Umut

425 49 2
                                    

Hilmi'den

Serkan gerçekten iyi bi dostmuş. Yusuf'un neden onu bu kadar çok sevdiğini anladım.

Yusuf'a o kadar şey yapmama rağmen Serkan oturup beni dinledi. İçimde öncekine göre iki kat daha şiddetli kopan fırtınayı dindirdi. Şu an içimde öfke yok, daha kötüsü, pişmanlık var.

Yusuf ve Begüm'le yaşdığım kavgayı anlattım. Anlatırken ağlamayı kesmiştim ama ara ara gözlerim doldu ve iç çektim. Serkan hiç sesini çıkarmadan beni dinledi. Sanırım söyleyeceği şeyleri kafasında toparlamaya çalışıyordu.

Serkan'dan

Hilmi bu sefer yaptıklarından gerçekten pişman olmuş. Ona gerçekten inandım. Sanırım Yusuf'un bu sert çıkışı onu çok etkilemiş.

Önceden de Yusuf'u kaybetmekten korkardı ama şu anki durumda olduğu kadar değil.

Ayrıca başka bi şeyi daha anladım ki o da Hilmi'nin Begüm'ü gerçekten sevdiğini.... Begüm'e karşı yaptığı hatayı anlatırken öyle masumdu ki... İki dakikada bir gözleri dolup taşıyordu. Begüm derken bile sesi titriyordu.

'Acaba Begüm Hilmi'nin kendine gelmesine yardımcı ve Yusuf'un hayatını mahvetmesine engel olabilir mi? Hilmi gerçekten Begüm'e bağlı kalabilir mi?' dedim kendi kendime ama sonra 'Ya Begüm'le sevgili olduktan sonra Yusuf kendine sevgili yaptığında, kızcağazı aldatıp yine Yusuf'unkine kafayı takarsa... Hayır, hayır olmaz. Bu bi kız için yıkım demek. Hilmi'nin bu kıza gerçekten aşık olduğuna kesin olarak inanana kadar Begüm'le herhangi bi sevgili durumu yaşamasına izin veremem ama belki onun kıza aşık olmasına yardımcı olabilirim... Begüm bizim için bi umut olabilir.' kendi kendime konuşurken Hilmi'nin anlattıklarının bittiğini ve öylece yere baktığını farkettim. Hemen harekete geçtim.

"Hilmi. Bak kardeşim. Begüm'e yaptığın çok büyük bi yanlış. Ayrıca anlattıklarına göre aslında kız senin hayatını iki kere kurtarmış. Bak benim halime. Uçurumdan zamanında atlasaydım ayı bana böyle bişey yapamayacaktı." diyerek bacağımı işaret ettim. Sonra devam ettim. "Kız seni zorla atlatmasaydı kim bilir ayı sana neler yapacaktı. Ayrıca denizden çıkardıktan sonra yaptığı suni teneffüsle seni ikinci kez kurtarmış. Hem sen kıza atlamadan önce söylememişsinki korkun olduğunu. Zaten kızın bilmemesi sizin için en iyisi olmuş. Böylelikle kurtulmuş oldunuz. Belki öbür türlü ayıya yem olacaktınız değil mi? Bide böyle düşünmek lazım." dedim. Son cümleyi söylerken biraz sempatik davrandım, tebessüm ederek Hilmi'nin koluna dirseğimle hafifçe vurdum.

"Haklısın. Bu zamana kadar bende böyle düşünüyordum ama bugün o kadar kötüydü ki bi de üstüme Begüm gelince bende ona patladım. Ya Serkan... Ben şimdi ne yapıcam. Bişey söyle." dedi. Sesinde acayip bi şekilde pişmanlık vardı.

"Tamam. Ne yapacaksın biliyor musun?" dedim ve yapması gerekenleri ona bir bir anlattım. Öyle çok bişey yapmayacak ama yinede Begüm'ün onu affetmesine yarayabilir. Umarım öyle olur.

Begüm'den

Hilmi'nin söyledikleri o kadar ağrıma gitmişti ki gözyaşlarımı ve içimdeki bu suçluluk duygusunu durduramıyordum. Canım çok yanıyordu ve ne yapacağımı bilmiyordum.

Villaya girdim. Yukarıda yatağı olan bi odaya girdim ve kendimi yatağa attıp yüzümü yastığa bastırdım. Tam bu sırada kapıdan biri girdi ve yanıma oturdu. Hemen dönüp baktım ve Serenay'ı görünce rahatladım.

"Sere...nay..." demeye çalıştım ama diyemedim iç çekmekten.

"Begüm. Ne oldu?! Hilmi sana ne yaptıda böyle ağlattı?!" dedi sinirli bi şekilde. Bi dakika o Hilmi'yle kavga ettiğimi biliyor mu?

"Sen...nerden biliyorsun..., Hilmi'yle kavga...ettiğimi?" dedim şaşkın bi ifadeyle ama hala iç çektiğim için aralıklı söyledim.

"Serkan'la dışarı çıktığımızda gördüm. Yanına gelecektim ama kavganın sonuna yetişmişiz. Tam geliyordum sen villaya koştun. Bende hemen senin yanına geldim. Şimdi Serkan da onunla beraber." dedi ve ona sarılmak için oturdum.

"Serenay... Kendimi çok kötü hissediyorum." dedim ve ona sarıldım. O da bana sarıldı.

"Ne oldu? Anlatmak ister misin? Yoksa sonra mı konuşalım?" dedi.

"Konuşmak istiyorum ama...önce bi ağlamamı durdurayım." dedim ve Serenay'ın bacağına yattım. Bu beni her zaman sakinleştirmiştir. Çünkü ne zaman yatsam saçımı okşar ve bana her şeyin güzel olacağını söyler. Dediği gibi de olur. Yine aynısını yaptı. Saçımı okşayıp güzel olacağını söyledi. Ağlamam durdu ama yinede gözlerim dolup duruyordu.

"Tamam. Ben iyiyim artık anlatabilirim." dedim ve olan biten her şeyi en başından anlattım. Serenay en son Hilmi'nin söylediklerini duyunca şok oldu.

"Manyak mı bu çocuk ya? Öyle şey söylenir mi? Ayrıca senin hiçbir suçun yok. Onun kıçını iki kere kurtarmışsın. Ağlamana gerek yok kardeşim... Ya bu çocuğun gelgitleri mi var? Hem denizdeyken romantik bi an yaşıyorsunuz, hem de şimdi sana bunları söylüyor. Bence iyi değil bu çocuk." dedi Serenay. Bu söyledikleri beni şu halimde güldürdü.

"Hıh. Şöyle. Gül biraz. Suçlu olmadığın bişey için üzülmene izin veremem. Ayrıca bırak o üzülsün. Ne kaybettiğini daha bilmiyor?" dedi ve bana gülerek sevgi dolu bi şekilde sarıldı.

Bende ona sarıldım. Aslında bende onunla babasını konuşacaktım ama şu anda ikimizde gülüyoruz ve o benim olayım sayesinde kendi derdini unutmuş bi vaziyette. Ya da... Öyle olduğunu düşünüyorum. Neyse o konuyu açıp ikimizde üzülmeyelim.

Düşünürken bi anda karnımın guruldadığını hissettim ve "Hadi gel mutfağa gidelim. Tüm gün boyunca yemek yemedim ve şu an fena halde açım." dedim. Beraber aşağıya indik.

Aşk Tatilde GüzelWhere stories live. Discover now