48.BÖLÜM

176 17 8
                                    

Gözlerimi açtığımda Christian'ın yere yığıldığını gördüm.Ölmemiştim,öldürülmemiştim! Etrafıma baktığımda çatışma çıktığını fark ettim.

"Amy!"

Abimin sesiyle onlara doğru koştum ve sarıldım.Neyin çatışmasıydı bu?Louis'in ellerini çözerek abimin elinden tuttum ve koşmaya başladım.Karşıma çıkan ilk odaya girdim ve kapıyı kapatıp kilitledim.Sırtımı kapıya yaslayıp derin derin nefes almaya başladım.Louis'e baktığımda onunda bana baktığını fark ettim.Hızlıca birbirimize yürüyerek sıkıca sarıldık.Bedenim büyük kollarının içinde kaybolurken yanağını öptüm ve kokusunu çekebildiğim kadar içime çektim.

"Neden yaptın bunu Amy?"

Dediğinde elimi ensesine yerleştirdim ve kendime daha çok çektim.

"Şş."

Dediğimde susmadı ve devam etti.

"Orada ölebilirdin."

Dedi ve yüzümü avuçlarının içine aldı.

"Emin ol bu düşünce beni daha da çok çıldırtıyor."

Dediğinde bende ellerimi yanaklarına koydum ve gözlerinin içine baktım.

"Bunları konuşmanın sırası değil Tommo."

Dedim ve dudağına öpücük kondurdum.

"Sen yanımda ol yeter."

Dedim ve dudağına tekrar öpücük kondurdum.Sağıma baktığımda abim kafasını eğmiş elleriyle oynuyordu.Louis'den ayrılarak abimin yanına gittim ve ona sarıldım.Onu gerçekten çok ama çok özlemiştim.Herşeyiyle özlemiştim.Ellerini belime sarıp kendine çekti.Kafamı boynuna gömüp hasret kaldığım kokusunu içime çektim.Gözyaşlarım yanaklarımdan aşağı süzülürken abimin mavi gözlerine baktım.

"Neden beni bıraktın?"

Diye sorduğumda gözlerindeki üzüntüyü gördüm,acıyı,hayal kırıklığını...Bu benim kalbimi daha da çok acıtmıştı.

"Üzerime bıraktığın o yükler benim için çok fazlaydı,gerçekten çok fazlaydı."

Dediğimde ağzını açtı ama birşey söyleyemedi.

"Sen üzülme diye sana doğruları söylemedim evet,ama sende bana hak ver."

"Amy ben..."

Dedi ve devamını getiremedi.Ellerimle yanaklarımdaki ıslaklığı sildim ve konuşmaya devam ettim.

"Seni kaybetmemek için söylemedim.Bana destek olman için söylemedim."

Dediğimde kollarını tekrar bedenime sardı,boğuk çıkan sesi ağlamışa benziyordu.

"Amy ben özür dilerim...Senden çok özür dilerim...Çok büyük hata yaptım,seni yalnız bıraktım ve sana çok büyük haksızlık ettim,biliyorum.Lütfen beni affet...Çok özür dilerim..."

Durmadan akan gözyaşlarımı umursamdan ona iyice sarıldım.Susmayı tercih etmiştim,başka diyecek birşeyim yoktu çünkü.Onu affedebilirdim,ancak asla unutamazdım.

"Annem ve babam benim içinde çok değerlilerdi."

Onu dinlemeye başladım.

"Ama olmadı,yapamadım.Onları gömmek benim için çok zor."

Kafamı salladım ve kollarından çıktım.Yüzüne bakarak konuşmaya başladım.

"Buradan gitmemiz lazım."

Konuyu değiştirmeye çalışmıştım.İşe de yaramıştı.Louis elimi tutup kapıya ilerledi.Çatışma bitmişti.Yerde yatan adamları görünce birden nefesimi tutmuştum.Louis gözlerimi kapatıp beni kucağına almıştı.

"Ah..."

Niall'ın sesini duyduğumda gözlerimi açtım ve yere inip Niall'a sarıldım.

"Bizi çok korkuttunuz Amy."

Dedi.

"Bende sizi özledim."

Dedim ve gülümsedim.Çocuklara teker teker sarıldıktan sonra aşağı inmeye başlamıştık.2 tane jiplerden birine binip cam kenarına geçtim ve Louis'in göğsüne kafamı yaslayıp çocukların verdiği battaniyeyi üzerime daha da çok çektim...

**********
Ekşınlar bitmiyor! 😂😂 Yeni bölümde tekrar karşılaşırız! Biraz daha ilerlettiğimde final yapmayı düşünüyorum bilginize! Öptüm! Byee! 😍💓❤️

SNAPCHAT || LOUİS TOMLİNSONWhere stories live. Discover now