Serser

464 58 3
                                    

Serenay'dan

Begüm beni çekiştirerek villaya doğru götürdü ve sonunda villaya girdik.

"Serenay. Biraz sonra duvarlarda resimler olacak. Sadece sakin ol." dedi Begüm.

Ne diyim ben de "Tamam." dedim. Biraz ileride resimleri görebiliyordum ama... Dur bi dakika, bu resimler...

"İnanamıyorum!" dedim bi anda.

"Tamam. Serenay bak ben yanındayım." dedi ve ellerimi tuttu.

"Begüm bu olamaz... Bu fotoğrafların burada ne işi var? Babam neden eski komşumuzla çektiğimiz fotoğrafları çerçevelettirmiş." dedim sinirle.

"Bi dakika bu kadın sizin eski komşunuz mu?" dedi Begüm şaşkın şaşkın.

"Evet ama anlamıyorum. Babam neden böyle bişey yapmış ki?..." dedim ve durup biraz düşünmemle kan beynime sıçradı.

"Hayır, hayır, hayır. Babam bunu yapmış olamaz. Annemi aldatmış olamaz." dedim ve bi anda gözlerimin yandığını hissettim. Yaşlar gözlerimden dökülmek için can atıyordu ama ben yinede direnmeye çalışıyordum. O kadar canım yanmıştı ki...

"Serenay ben... Çok üzgünüm..." dedi ve bana sarıldı. "Böyle olabileceği hiç aklıma gelmemişti." dedi Begüm, üzgün bi şekilde.

"Begüm babam bunu nasıl yapar. Bu ev, bu resimler... Çoğunun çekildiğinden bile haberim yoktu." dedim ve ağlamaya başladım. Begüm ağladığımı görünce bana sarıldı. Ben ağladıkça o daha sıkı sarıldı.

Bi anda içimi büyük bi öfke sardı ve Begüm'ün kollarından kurtulup resimleri toplamaya başladım. Bi yandan topluyor, bi yandan ağlıyor, diğer yandan da babama söylemediğim kötü sözü bırakmıyordum.

Begüm'den

Böyle olabileceği gerçekten aklıma gelmemişti. Ben direk annesinin resimlerdeki kadın olduğunu düşündüm. İnanamıyorum. Metin amca gerçekten aldatmış mıydı? Bunu ondan gerçekten beklemezdim...

Serenay bi anda beni itti ve resimleri toplamaya başladı. İç çeke çeke ağlıyordu ve onun ağlayışı beni bile ağlattı ama ne resimleri toplamasına yardım ettim, ne de ona karşı çıktım. Onları topladıkça rahatladığını düşündüğümden sadece izledim.

"Bunların hepsini yakıcam. Bunu bize nasıl yapar ya... Aklım almıyor. Babamdan bunu hiç beklemezdim. Bide Ela teyzeyle... Ya bunu nasıl yapar! Nasıl!" diye bağırarak neredeyse bütün villayı ayağa kaldırdı. Serhat ve bilmediğim kız koşarak buraya geldiler.

"Arkadaşlar... Bırakın. Burası onun evi. Siz içeri geçin. Lütfen..." dedim Serenay'ın duyamayacağı bi şekilde ve ikisini zar zor da olsa içeri gönderdim. Arkamı döndüğümde Serkan'ı duvara dayanmış bi vaziyette Serenay'ı izlerken buldum.

"Serkan sen git biraz dinlen. Biz sonra geliriz olur mu? Şu an hiç müsait değil." dedim ama o benim söylediklerime hafiften güldü.

"Begüm. Biliyorum... Serenay'ın yanında olmak istiyorsun ama... Beni onunla biraz yalnız bırakır mısın? Eğer kötü bişey olursa veya onu durduramazsam hemen sana haber vericem. Söz veriyorum." dedi.

İlk başta karşı çıkmak için öne doğru atıldım ama sonra Serenay'ın Serkan'a olan merakı aklıma geldi ve hemen geri çekildim.

"Peki... Ama bişey olursa hemen bana geleceksin. Anlaşıldı mı?" dedim uyarıcı bi sesle.

"Tamam. Anlaşıldı." dedi. Bende biraz hava almak ve kafayı toparlamak için dışarı çıktım.

Serkan'dan

Begüm Serenay'ın en iyi arkadaşı olmalı. Çünkü Serenay'la beraber oda ağlıyordu ve ona elinden geldiğince destek veriyordu. Kapıdan girdiğimde fotoğrafları bende farkettim ama durumun böyle olabileceği hiç aklımın ucundan bile geçmemişti. Gerçi kızının doğum gününde kayıplara karışan babadan ne beklenir. Sanki Serenay doğduğu için yas tutuyor gibi...

Begüm'ü içeriye gönderdikten sonra Serenay'ın yanına gittim. Fotoğraflardan biri çok yukarda olduğu için alamıyordu.

O almaya çalışırken uzandım ve fotoğrafı aldım. Bana yeşil gözleri ağlamaktan kırmızı rengi almış bi şekilde bakıyordu ve hala iç çekiyordu. Bebek gibi ağlıyordu. Hani çocuklar bi anda içlerini çekerek ağlarlar ya, hıh, işte onlar gibi. O kadar masum bi yüzü vardı ki.

"Fotoğrafı bana ver." dedi. Bi anda o masum kızdan eser kalmamıştı. Babasına olan öfkesini benden çıkaracakmış gibi duruyordu.

"Serenay. İstersen önce bi konuşalım. Söz, sonra sana bunu vericem." dedim. Dememle daha çok sinirlendi.

"Serkan. Ver onu bana dedim. Bu işe karışma." dedi ve elimden fotoğrafı almaya çalıştı. Bi anda aklıma yaralı ayağım geldi ve numaradan "Ahhh!" diye ufak bi nida atarak kendimi yere attım. Sakinleşmesi için bunun işe yarayacağını umut ediyordum. Yerde onun gözlerinin içine bakıyordum.

Neyseki işe yaradı. Aniden yüzündeki öfke silindi ve yerini endişe aldı.

"Serkan... Özür dilerim... Ben... Çok özür dilerim..." dedi ve beni ayağa kaldırmaya çalışırken ağlayışı daha çok şiddetlendi. Daha fazla dayanamadım ve ona tutunarak kalkıyormuş bahanesiyle sımsıkı sarıldım.

Bi anda ne olduğunu şaşırdı. Çünkü şu an ayaktayız ve ben ona sarılıyorum.

Serenay'dan

Serkan fotoğrafı bana vermediğinde tek düşünebildiğim babama olan öfkemdi ama onu yere düşürdüğümde bunların hepsini unuttum ve ona odaklandım. Ona odaklandıkça ağlama isteğim daha çok artıyordu. Onu yere düşürdüğümü düşündükçe kahroluyordum. Bana öyle bakıyordu ki...

Serkan'ı yerden kaldırdığımda, daha ne olduğunu anlamadan aniden bana sarıldı.

O kadar sıkı sarıldı ki... Sanırım buna ihtiyacım vardı. Onun kollarındayken çok rahatladığımı hissediyordum ama içimdeki fırtına bu sefer babam için değil Serkan için kopuyordu. Kendimi o kadar suçlu ve kötü hissediyordum ki... Bende daha fazla dayanamayıp ona sarıldım. Ben onun göğsünde ağlıyordum. Oysa benim ağlamam şiddetlendikçe daha sıkı sarılıyordu.

"Çok özür dilerim. Sana böyle olsun istemedim." dedim. Hala gözlerimden akan yaşları kontrol edemiyordum ve hala utancımdan yüzüne bakamıyordum.

"Tamam. Önemli değil. Geçti artık. Ben yanındayım...." dedi ve beni kollarımdan tutarak yüzüne bakacağım şekilde hafifçe geriye itti. Yüzüne baktığımda aramızda fazla bi mesafe yoktu. O anda o kadar güzel gülümsedi ki... Bunu anlatamam.

"Şimdi gel. Beraber elini yüzünü bi yıkayalım. Kendine geldikten sonra oturup konuşalım. Bu seni biraz olsun rahatlatır." dedi gözlerimin içine bakarak. O an içimdeki fırtına duruldu. Siyaha çalan gözleri içime gecenin sakinliğini yerleştirdi.

"Tamam." dedim ve yüzümü yıkadıktan sonra onunlayken içime dolan huzurla beraber bahçeye çıktık.

Aşk Tatilde GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin