BÖLÜM 5: "İNAN"

Start from the beginning
                                    

"Benim yüzümden oldu. Böyle karanlık bir şeyin olacağını hissediyordum. Ama sustum. Sana anlatmadım kızım. Melisa'ya anlatmadım. Sense tüm olanları başkasından öğrendin. Benim yüzümden ölüm perisi olmak bir lanet gibi sizin üzerinize de çöktü."

Artık üçü de ağlıyordu. Suçluluk ve keder odanın hakim kokusu olmuştu. Ağır hava pencereden esen rüzgarla odaya iyice yayılmış buz tutmuş kalpleri sarsmıştı.

Yasemin bunun böyle olmadığını biliyordu. Suçlu anneannesi değildi. Ölüm perisi olmak onun hatası değildi. Kendiliğinden olan bir şeydi.

Tek suçlu insanları güç kazanmak için kullanan bir Kara Druid'di.

Gözyaşlarını silip sesini temizledi. Hala "n" harfini telaffuz ederken sıkıntı çekiyordu.

"Kendini suçlaman anlamsız anneanne. Böyle olmasını sen istemedin. Sana söz veriyorum. Bulacağım. Melisa'nın bedenini de katili de... Bulacağım."

Bulmalıydı ki içi rahat etsindi. Diğer dünyada ailesinin karşısına yüzü ak çıkabilsindi.

"Melisa'dan sonra seni de kaybedemem. Hem ben nasıl bakacağım annen ve babanın yüzüne diğer tarafta. Melisa gitti. Ona sahip çıkamadım." dedi kadın boynu bükük şekilde. Kızının emanetine sahip çıkamamıştı. Yasemin'ide kaybedemezdi. Torunu onu dinlemeyecekti biliyordu; ama şansını denemeliydi. Hiç değilse onu korumalıydı.

"Ben de diğer dünyada Melisa'ya bu konu hakkında hesap veremem. Annem ve babam. Burada olsalardı onlar benim yerime yaparlardı."

"Onlar birlikte güçlüydüler."

İkna çabalarına devam ediyordu kadıncağız gözleri yaşlı.

"Ona yardım edeceğim anne."

"Ben annem kadar hisli, babam gibi güçlü olabilirim."

Sessizlik...

İkisi de kadının koyu yeşil leyl kadar karanlık gözlerine bakıp gelecek cevabı bekliyorlardı.

"Dikkatli ol." dedi kadın ve tekrar eski sessizliğine büründü. Bu beklenen haberdi. Kadına dökülen diller meyvesini vermiş, kadın sonuçta bu işi kabul etmişti. Yasemin üç gündür ilk defa yüzü gülmüştü.

Odadaki sevinç havası zil çalınca dağıldı. Yasemin yerden kalkıp kimin geldiğine bakmak için kapıya ulaştı. Kapıyı açtığında en yakın arkadaşı Rima boynuna atladı ve hıçkırarak ağlamaya başladı.

Kız fındık kabuğu rengindeki saçları ve ela gözleriyle isminin hakkını veriyor, ceylan yavrularına benziyordu.

İlkokuldan beri arkadaşlıkları süregelmişti. Sevdikleri yemek, renk, film, kitap ve şarkı farklı olabilirdi. Çok farklı kişiliklere sahip olabilirlerdi; ancak onlar bu özellikleriyle birbirlerini tamamlıyorlardı. Birbirlerini en iyi yine onlar anlardı.

"Doğru mu Yasemin? Melisa Abla kayıp mı?"

Yasemin arkadaşını içeri davet edip kapıyı kapattı. Odasına geçip oturdular. Kız hala ağlıyordu.

"Bana neden haber vermedin? Bilseydim anneme söylerdim, şehir dışından daha erken gelirdik."

"Telaşlandırmak istememiştim."

"Haber falan var mı?"

Şimdi ona anlatsa inanır mıydı ki?

"Rima..."

"Evet?"

"Ablamın kaybolduğu gün çok kafa karıştırıcı bir şey oldu. Daha sonra bu kafa karıştırıcı olay yüzünden daha da kafa karıştırıcı şeyler yaşadım."

Söylediklerini kendisi bile anlamamış gibi arkadaşına bakıyordu. Rima gözlerindeki beklentiye cevap arıyordu.

"Selim'le konuşacaktım. Onu nasıl sevdiğimi anlatacaktım. Cesaretimi toplayıp söze başladığımda Kerem koşarak geldi. Melisa'ya ulaşamadığını söyledi. Her zaman gittiği tepeye bakabileceğimizi söyledim. O da bana o tepeyi onsuz asla bulamayacağımız söyledi."

Kız anlatılanları kafasında tartmaya çalışıyordu; ama anlamıyordu.

"Anlamadım. Neden bulamıyorsunuz ki?" diye sordu çocuksu bir masumiyetle.

"Anlatacağım. Ama önce şunu dinle. Tam o sırada bazı fısıltılar duydum. Ses pastanenin önündeki üvez ağacından geliyordu. Söylenen şeyse Melisa'nın öldüğüydü."

"Ben bir ölüm perisiyim. Yani öyleymişim. Yeni öğrendim. Ölümleri hissedebiliyormuşum. Ben Tepelerin Kızı'yım. Biliyor musun bana bunları Kerem anlattı. Melisa'da benim gibiymiş; ama benden saklamış. Hatta annem, anneannem bile..."

Rima ona aklını kaçırmış gibi bakıyordu. Hafiften ondan korkmuştu bile. Daha fazla oturamayacağını anlayınca işinin olduğunu bahane etmeye karar vermişti. Burdan hemen gitmeliydi.

Gitmek için ayağa kalktığında Yasemin onun inanmadığını anlamıştı. Sanırım ekip kurma düşüncesi başlamadan bitmişti. En yakın arkadaşı bile ona inanmazken başkasını nasıl inandırabilirdi?

"Yasemin sonra tekrar gelirim. Gitmem gerek."

"Bana inanmıyorsun."

Kırıldığı belliydi. Kız toparlamaya çalıştı.

"Hayır... İnanıyorum... Nereden çıkardın? Sadece bir işim olduğunu hatırladım. Tekrar geleceğim. Söz veriyorum."

Yine aynı şey oldu. Fısıltılar duymaya başladı. Kısık sesler beyninin içini bu sefer doldurmuyordu. Daha azdı bu sefer. Alışıyordu belki de.

"Koş!"

"Acele et!"

"Koşmazsan ölecek!"

Bir anda kapıya doğru atak yapıp koridora çıktı. Rima peşinden gitti.

"Yasemin iyi misin? Ne oldu?"

Yasemin ayağındaki terliklere aldırmadan dış kapıyı açıp merdivenlerden indi. Rima hala peşindeydi. Onun inanmasını istiyordu. Hiç kimse inanmasa bile o inanmalıydı.

"Biri tehlikede. Onu kurtarmalıyım." diye bağırdı merdivenlerden ikişer ikişer inerken. İçindeki korkuyu bastırmak imkansızdı. Birinin öleceğini bilmek korkunçtu.

Dışarı çıktığında caddeye bakındı. Hiçbir şey göremedi. Sonra sokağın başından tiz bir fren sesi duyuldu. Bir kaza olmuştu ve Yasemin onu önleyememişti. İşe yaramaz gibi hissediyordu kendini. Hayat birini daha almıştı. Yüreğindeki azap git gide büyürken felaketlerin başladığını hissetti ve yavaşça yere çöktü. Tozlu kaldırıma oturup üzerinin kirlenmesine izin verdi.

"Yapamadım." diye fısıldadı.

Daha birinin öleceğini bilip onu engelleyemiyorum. Nasıl tüm kasabayı koruyacağım ben?

Gözünden bir damla süzülüp avuçlarına düştüğünde bir el omzunu tuttu. Destek olmak ister gibi yanına biri çöktü.

"Ölüm perileri kaderde varolanı, ölümü öngörürler. Kaderi değiştiremezler. Yapabileceğin bir şey yoktu."

Yasemin sola dönüp arkadaşının suratını incelerken dudaklarının kıvrıldığını hissetti.

"Bir kitapta okumuştum sanırım." dedi kız gülümsemeye çalışarak. Bu gülümseme her şeydi iki kız içinde.

"İnanıyorsun." diye fısıldadı.

"İnanıyorum." diye fısıldadı.

TEPELERİN KIZI Where stories live. Discover now