Bölüm-4-

466 56 24
                                    

Merhaba. Lütfen oy ve yorum yapmadan geçmeyin:D

Salondan çıkarken kafamın içi çorba gibiydi. Daniel neden seviye E denen şeyi bilmemem gerektiğini söylemişti? Ve Bay White'ın- akademinin ve ülkenin başı olan adamın odasına neden çağrılmışlardı?

Edgar seviye E' lerin durumunu konuşacaklaranı söylemişti ama daha fazlası olduğunu biliyordum.

Bay White, Doğu Euros'un ve bu akademinin kurucusunun oğluydu. Kurucu öldüğünde yerini o almıştı. Şimdi ise hükümetin, askeriyenin ve tabii ki akademinin başında da o vardı. Kısaca o bu ülkenin en önemli adamıydı.

Bu yüzden de ölüm kalım meselesi olmayan hiç kimse Bay White' ın ofisine çağrılmazdı.

Bu da demek oluyor ki şu seviye E denen şeyin ne anlama geldiğini hemen öğrenmeliydim.

Kızlar yurduna giden asfalt yoldan sağa dönüyordum ki kulaklarımı çınlatan o iğrenç korna sesiyle yerimden sıçramam bir oldu.

Dev gibi siyah bir Escalade'nin camından, sarışın ve üniformalı bir asker bağırmaya başladı.

"Önüne baksana, kırmızı kafa! Ezileceksin, sonra da çavuş cezayı bana kilitleyecek!"

Ardından da dev araçla beraber, hızla önümden çekip gitti.

Tanrı aşkına! Şu dev Escalade' lerin altında kalmak istemezdiniz. Araba o kadar büyüktü ki lastikleri neredeyse göğüs hizama geliyordu. Öte yandan Akademi'de Escalade'lerden veya Humvee ciplerden başka araba bulamazdınız çünkü Bay White ve diğer kurul üyelerinin zihin yapısı aynen şuydu:

Her zaman en pahalı olan iyidir!

Ancak şu sarışın askerin bana kırmızı kafa deyişi aklıma gelince düşüncelerden sıyrıldım. Lanet olası kızıl saçlarım. Neden herkes gibi bende kahverengi veya sarı saçlı olarak doğmadım ki?! Eğer öyle olmuş olsaydım kimse bana saçımla ilgili bir lâkâb takamazdı.

Yok Kırmızı kafa.
Yok Kızıl.
Yok Kırmızılı.

Ciddiyim bundan sonra saç rengimle ilgili yorum yapan ilk kişinin ağzını burnunu dağıtacaktım. Eh, Daniel hariç tabii. Eğer onun ağzını burnunu kırmaya çalışırsam büyük olasılıkla ben daha yapamadan o benim ağzımı burnumu dağıtırdı.

Çakıl taşlı yoldan dönüpte yurt binasının önüne geldiğimde ürpererek Daniel'i aklımdan çıkardım ve çelik kaplama kapıları geçerek odama çıkan merdivenlere yöneldim.

Öğlen vakti olmasına rağmen akademinin koridorları fazla kalabalık değildi. Sadece bir kaç kız öğrenci lobide oturmuş telefonlarını kurcalıyorlardı.

Tam merdivene adımımı atacakken istemeden de olsa duyduğum bir konuşmayla durdum.

"Yeni bir saldırı olmuş, duydunuz mu? "

Lobide ki kızlar merakla telefonunda ki bir makaleyi gösteren kızın başına toplandılar.

Kız makaleyi okurken basamakların başında adeta taş kesilmiştim.

"Kadmos Bölgesi yakınlarında gerçekleşen saldırıda bir bölük komutanı öldürülmüş ve iki çavuş, isyancılar tarafından esir alınmıştır. Görevli bölükler geri saldırı yetkisini almışlardır. Bay White ise esirlerin er yada geç geri alınacağını bildiren bir bildiri yayınlamıştır."

İsyancılar.
Onlar burada eğitilmemizin temel sebebiydiler. Ülkemizi yıkmaya çalışan vatan hainleriydiler.

İlk başlarda oldukça güçlü olan ve çoğu insana suikast düzenleyen isyancılar ülke için büyük bir tehtit oluşturuyorlardı. Bu yüzden Bay White bu Akademi'yi kurmuştu. Bizler ülkenin adaletiydik, polisleriydik, askerleri ve koruyucularıydık.
Ve bizler sayesinde isyancılar artık eski güçlerini kaybetmişlerdi.

UYANIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin