7. Bölüm: "Sanal arkadaş."

20.5K 813 257
                                    

Multimedya Sarp.
Bölüm şarkısı; The Pretty Reckless-House On A Hill

**

Damlalar halinde tepemden dökülen yağmura minnetlerimi sundum. Yağmur o kadar güzel bir şeydi ki hafiflememi ve bütün yaşadıklarımdan uzaklaşmamı sağlıyordu. Toprağın kokusu yoğun bir şekilde burnuma dolarken annemleri düşündüm. Beni yine psikologa götürme amaçlarını. Psikolog eski kızlarını geri istediklerine dair bir ton şey zırvalamıştı ben çıkarken. Buna pek inanmamıştım. Onlar sadece onlara sorun çıkarmayan, bir dediklerini ikiletmeyen kızlarını istiyorlardı. Eski şirin Laden'i kim niye istesindi ki? Onlar arkadaşlarına giderken yemeğe götürebilecekleri bir kız istiyorlardı.

Ve ben onların istediği kişi olmak istemiyordum. Ben, kendi istediğim kişi olmak istiyordum. İnsanlara göre hareket edemezdim. Bu benim hayatımdı ve ölene kadar da olmak istediğim kişi olacaktım.

Psikologtan çıktığımda Nazlı beni koltuklardan birine oturtmuş ve annemlerle konuşmak için yanımdan ayrılmıştı. Onlara ne dediğini merak etmiyordum. Konuşmaları bitince de eve doğru yola koyulmuştuk. Onlardan beni buraya bırakmalarını istediğimde geç olduğunu söylemişlerdi ama onları mükemmel ikna yöntemlerimle ikna etmiştim.

"İyileşmem için anne." Demem onlara yetmiş ve beni evin biraz ilerisindeki meydana bırakmışlardı. Şimdi de buradaydım işte. Yuvarlak, banklarla dolu tuhaf bir yerde oturuyordum.

Ellerimin üstüne damlayan yağmura baktım.

Gökyüzü ağlıyordu.

Gök gürültüsü kulaklarıma doldu. Gülümsedim. Gök gürültüsünü seviyordum. Belki de benim yerime bağırdığı içindi.

Dudaklarımın üstündeki suyu yalayıp etrafıma bakındım. Ağacın altındaki ıslak çimlere uzanmış köpek çekti dikkatimi. Kahverengi tüyleri ıslanmıştı. Kendini sudan korumak istermişcesine patilerini yüzüne kapatmıştı. Uyuyup uyumadığını bilmiyordum ama ona o sırada acıdım.

Yalnızdı.

Onu ısıtacak birisi yoktu. Yanında ona destek verecek, birbirlerine sokularak ısınmalarını sağlayacak bir köpek yoktu.

Benim gibi, diye düşündüm. Belki her şeyim tamdı. Ailem yaşıyordu, arkadaşlarım vardı ama kendimi hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim. Derdimi anlatacak kimsem yoktu ki, arkadaşlarımın olması yalnız olduğumu değiştirmiyordu.

Burnumu çektim istemsizce. Yağmurun altında kalmam beni hasta yapacağa benziyordu.

"Ne güzel." Diye mırıldandım kendi kendime. "Hasta olursam o lanet okula gitmem."

Köpek beni duymuş gibi yüzünden patilerini çekti ve bana baktı. Bakışları buğuluydu. Benim burada ne işim olduğunu kendine soruyordu belki. Belki de beni sevmemişti ve buradan gitmemi istiyordu.

Köpek birden ayaklanınca heyecanla ayağa fırladım.

Evet, beni parçalara ayıracak ve derimden kendine bir kürk yapacak.

Ağzını açmış bana gelirken köpeklerden korkmamama rağmen şuan delice korkuyordum. Isırırsa kuduz olurdum ve karnıma iğne yerdim ve ben bunu istemiyordum. Geri geri hızlıca yürüdüm. Ama lanet köpek üzerime gelmeye devam ediyordu. Kuyruğunu sallayarak bana doğru koşmaya başladı.

Küçük bir çığlık ağzımdan kaçtığında çoktan arkamı dönüp koşmaya başlamıştım. Allah'tan çantamı annemler eve çıkarmıştı. Bir de üstümde ağırlıkla koşamazdım.

Kayıp DudaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin