Harekete Geçiş

284 53 28
                                    

Serkan'dan

Serhat'ın peşinden bizde hızla ameliyathaneye indik. Umarım kızlar Serenay'a göz kulak olur...

İner inmez dolaplardan birinden 9-10 tane tüp çıkardı. İğneleri de çıkarıp tüplerden ilaçları çekti ve tam 4 tanesini bize verdi. Bu sırada Yusuf'un hala ameliyat masasında yattığını gördüm. Neredeyse korkudan yüreğime inecekti.

"Serhat Yusuf ne olacak!?" dedim.

"Biz onu saklayacağız. Siz gidin ama dediğim gibi ön kapıdan çıkın." dedi Serhat ve Hilmi'yle koşarak ön kapıya geldik. Arabalar artık arka bahçeye girmişlerdi ve sanırım şu an durdular. Kahretsin!!

Hemen etraftan dolandık ve arabaları gördük. Arabalardan inen kişi sayısı tam Serhat'ın dediği gibiydi.

Sanırım padişah sakallı, esmer, katil tipli, kısa ve takım elbiseli adam Hakkı bey. Ne beyi be Hakkı o Hakkı. Allahım sen neler yaratıyorsun. Hayır adamı kınadığımdan değil ama yinede.... Yüzü resmen ben katilim diye bağırıyor. Ya çok konuştum ben neyse.

Hakkı diye düşündüğüm kişi, gözleri siyah bi bez parçasıyla kapalı hastayı tutarak ite kaka villaya götürmeye başladı.

Bi dakika!!! Az önce adamın belinde gördüğüm şey silah mıydı!!!? Tabikide adamlar gizli kapaklı işler yapıyorlar, silahlarının olmayacağını nasıl düşünebildim ki ben!? Bizimkiler adam silahını kullanmadan etkisiz hale getirseler bari!...

3 korumada onların arkasından villaya girdi ve 2 koruma arabaların yanında kaldı. Tamda Serhat'ın dediği gibi ve plan tıkır tıkır işliyor. Bi dakika arabadan başka biri daha iniyor. Hay dilimi eşşek arası sokaydıda plan işliyor demeseydim. Neyseki Chris yanımızda değil. O burada olsaydı şom ağzını açtığı anda bütün aksilikler bizi bulurdu. Ben diyince sadece şoför arabadan indi.

Hilmi'ye dönüp olabildiğince kısık sesle "Hilmi şimdi tam zamanı. Sen korumalardan birini al bende diğerini ve şoförü alacağım. Zaten ikisi yakın duruyorlar ben onları hallederim. Yanlarına yaklaştığımız da işaretimi bekle." dedim ve harekete geçtik.

Hilmi dediğim korumanın yanına arkadan yavaşça yaklaşırken bende bu sırada şoför ve diğer korumaya yaklaşmaya başladım. Yaklaştığımızda Hilmi'ye elimle 1 işareti yaptım. Sonra 2, sonrada 3 yaptığımda elimizdeki iğnelerin kapağını çıkardık ve tam saplayacaktık ki içeriden büyük bi patlama sesi geldi.

Lanet olsun!!! Bu silah sesi!!!! Umarım bizimkiler iyidir!....

Korumalar ve şoför sesi duyar duymaz villaya doğru hılza ilerlemeye başladılar. Bende hemen içeri koşan korumalardan birinin boynuna iğneyi sapladım. Hilmi'de diğer korumaya sapladı. Neyseki koşarken arkalarına bakmamışlardı, yoksa bitmiştik!

Şoför bize döndü ve elinde silah olmadığı için Hilmi bunu fırsat bilip adamın üstüne saldırdı. Adamla beraber yere kapaklandıklarında Hilmi şoföre bir kaç okkalı yumruk geçirdikten sonra boynuna iğneyi saplayarak etkisiz hale getirdi. Helal be!!!

Hilmi bana döndüğünde "Serkan! Sakın kıpırdama." demesiyle arkamdan kafama dayanmış bi silah hissettim. Hasss.... İşte şimdi s*çtık!!!

Serhat'tan

Hilmiler gittiğinde bende kalan iğneleri hemen diğerlerine verdim.

"Açelya Yusuf'u diğer odaya götür. Gelirken de yeni bi ameliyat masası getir. Chris, Kerem ve Berk. Sizde alın şu iğneleri ve hemen merdivenlerin arkasına saklanın. İndiklerinde sizi görmeyecekler ve doğruca bize odaklanacaklar. Sizde o sırada halledersiniz." dedim ve onlarda anında dediğimi yaptılar. Açelya hiç vakit kaybetmeden Yusuf'u odaya götürdü ve yeni bi masa getirip yerleştirdi.

Aşk Tatilde GüzelWhere stories live. Discover now