8. Bölüm: "Sana ihtiyacım yok."

15.8K 859 206
                                    

Bölüm şarkısı; The Neighbourhood- A Little Death

*

Yağmur

Cidden mi?

Cidden buluşmaya gidiyordum ve bu halde mi gidiyordum?

Sinirlice aynadaki yansımama bakarken annem pat diye odama daldı. Sıçrayarak anneme döndüm. Kaşlarımı çattım. O da aynı şekilde bana bakıyordu. Gözlerindeki merakı görebiliyordum.

"Yağmur, nereye böyle?" Diye sordu kaşları havaya kalkarken. Cuma akşamı nereye gideceğimi haliyle merak ediyordu. Genelde cuma günleri ailecek yemek yerdik ama bu sefer onları ekecektim.

"Arkadaşımla buluşacağım." Dedim tekrar aynaya dönerken. Saçlarımı elimle düzelttim. Saçlarımı her zamanki gibi yapmamıştım. Yani bu sefer kabarık değildi. Makyajım da sadeydi. Kızın korkup benden uzaklaşmasını istemiyordum çünkü. Zaten Laden'in aksine ben her zaman saçlarımı kabartmaz veya gotik makyajı yapmazdım.

Çoğunlukla siyahlara bürünerek gezsem bile çabuk sıkılan bir yapıya sahip olduğum için arada değişik de giyindiğim olurdu.

Üstümdeki sade siyah tişörtü pantolonumun üstüne çekmek yerine ceplerime sıkıştırdım. Evet, böyle de tuhaf bir alışkanlığım vardı. Tişörtün ucu daima ceplerimde olurdu. Son olarak siyah dar pantolonun kırışan yerlerini düzelirken annem, "Bugün aile yemeği günü." Dedi. Aynadan gördüğüm kadarıyla ellerini göğsünde birleştirmişti.

Çantamı da aldıktan sonra "Biliyorum." Deyip ona döndüm. "Sadece bir günlük izin istiyorum. Söz bir daha olmaz." Yanağını öperken şirin gözümeye çalıştım.

"Peki. Baban gelmeden ortadan kaybol. Çıkarmaz biliyorsun." Dedi beni yönlendirirken. "Dikkatli ol." Dediğinde kafamı sallayıp aşağı indim. Arabamla gitmeyecektim çünkü daha ehliyetim yoktu. Bu yüzden taksi çağırdım ve gelmesini sabırla bekledim. Gitmek istediğim pek söylenemezdi ama Kaan'ı da yalnız bırakmak istemiyordum.

-

İlk gelenin ben olduğuma inanamıyordum. Sinirle kafede gözlerimi gezdirdim. Sonra oturduğum masadan kalktım ve görünmeyen bir yere gittim. En son gelmişim havası vermek istiyordum.

Birkaç dakika sonra kapının orada Kaan'ı ve yanındaki diğer iki kızı gördüm. Biri eşcinsel olandı ama hangisi olduğunu henüz çıkaramamıştım. Sonra sarışın kız gözüme çarptı. Okulda sürekli olarak göz göze geldiğim biriydi ve bana pek de sıcak baktığını söyleyemezdim. Ezikler gibi bakmasına sadece gülüyordum. Bunları pek takmazdım ama şuan bu kızı Kaan'ın yanında görmek beni sinir etmiş ve aynı zamanda kıza kafa atma isteğimi ortaya çıkarmıştı.

Kaan ve kız yanyana oturdular ve etrafa bakındılar. Sanırım beni arıyorlardı. Omuz silktim kendi kendime.

Biraz daha beklesinler. Ölmezler sonuçta.

Sarışın kız garsona sipariş verirken Kaan bir kez daha etrafına bakındı ve telefonundan bir şeyler yaptı. Telefonum titreyince ekrana baktım.

Neredesin?

Gülüp dikildiğim yerden çıktım. Onlara yeni gelmişim süsü vermek için kapının o tarafa doğru gittim görünmeden.

Daha sonra yavaş adımlarla onlara doğru yaklaştım. Telefonun ekranına hiçbir şey yapmadan bakarken mesaj atar gibi yaparak masaya oturdum.

Bu her zamanki taktiğimdi. Onları bir hiç saymak, her zaman ilgiyi üzerime çeker ve merak etmelerini sağlardı. Gerçi şuan onlar gözümde bir hiçlerdi.

Kayıp DudaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin