yok." diye kestirip attım konuyu. Bu kadar fazla takdir edilmek pek alışık olduğum birşey değildi.

Hem şu anda asıl endişem Lea'ya tüm gerçekleri nasıl anlatacak olmamdı. O başarmıştı, Cony Will ile yaptığı mücadelede kendi irade gücünü kanıtlamıştı. Tabii öte yandan Cony Will ise gerçek mânâda öfkesine yenik düşmüş içindeki canavarın ona sahip olmasına izin vermişti.
Tanrı aşkına gözü dönmüş Cony'nin Lea'nın üzerine saldırdığı anı asla unutamayacaktım. O ölümcül ses dalgaları ve Lea'nın karşı duvara uçuşunu gördüğümde kalbim sıkışmıştı.
Cony gerçekten de ölümcül bir güce sahipti ve bunu kontrol edecek iradeye sahip değildi. Böyleleri bizim ve ülkemiz için gerçek birer tehtitti.

"Daniel?"

Lea'nın pürüssüz sesini duyduğumda düşüncelerimden sıyrıldım.

"Efendim, Kırmızılı."

"Cony'e ne olacak?"

Ani sorusu karşısında bir süre afalladım ve ne cevap verebileceğimi bilmez halde ona bakakaldım.

"İVS'de sorgulanacak." diyebildim en sonunda...

Lea'nın kahverengi gözleri gizlediğim birşeyler olduğunu anlamış gibi kısıldı.

"Ya sonra?" diye sordu şüpheci bir sesle.

Ona gerçeği anlatıp anlatmamak arasında derin bir ikileme düşmüştüm. Ancak zaten Sarah geldiğinde ona tüm gerçekleri anlatacağıma söz vermiştim bu yüzden daha fazla saklamanın mânâsı yoktu.

"Sorgulamanın sonucunda büyük bir ihtimalle, infaz edilecek."

Lea 'infaz' kelimesini duyduğu anda bembeyaz kesilmişti.
Onun ve Cony'nin pekte anlaşamadığını zaten biliyordum ancak her ne kadar birbirlerine düşman olsalar da Lea'nın bende hayranlık uyandıran o adalet duygusu bu cezayı uygun bulmuyordu.
Bende bulmuyordum ama emirlere uymak zorundaydım. Ayrıca bunun gerekli olduğunu biliyordum. Evet, bu belki Cony'nin suçu değildi ancak içinde yatan canavara hükmedecek gücü yoktu. Bunun da kaçınılmaz sonu yıkımdan başka birşey değildi.

Lea tam ağızını açıp birşey diyecekken odanın beyaz ahşap kapısı gıcırdayarak açıldı ve içeri hoplaya zıplaya Sarah girdi.
Neşesi yerindeydi. Onu çağırmama ne kadar mutlu olduğu yüzündeki geniş gülümsemeden anlaşılıyordu.

Heyecanla ellerini kaldırıp işaretlerle konuşmaya başladı.

"Ne konuda yardım edeceğim?"

UYANIŞDär berättelser lever. Upptäck nu