18. BÖLÜM

388 25 4
                                    

Yalan söylemekten nefret ettiğimi söylemiştim! Size bahsetmiştim! Abime söylediğimde beni öyle yalnızca bırakacağını bile düşünmemiştim.Benden,ona yalan söyledim diye nefret etmesini beklemezdim.Şuan akşam olmuş,sokak lambanın çaprazında oturmuş ağlıyordum.En değerlilerimi kaybettim.En sevdiklerimi ve en önemsediklerimi.Ailemi.

Oturmaktan ağrıyan bacaklarımı umursamadan bir küfür savurdum ve oturduğum kaldırıma bir tekme geçirdim."Siktir!" Aranmaktan bozulacak telefonumu umursamadan kendimi zor tutuyordum."Siktir!" Diye tekrar bağırdığımda hızlı adımlarla yürümeye başladım.Nereye gideceğime dair hiçbir fikrim yoktu ancak gidecektim işte.Cehennemin dibine.

LİAM'IN AĞZINDAN

Amy'i abartmıyorum 67. Kere aradım ve kahretsin ki cevap vermiyordu.Jade'lerde bizim çocuklar ve Dean'la Jade oturmuş Amy'i arıyorduk."Bu böyle olmaz,ben dayanamayacağım!" Diye sinirle ayağa kalkan Louis'e ve arkasından onu durdurmak için giden Niall'a baktım."Polise haber verelim diyorum hayır diyorsunuz! O zaman çıkar ben ararım!" Diye ceketini alıp kapıyı sertçe kapattı.Niall'da hızla arkasından çıktı.Hayat ne boktan gidiyor böyle! Telefondan sinyalinide bulamıyorduk.Jade gözyaşlarını en sonunda tutamayıp hıçkırmaya başladı."Jade...Lütfen ağlama,onu bulacağız." Jade Dean'ın onu sarmasına izin verirken onları izledim.Birbirlerine oldukça yakışıyorlardı ve çok tatlı ve iyi insanlardı.Onları az çok tanımasamda ısınmıştım.Kapı çaldığında Amy zannedip Zayn hızla kapıyı açtığında sarışın bir erkek gördük.Niall.

"Tek başına arayacağına ve onu bulduğunda herşeyi itiraf edecekmiş." Dediğinde herkesin bakışları büyüdü."Ne? Neyi itiraf edecekmiş?" Jade'in sorusuna sessizce fısıldadım."Tommo aşık olmuş..."

AMY'NİN AĞZINDAN

Tanrıya şükür yanımda param vardı ve içtiğim içkinin parasını ödedim.Başım dönüyordu ve nereye gideceğimi bilmiyordum.Hayattan nefret ediyorum,acımasız ve kötü hayattan.Beni bu hâle getiren hayattan nefret ediyorum.Kendimden de nefret ediyorum.Herkesten nefret ediyorum.Dünya üzerindeki bütün insanlardan,tanıdıklarımdan ve tanımadıklarımdan nefret ediyorum.Herşeyden nefret ediyorum.Kimse bana değer vermiyor.Kimse beni önemsemiyor.Başımın dönmesiyle düşmemek için sendelediğimde sol kolumda beni dengeleyen bir el hissettim."Amy?" Sesi kalın ve pürüzsüzdü.Başımı kaldırıp baktığımda çift kahverengi gözlerle karşılaştım.Johanna.Bana ilkokuldan beri aşık olan çocuk.Gözlerimi kırpıştırıp yüz hatlarını çözmeye çalıştım."Johanna? Bu sen misin?" Kafasını yavaşça salladı."Evet güzelim,benim." Cevap vermeyince tekrar konuştu."Seni eve götürmemi ister misin? Çünkü iyi gözükmüyorsun." Dediğinde kafamı hayır anlamında salladım."Eve gitmek istemiyorum.Lütfen beni o cehenneme geri götürme." Dediğinde kafasını salladı."Pekâla,bu gece bende kalırsın." İyi niyetini hâla kaybetmemişti.Onun bana ettiği teklifi sırf arkadaşlığımız bozulmasın diye kabul etmemiştim,ancak teklifi reddedince çoktan aramız bozulmuştu.Beyaz bir Audi A5'e bindiğimizde kafamı cama yasladım.Kısa bir süre sonra büyük bir villanın önüne gelmiştik.Arabadan inip eve girdiğimizde Johanna'nın evi olduğunu anladım.Bahçeye havuzun yanındaki siyah masaya geçip beni oturtturduğunda masaya kırmızı meyve şarabı getirmişti.Bardaklara doldurup önüme koydu."İyi misin? Bana anlatmak ister misin?" Dediğinde belli belirsiz kafamı salladım."Çok kırıldım,çok parçalandım,ailemi kaybettim,sevdiklerimi kaybettim,değer verdiklerimi kaybettim..." Dediğimde yanaklarımdan aşağı süzülen yaşlarımı elimin tersiyle sildim."Önemsenmiyorum." En çok canımı yakanda buydu.Kimse tarafından önemsenmiyor ve sevilmiyordum.'Amy Ve Dean Hariç.' Bahçe dışarıdan gayet gözüküyordu ve söylediklerim dışarıdan duyulabilirdi."Tanrım...Amy." Diye Johanna fısıldarken cümleme devam ettim."Ben bir zavallıyım Johanna,kimse tarafından sevilmeyen aptal bir kızım.Dünyada yaptığım ve olduğum tek şey yaşamak ve fazla nüfus.Başka birşey yapmıyorum." Dediğimde Johanna açık kahverengi gözlerini mavilerime dikmiş bakıyordu.Gözlerinin arasında yoğun duygular olsada umursamadım.

LOUİS'İN AĞZINDAN

Amy'le en son konuştuğumda bardaydı.Telefonumu açmıştı ve daha eve dönmeyeceğini söylemişti.Sarhoş olmalıydı ki kendinde gibi konuşmuyordu.Barın içine girerek Amy'i aradım ama Amy ortalıkta yoktu.Hiç bir yerde yoktu.Lanet olsun! Bardan çıkarak tekrar arabama bindim ve düz devam ettim.Sağ tarafımdaki villaların bahçesine bakıyordum.İçimde bir ses Amy'nin buralarda bir yerlerde olduğunu söylüyordu.Gözüme takılan bir bahçede bir erkekle kız vardı.Yüzlerini seçemiyordum ama kız sarışındı.Arabadan aşağı inip Amy olabilir düşüncesiyle izlemeye başladım.Düşünceme yanılmamıştım,o Amy'di.Yanındaki de kimdi öyle?Onun tanımadığı bir erkekle ne işi vardı? Tanrım lütfen tanımadığı birinin evine gitmiş olmasın.Sessizce durup Amy'nin dediklerini dinlemeye başladım."Ben zavallıyım Johanna,kimse tarafından sevilmeyen aptal bir kızım.Dünyada yaptığım ve olduğum tek şey yaşamak ve fazla nüfus.Başka birşey yapmıyorum." Kadife sesi sustuğunda onu izledim.Ağlıyordu.Böyle düşünmemeliydi.Ona hiç kimse değer vermesede ben değer veriyordum.Çoktan da çok.Johanna Amy'e yaklaştığında kalbim hızlı atmaya başladı.Tanrım! Hayır olamaz! Amy...Bunu bana yapma.Amy'nin dudakları yavaşça Johanna'nın dudaklarını örterken gözlerim dolmuştu.Onu bulup,ona itiraf edecektim.Ona aşık olduğumu itiraf edecektim.Lanet olsun.Lanet olsun! Hızla arabaya ilerlerken bastığım taştan ses çıkınca hızlıca arabaya bindim ve sürmeye başladım.Hayat ne boktan...Nefret ediyorum...En çokta kendime acıyorum...

*******

Biraz üzülün dedim sjsjd neyse yorum yapmıyosunuz kötü oluyorum biraz :( Niden? Lütfen yorumlayın ve votelayın! Sizi seviyorum! Byee!

SNAPCHAT || LOUİS TOMLİNSONWhere stories live. Discover now