Bölüm-7-

436 51 12
                                    

İyi okumalar:)

"Daniel..." diye mırıldandım halsizce.

"Kesinlikle bir daha o şeye girmeyeceğim."

Güldü. Gözleri gülüşü yüzünden kısılsada çelik grisi hâlâ parlıyor ve kendini belli ediyordu.

"Bir daha ki sefere daha kolay olacaktır."

Daniel'in kucağında doğrulurken homurdandım.

"Aman ne güzel."

"Sana hazır olmadığını söylemiştim, Lea. Beni dinlemedin ki..."

"Tamam işte dinliyorum artık. Bir daha hazır olana kadar girmeyeceğim."

Yerden kalkmama yardım ederken sendelemem üzerine elleri hızlıca belimi yakaladı. Şu makinenin yaptığı aptal halisinasyonlar yüzünden hâlâ biraz başım dönüyordu.

"Olmaz." dedi.

"Makineye adın bir kez kayıt olunca düzenli aralıklarla gelmen gerekir. Yoksa sıralamada en alta düşersin."

"Hangi sıralama?"

Tam da o anda makine sanki sorumu duymuş gibi robotumsu bir sesle cevap verdi.

"Lea Rollen. Doğu Euros Askeri Akademisi, 23. Bölük, Seviye E.
Sanal Talim katılım tarihi: 22 Eylül 2055.
Talim, Dayanma Süresi: 4
Talim, Kabiliyet süresi: 4
Talim, Hedefi imha süresi:7
Toplam puan: 5
Sıralama: 341."

Ağzım bir karış açık, makineyi dinlerken giderek daha da şaşkına dönüyordum.
Puanlarım gerçekten rezalet olsa da yine de etkilenmemek elde değildi.

Daniel'e döndüğümde bana baktığını fark ettim ve bakışlarımı kaçırdım.

"Gerçekten berbattım değil mi?"

"Sıkma canını. Hem ilk denemeye göre hiç de fena değil. Bu makinede ilk denemesinde kalp krizi geçirenler olmuştu."

'Ne olursa olsun, berbatsın Lea Rollen. O halisilasyonda Daniel'den bir ödlek gibi kaçtın."

Eh, ne diyebilirim ki? İç sesim haklıydı. Daniel'den kaçmıştım ve Nelson'un karşısında oturup bebek gibi ağlamıştım.

"Hey," diyerek düşüncelerimi böldü Daniel.

"Artık makineden çıkmamız gerek."

Onu kafamla onaylarak peşinden gittim.
Cam fanustan çıktığımızda ana bilgisayarın biraz ötesinde iki sürprizle karşılaştım.
Edgar umursamaz tavrıyla kollarını göğüsünde kavuşturmuş, yüzündeki arsız sırıtışıyla beni izliyordu. Sarı, dağınık saçları her zaman ki gibi kulağının hizasında bukleler oluşturuyordu. Hemen yanında ise Cony Will dimdik, bir asker gibi durmuş soğuk bakışlarla makineyi süzüyordu.

Usulca Daniel'e fısıldadım.

"Onlar burada ne arıyor?"

"Antrenmana geldiler."

"Peki ne zamandır buradalar?"

"Sen sanal talime girdikten hemen sonra geldiler."

Hay lanet! Yani benim Sanal Talim'imi izlemiştiler. Şu Edgar denen çocuk zaten benimle dalga geçmeye yer arıyordu şimdi de tam yerine gelmişti.

"Lanet olsun." diye homurdandım, Daniel'in arkasına saklanmaya çalışırken.

Edgar'dan pek hoşlanmıyordum ve Cony' de bana yiyecek gibi bakıyordu.

UYANIŞحيث تعيش القصص. اكتشف الآن