Fedakarlıklar...

291 52 16
                                    

Demet'ten

Serhat geldiğinde ondan izin alarak Yusuf'un yanına inmiştik.

Yanında biraz kaldıktan sonra Açelya bize daha fazla kalmamamız gerektiğini, akşam tekrar gelip bakabileceğimizi söyledi. Bizde yukarı çıktık ve herkes bi koltuğa kuruldu. Neyseki 2 saat sonra hava kararacaktı. 2 saatte olsa, ben onu görmeden nasıl dayanacaktım.

Ben bunu düşünürken Begüm "Ben bi yukarı çıkıp hemen geliyorum." dedi. İkimizin de ona cevap verecek halimiz yoktu çünkü biraz önce gördüğümüz Yusuf, bütün yaşama sevincimizi içimizden söküp almıştı...

Serkan'dan

Serenay'ın yanında içim geçmiş sanırım. Uyandığımda neredeyse akşam olacaktı. Hemen kalktım ve tam elime kutuyu alacaktım ki koridordan ayak sesleri duydum ve almaktan vazgeçip Serenay'ın yanına oturdum.

İçeri Begüm girdiğinde rahatladım.

"Serkan. O iyi mi?"

"Şimdilik evet ama uyandığında ne yapar bilmiyorum."

"Ya Serkan, benuyandığında ne diyeceğimi, nasıl davranmam gerektiğini hiç bilmiyorum." dedi Serenay'a ıslak gözlerle bakarak.

"Onu nasıl avutacağımı bende bilmiyorum. Vücudunun bütün bu öğrendiklerini kaldıramaması normal. Ya kız annesinin öldüğüne mi, hafizasını kaybettiğine mi, doğum gününün annesinin ölüm günü olduğuna mı yoksa annesi bildiği kişinin aslında teyzesi olduğuna mı üzülsün." dediğimde Begüm'ün yüzünde bana inanmayan bi yüz ifadesi oluştu.

"Serkan sen ne diyorsun? Ne teyzesi!?" diye çıkıştı.

"Mektupta yazandan bahsediyorum Begüm. Sen okumadın mı?"

"Okudum ama öyle bişey yazmıyordu!"

"Yazıyordu. İnanmıyorsan al ve tekrar oku." dedim ve yatağın altından kutuyu alıp açtığım mektubu alıp Begüm'e verdim.

Mektuba bakar bakmaz "İyide bu bizim okuduğumuz mektup değil! Bu başka bi mektup!" dedi.

"Nasıl yani?" dedim kesinlikle sesim şaşkınlık doluydu.

"Evet. Bak.." dedi ve kutudan bir diğer mektubu aldı. Açıp baktıktan sonra "Hıh işte. Bu bizim okuduğumuz mektup." dedi ve bana uzattı.
Bende bu mektuba bakacaktım! Babası mektupta 'Annenin yazdığı mektubu okudum.' diyordu. Hemen okumaya başladım. Bunu annesi yazmıştı.

Yusuf'tan

Sanki bilincim yerindeydi. Gözlerimi açabilirmişim gibi hissediyordum ama göz kapaklarım öyle ağır ki kaldıramıyordum. Hiç bir şey yapmaya mecalim yok gibiydi.

Sesler duyuyordum. Tepki vermeyi istiyordum ama yinede yapamıyordum.

Sanki duyduğum ses Demet'e aitti. Ne diyordu? Neden net duyamıyorum!

"Yusuf...... Artık... Aç..." ya ne diyorsun Demet! Yüksek sesle konuş! Bi dakika!! Yaşıyor muyum ben!? Sonumun geldiğini sanmıştım! Şükürler olsun!! Yaşıyorum!!!

Başka bi ses daha vardı ama.... Bu Hilmi mi? Hilmi... Evet evet bu Hilmi!

"Kardeşim.... Sen.." ya duyamıyorum!! Kahretsin!! Hareket edemiyorum. Konuşamıyorum! Bişey yapmalıyım.... Uyandığımı göstermeliyim.

"Yusuf aç artık gözlerini! Ameliyat başarılı geçti! Uyanırsan seninle olabiliriz! Uyanmadığın sürece biz ne yaparız!? Aç gözlerini artık, aç!!!"

Bunları söyleyen Demet'ti. Sevdiğim kız.... Beni bekliyordu... Uyanmamı istiyordu ama ben zaten uyanıktım!!! Uyandım Demet! Uyandııımmm!!

Aşk Tatilde GüzelWhere stories live. Discover now