64.BÖLÜM

135 13 4
                                    

Eve geldiğimizde hava çoktan kararmış,insanlar evlerine toplanmıştı.Arabadan inerek arka koltuklarda olan karton poşetlerin hepsini elime geçirerek kapıyı kapattım.

"Tanrım,bu kadar ne aldık?"

Jade zorluk içinde yürürken kafasını bir sağa,bir sola doğru salladı.

"Bilmiyorum,zamanın nasıl geçtiğini bile farkedemedim."

Dediğinde güldüm.Kapıyı çaldığımızda Louis karşılamıştı.Bana bakıp gülümserken,gözü ellerime kaydığında ağzı açık kaldı.

"Şaka mı bunlar?"

Diyerek gülmeye başladı.

"Bu kadar ne alabilirsiniz ki!"

Diyerek kahkahalar içinde boğuldu.

"Ah."

Diyerek kendim içeri attım ve poşetleri kenara koydum.Hızlı adımlarla kendimi salondaki koltuğa attım ve gözlerimi kapatarak vücudumu dinlendirdim.Tanrım,ne yorucu gündü!

"Amy gerçekten onların hepsi senin mi?"

Kafamı sağ sola  salladım.

"Maalesef benim hayatım."

Yanıma geldiğinde bedenimi bacak arasına aldı ve saçlarımı okşadı.

"Ne aldıklarını bana göstereceksin değil mi?"

Ah,bikinilerimden bahsediyor olmalıydı.Kaşlarımı çattım.

"Umarım."

Dedim ve ellerimizi buluşturdum.Gözlerimi açtığımda balkondan aydınlık geldiğini farkettim.

"Orada ne var?"

Jade ayakkabıları uzun bağcıklı bot oldukları için çıkarmasıda,çok zaman alıyordu.

"Ah,unuttum."

Diyerek hızla elimi sıkıca tuttu ve büyük adımlarla salondan çıkarak üst kata çıkmaya başladık.Yatak odasına girdiğimizde kapıyı kapadı ve kilitledi.

"Louis ne yapıyorsun?"

Nefes nefese kaldığım için sesim kesik kesik çıkıyordu.

Beni yatağa oturtturdu ve ellerimi tuttu.Birşey demiyordu,şaşırmıştım.Gözlerimin içine bakıyordu,bende onunkilere bakıyordum.

"Dean aşağıda,Jade'i bekliyor."

Hatırlatmasıyla akıllanmam yeni oldu.

"Olumsuz olursa?"

Diye sordum.Louis kafasını hayır şeklinde salladı.

"Diyeceğini sanmıyorum,bende yardım ettim."

Dediğinde gözlerimi kıstım ve elimi yeni çıkacak olan sakalına koydum.Yatağa beni uzandırdı ve battaniyeyi üzerime örttü.Kendisi ayağa kalkarak balkon camlarını açtı ve tül perdeleri çekti.Ay elmas gibi parlıyordu.Tıpkı filmlerdeki gibiydi.Birbirini seven çift,ay manzarası ve aşk...

Battaniyenin altından onu izliyordum.Yanıma geldiğinde konuşmadan üzerimde olan kıyafetleri çıkardı.Birşey demedim,çünkü gerçekten onları çıkarmam için yardım gerekiyordu.İç çamaşırlarımla kaldığım için battaniyeyi iyice ikimize çektim.Onun altında eşofman olduğu için fazla dert etmedim,ancak yine çıkarmakla yetindi.Kafamı çıplak göğsüne yasladığımda,aklıma şuan ki halim geldi.Daha yolun başındaydım,ancak şimdiden yorulmuştum.Annem,babam veya abim yanımda yoklardı.Onları özlüyordum.Benim anne ve babaya ihtiyacım vardı,onlara sarılmaya,dertlerimi paylaşmaya ihtiyacım vardı.

SNAPCHAT || LOUİS TOMLİNSONWhere stories live. Discover now