İntikam

829 66 2
                                    

Serenay'dan

Begüm havuzda yatar pozisyona geçmiş dinleniyordu. Herkes çok eğlenirken o bize hiç katılmıyordu. Bende içimden 'sen misin bize katılmayan?' dedim.

"Begüm nefesini tut!" diye bağırıp onu göğsünden havuzun içine doğru ittirdim. Eee, hak etti. Bize katılması lazımdı. Yukarıya çıktığında, bana bunu yapmayacaktın gibisinden bi bakış attı.

"Bittin sen kızım. Bittin. Varya seni yakalarsam..." dedi ve bi yandan gülerken diğer yandan havuzda üzerime doğru gelmeye başladı. Begüm'ün bu haline bizim kızlarda sinir olmuş ki hemen bana yardıma koştular ve ona su atmaya başladılar. Begüm elleriyle yüzünü kapatırken küçük çığlıklar atıyordu.

"Sizde mi? Bugünleri de mi görecektim. Bu bir savaş demektir. İntikam soğuk yenen bi yemektir. Hepiniz bittiniz kızım." dedi gülerek ve suya daldı. Yukarı çıktığında havuzun kenarındaydı. Bize düşünceli gözlerle bakıyordu ve onlara ne yapsam acaba der gibiydi.

"Merak etmeyin. Şimdi size bisey yapmayacağım. Dediğim gibi intikam soğuk yenen bi yemektir." dedi ve bu sefer eğlencemize dahil oldu.

Begüm'den

Kızlar bir olup bana iyi bi oyun oynadılar ama ben altta kalır mıyım? Tabiki de hayır. Onlara iyi bi güzellik yapacağım ama şimdi değil, zamanı gelince.

Kızların havuzdan çıkmalarını beklerken onların eğlencelerine dahil oldum. O kadar eğlendim ki bi an intikamdan vazgeçsem mi diye düşündüm ama sonra bi yola girdim, bari sonunu getireyim dedim. Sonunda kızlar havuzdan çıkmaya başladılar. Birbirlerine güneş kremi sürdüler. Krem işi bittikten sonra hepsi eline birer gözlük alıp taktılar ve şezlonglara uzandılar. İşte intikam vakti geldi.

Bahçenin çiçekli bi yeri vardı, orayı sulamak için kullanılan bi hortum görmüştüm. Hemen onu aldım suyu sonuna kadar açtım veeee...

"Anneciiiiimmm! Noluyo yaaa!" diye çığlık attı Serenay ve ben diğerlerinide ıslatmaya başladım.

"Siz bir olup beni oyuna getirir misiniz? Alın size oyun. Benimle uğraşılmaz kızlar. Bunu daha öğrenemediniz mi?" dedim kötü kahkahası atarak. Hepsi çil yavrusu gibi çığlık atarak kaçışmaya başladılar.

"Yapma Begüm dondum bee!" dedi Demet ama ben durur muyum? Islatmaya devam ediyordum ki Almeda havuza atladı ve kızlarda onun arkasından atladılar. Tüh be. Biraz daha ıslataydım iyiydi.

"Ne oldu kızlar. İntikamımı beğendiniz mi?" dedim kendimi beğenmiş bi şekilde.

"Gayet iyiydi ama bu iş burada bitmedi. Arkanı kolla kızım. Bundan sonra aramızda bi soğuk savaş var. Hiç beklemediğin anda intikamımı alıcam. Aynı senin bize yaptığın gibi." dedi Serenay gülerek.

"Hadi bakalım. Kimin kazanacağını çok merak ediyorum." dedim, bende gülüyordum.

Kızlarla biraz daha havuzda takıldıktan sonra Serenay kurulanmak için çıktı.

"Kızlar iyi, güzel eğleniyoruz ama evde yiyecek bisey kalmadı. İstanbul'dan getidiklerimizi sabah kahvaltıda yedik ve kalanlar akşam 5 kişiye birden yetmez. Alışverişe çıkmamız lazım, saat şimdiden 4 olmuş bile. Bu yüzden yemekte aç kalmak istemiyorsak herkes saat 5'e kadar hazır olsun. Alışveriş zamanıı!" dedi ve hepimiz havuzdan çıkıp duş almak için odalarımıza çekildik.

Duş aldıktan sonra saçlarımı kuruttum ve düzleştirdim. Hafif bi makyaj yaptıktan sonra, tırnaklarıma beyaz french çektim. Kuruduktan sonra üstüme yine beyaz renkte denizci atleti, altıma mavi kot şort, onun altınada beyaz üzerine pembe çiçekli babetimi giydim. Kalpli kolyemide boynuma taktım ve artık dışarı çıkmak için hazırım. Yanıma sadece cüzdanımı aldım.

Yerlerde halı olmadığı için evin içinde ayakkabılarımızı giyebiliyorduk. Tabi salon hariç. Orada ayakkabıyla gezersek herhalde Serenay bizi vurur. Evin içinde terliklerle geziyoruz ve ben terlik giymeyi pek sevmem. Ama temizlik açısından halı olmaması bizim için iyi olacak. Sadece kullandığımız odaların temizliğini yapacağız. Kocaman evi temizleyecek halimiz yok. Yapmaya kalksak heralde 2 haftamızı alır. Aslında hizmetçi çağırmayı düşündük ama dışarıdan yardım almadan sadece biz yapmak istedik.

Neyse. Odadan dışarı çıktım. Bizimkiler çoktan hazırlanmış ve sanırım beni bekliyorlardı.

"Hadi gidelim." dedim.

"Durun bir dakika. Kızlar ben alınacaklar listesi yaptım. Kahvaltı, yemek, ve temizlik malzemelerinden gerekli gördüklerimi oraya yazdım. Sizde bi bakın. Eksik gördüğünüz veya canınızın istediği bisey varsa yazın. Tabi abur cubur dışında. Onları markete gittiğimizde keyfimize göre seçip alırız." dedi Almeda. Listeyi eline alan en az 2-3 malzeme yazdı. Sıra bana geldiğinde. Listede bir tek şeyi aradım ama o kadar şey yazmalarına rağmen bi benim istediğim şeyi yazmamışlardı. Hemen elime bi kalem aldım ve en alta en büyük boyundan kahvaltılık çikolata yazdım. Ne yapayım? Çikolatayı çok seviyorum.

Liste benden sonra Serenay'ın eline geçti.

"Herkes isteklerini yazdığına göreeee, alışveriş zamanı başlasııın!" diyerek küçük bi çığlık attı. Deli bu kız yaa.

Taksi çağıracağımızı düşünürken Serenay bizi evin arka tarafına götürdü ve elindeki kumandayla garaj kapısını açtı. Şu anda karşımızda üstü açık, toz pembe bi bmv duruyordu. Bu ev beni her dakika şaşırtmak zorunda mı?

Selin "Vay canınaaaa! Bu araba çok şekeeer!" diyerek çığlık attı ve hemen arka koltuğa atladı. Demet ve Almeda'da öyle.

"Bunu sana baban mı aldı?" dedim. Serenay'a sorduğumda bu soru yüzündeki gülümsemenin solmasına neden oldu. Neden sordum ki? Serenay'ın babasıyla arası pek iyi değil. Salak kafam.

"Evet. Doğum günü hediyem." dedi buruk bir sesle ve sürücü koltuğuna geçti. Bende yanındaki koltuğa oturdum.

Yolda giderken radyoyu açtım ve bi anda Almeda, Selin ve Demet ayağa kalkmış bir şekilde deli gibi dans edip bağırarak radyoda çalan Hadise'nin yaz günü şarkısını söylemeye başladılar. Neyse ki yol tenhaydı. En azından insanlar onları görüp deli sanmayacak.

"Baksana nasıl eğleniyorlar." dedim Serenay'a ama beni duymadı. Düşünceli bir şekilde yola bakıyordu. Beni duyması için daha yüksek sesle söyledim ama yola öyle bi dalmış ki beni yine duymadı. Bende onu dürttüm ve nihayet bana doğru döndü.

"Hı, efendim Begüm" dedi ve tekrar yola baktı. Sanırım onun böyle olmasına ben sebep oldum.

"Neyin var Serenay. Biraz önce ben öyle dedim diye mi böyle oldun?" dedim ve bu sefer Serenay'ın gözleri doldu.

"Canım arkadaşım. Ne oldu?" dedim buruk bi sesle. Serenay hemen eliyle göz yaşlarını sildi ve kendini toparladı.

"Yok bişeyim." dedi güçlü bi sesle. Bu sefer ona patladım.

"Serenay üniversiteden beri arkadaşız. Sana göre bana herşeyini anlatıyorsun ama bilmediğim çok şey olduğunu hissediyorum." diye çıkıştım.

"Anlatmayı çok istiyorum ama eğer anlatırsam ağlarım ve ağlamayı hiç sevmediğimi biliyorsun." dedi. Evet üniversitede benim yanımda 2-3 kere ağlamıştı ve her seferinde ağladığı için kendini dövecek duruma gelmişti.

"Olsun. Bende ağlamayı hiç sevmiyorum ama ağlasamda sana herşeyimi anlatıyorum değil mi? Anlat bana. İçinde kalmasından ve seni huzursuz etmesinden iyidir. Yoksa artık aramızda gizlimiz saklımız mı var?" dedim üzgün bi şekilde.

"Hayır yok ama bunu sana kendimi hazır hissettiğim zaman anlatsam olur mu?" dedi. Sesi mahçup olmuş gibi çıkmıştı.

"Tamam ama anlatacaksın. Söz mü?" dedim.

"Söz." dedi ve yol boyunca hiç konuşmadan kızların söylediği şarkıları dinledik.

Aşk Tatilde GüzelWhere stories live. Discover now