29. Bölüm: "Yalancı."

11.8K 662 133
                                    

Sıla'dan *Geçmiş*

Alp'in, "Bu çocuktan nefret ediyorum!" Diye tısladığını duyduğumda başımı kaldırıp kime baktığını görmek için bakışlarını takip ettim. Tanımadığım bir çocuktu. İfadesiz suratı bizim olduğumuz noktaya kilitlenmiş bakarken yanındaki dingiller gülüşüp duruyordu.

"Neden ki?" Diye sordum merakla. Bir şey mi olmuştu aralarında?

"Dokuzuncu sınıftan beri kavga ederiz. Siz kızlar ne dersiniz buna... Yıldız uyuşmazlığı?" Gözlerini kısıp devam etti. "Evet, yıldız uyuşmazlığı dersiniz."

"İyi de bu çok saçma. Bir neden bile yok mu kavga etmeniz için?"

"Erkeklerin kavga etmek için bir nedene ihtiyacı yok. En ufak bir ters bakış kavga çıkarır."

Hah'ladım. "Çok saçma. Bu önyargı!"

Omuz silkti. "Napalım, yapımız böyle."

Gözlerimi çocuğa geri çevirdiğimde gözlerindeki hüzünü yakalamam zor olmamıştı. Bize bakıyordu ama sanki bunun farkında bile değil gibiydi.

Alp, "Ne o, beğendin galiba?" Diye sorduğunda sesindeki tuhaf tınının umut ettiğim şey olması için içimden dua ettim.

"Çocuk çok yakışıklı Alp." Dedim onu sırf sinir etmek için.

"Kavgalı olduğum biri. Onunla herhangi bir yakınlaşman olursa bana, sana arkadaşım diyerek hata yapmış olduğumu gösterirsin." Dedi sinirle. Amacıma ulaşmıştım.

Ama onun arkadaşı olduğum düşüncesi beni yine üzmüştü. Beni hüzün dağından aşağı iten bu kelimeye sıkı sıkı tutunmak ve en azından onun varlığıyla mutlu olmak istiyordum.

Katilime güvenen bir kurban gibiydim.

-

Gökçen ve Alp karşımda oturmuş gülerek sohbet ederlerken gözlerimi kapatıp bu gürültüde uyumayı diledim. Bu görüntüyü karşımda görmek acı veriyor ve kalbimi kırıyordu.

Her seferinde kalbimi habersizce kırıp bana toplatmaktan usanmamıştı lanet çocuk.

Birinci dönem son bulmuştu. Karne günü, akşam dışarı çıkmayı ve biraz eğlenmeyi teklif etmişti Alp. Ama bunu söylerken Gökçen denen sarı yellozun da geleceğinden bahsetmemişti.

Kayıp DudaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin