SEÇİM

64

Dünden beri dağ evindeydik . Herkes beni şehirde ararken kimsenin aklına buraya bakmak gelmiyordu . Dün geceden beri bu odada kapaliydim.
Aglamaktan şişen gözlerimi bir nebze olsun kapatamiyordum. Hazar gelecek ümidi ile karanlık bir odada bekliyordum. Tek dayanagim olan bebegime sığınıp güç almaya çalışıyordum.

Ceren haklıydı . Belgin hanim gerçekten tehlikenin tam adıydı . Düğün gecesi beni kaçırıp bu dağın başına hapsetmisti.

Kapının açılma sesi ile kapiya döndüm. Kısa boyuna rağmen güçlü olan kadın hepimizi kandirmisti .

Hadi çık dışarı diye beni dışarı çıkardı . Işıktan dolayı gözlerimi biraz rahatsız olsada alışmaya çalıştım.
Salona geçip beni karşısına aldı.

- Neden beni kacirdin. Ben sana ne yaptım dedim.

- Sen benim oğlumu caldin. Yetmedi bir de ondan cocuk yaptin.

Bu kadın nasıl bir manyakti . Oğluna aşık olduğum için beni kaçırmıştı . Lutfen Hazar cabuk gel diye dua etmeye basladim.

- Ceren 'i neden oldurdun o ne yaptı sana da oldurdun .

- Birincisi sevgili gelinim o kiz ölmedi . Oğlumu rezil etmenin sonunu karnındaki sıçan ödedi .
Onu hamile iken öldürmeye çalıştım. Ama küçük birşeyi hesaba katmadim. Seni öldürürken herşeyi hesapladim.

Bu kadın beni öldürmeden buradan cikmaliydim ama nasıl kurtulacaktim onu düşünmem gerekiyordu .

- Hazar beni severken ve karnimda senin torununu taşırken nasıl oldureceksin.

- Bu beni ilgilendirmez bundan sonra oğlumun uzulmesini istemiyorum . Oğlumu üzecek herkesi yok ederim ben .

Bu lanet yerden hemen kurtulmam gerekiyordu . Yaşlı cadı hepimizi kandirmisti . Bu cadidan kurtulunca hepsini odetecektim Bir an önce burdan kurtulmam gerekiyordu . Silah masanın üzerinde olduğu için belki bir şansım olabilirdi .

Konsolun üzerinde duran vazoyu bir anda üzerine atınca dikkati dağıldı . Uzerimde gelinlik olmasına rağmen koşmaya basladim. Kapı kilitli olduğu için o bahçeden açılan camlı kapıdan atlayıp vücudumda açılan kesiklere inat koşmaya basladim. Ormanın içine doğru koşmaya devam ederken Hazar ile evlendigim o boş alana çıktım. Ama arkadan silah ateş edilmesi ile durmak zorunda kaldım.

- Nereye kacabilirsin aptal kiz diye arkamdan koşuyordu .

- Lütfen yapma . Sana yalvarıyorum bırak beni .

Gözlerinden dökülen yaşlara inat ona yalvarmaya basladim . Sıcak gözyaşları yanagimda yol yaparak aşağı iniyordu. Lutfen Hazar cabuk ol diye içimden geçirdim.

- Sen ölmeyi hak ettin diye tettigi çekip soğuk silahı alnima dayadı . Lutfen yapma bana acimiyorsan bebegime acı diye inledim.

- Bebek önemli değil . Oğlum önemli . Siz sadece onu biraz mutlu ettiniz ama ben oğlumun hep yanindaydim.

Anne diye bağıran Hazar 'i gormemle kurtuldum diye düşündüm. Ama silah hala alnimdayken bu çok zordu .

- Anne birak onu diye araya giren Elçin .

- Uzak durun . Yoksa onu öldürürüm diye bağıran Belgin hanim tüm ormanı inletti .

- Anne yapma . Hayatımı mahvettigin yetmedi mi ?karımı neden olduruyorsun dedi Hazar .

- Hayır ben senin hayatını mahvetmedim diyen Belgin hanim basimdaki silahı çekip oğluna döndü .

Bu ani bilerek Hazar 'a baktim şimdi dermiscesine gözünü kırptı. Yerden dogrulup kaçmak için hamle yaptım .
Gelinligin eteklerini toplayıp kaçmaya çalıştım . Ama ormanı dolduran silah sesi ile yere yigildim.

Sırtımdan yayılan sıcak sıvı ile yere düştüm. Gittikçe yayılan acı felç etmeye yetiyordu . Nefesini kesip seni boguyordu. Vücudum yanıyordu ve gittikçe kararan gözlerim ile karanlığa itiliyordum. Ellerimi son kez bebeğine uzattım. Ama bedenim çoktan karanlığa itilmisti . Gözlerim çevremde olan şeyleri ağır çekimde gibi gösterirken karşımda duran Hazar ile muhteşem yeşil gözlerine bakmakla karanlığa gomuluyordum.