16. Bölüm: "İlk öpücük."

Start from the beginning
                                    

Ayağa kalkıp kantinci amcanın yanına doğru yürüdüm. "Amca bana bir tane portakallı ve 2 çikolatalı kek."

Elimde keklerimle masamıza doğru yürüyecektim. Yani ben öyle düşünmüştüm. Ama Çağlar'ın bir kızla konuştuğunu görünce adımlarımı yavaşlattım. Kafam onlara dönüktü ve ben mal gibi önüme bakmadan yürüyordum.

Kız Esmerdi. Esmerdi ama güzeldi de.  Düz siyah saçları beline kadar uzanıyordu. Eteği poposunun hemen altındaydı. Yüzündeki gülümseme Çağlar'la konuşurken hep dudaklarındaydı. Hiç eksilmemişti. Ne konuştuklarını merak ettim. Ölesiye!

Damarlarımda dolaşan kıskançlık bütün vücudumu ele geçirmişti. Ki ben bu kıskançlık yüzünden tenimin yandığını, canımın acıdığını düşündüm.

"Ah!" Deyip elimi yakan kaynar çaya baktım. Görevli teyzenin elindeki tepsi üzerime dökülmüş ve beni haşlamıştı. Tepsinin ve üzerindeki bardakların yere düşüş sesi bütün kantinde yankı bulurken ben ağzım açık bir şekilde teyzenin sinirli yüzüne bakıyordum. Şaşkınlıktan ölünebilseydi şuan ruhumu teslim etmiş olurdum.

Şaşkınlıkla ağzımı kapatıp Çağlar'ın olduğu tarafa döndüm.

Yanındaki kızla birlikte bana bakıyorlardı. Kız yüzünde alay dolu gülümsemeyle bana bakarken Çağlar'a bir şey dedi. Büyük ihtimalle benim hakkımdaydı.

Yanan ellerimi sıkı sıkı tutuyordum diğer elimle. Büyük bir acıydı şuanki hissettiğim. Gözlerim dolmuştu. Ağlayabilirdim acısından. Bütün kantin bana bakıp gülerken ve bazıları şaşkınlıkla gözlerini büyütmüşken Yeşim ve Ahsen yanıma geldi. Bu sırada teyze, "Eh be kızım! Önüne baksana!" Diye söyleniyordu. Düşen bardakların camlarını toplamak ve biraz olsun teyzeye yardım etmek için eğildim.

Büyük camları titreyen kırmızı ellerimle aceleyle topladım. Son parça elimi kesmişti. "Özür dilerim teyze." Dedim. "Kusuruma bakma."

Koşarak tuvalete girip ellerimi soğuk suyun altına soktum. Şuan canım yanıyordu ama soğuk su rahatlatmıştı.

Kayıp DudaklarWhere stories live. Discover now