38. "Hayat keşkelerle yaşanmamalı"

4.5K 382 70
                                    

Genç adam şimdi sadece iç çamaşırıyla sıcak küvetin içerisinde oturuyordu. Eğer izin verseydi bu çılgın kadın onuda üzerinden çıkaracaktı ama kendisi izin vermemişti. O ne hallere düşmüştü böyle.

“Su fazla sıcak değil değil mi?”

“Yok, gayet iyi.”

“Güzel, o zaman çekil bakayım bende eşlik edeyim.”

“Dur, ne?”

Daha Ömer Ali itirazını tamamlayamadan Hatice üzerindeki tişörtüyle küvete girmiş, kocasının arkasında bacakları aralayarak oturmuştu. Böylelikle ona arkadan rahatça sarılabiliyor hemde Ömer Ali için iyi bir dayanak sağlamış oluyordu. Hala dik oturmakta zorluk çeken kocasına yardımcı oluyordu o. Katiyen art niyeti yoktu!

“Sadece sana yardımcı oluyorum Ömer,” diye yavaşça fısıldadı genç kadın, eline banyo lifini alarak üzerine biraz şampuan sıkmıştı. “Seni çitelememi istemez misin? Hem hala hareket edemiyorsun. Unuttun mu bunu bana ihtiyacın var.”

Ömer Ali çatık kaşlarıyla sessizce duruyordu. Lanet olsun! Kadının göğüslerini sırtında hissediyordu. Bu hem çok yanlıştı… Hem de çok… çok tahrik ediciydi.

Boğuk çıkan sesiyle “Sen… zahmet etmeseydim,” dedi.

Hatice keyifle kıkırdayarak “Ne zahmeti benim için anca zevk olur,” dedi. Elleri yavaşça kocasının çıplak sırtında gezinmeye başlamıştı. “Hem oldukça naziğimdir.” diye fısıldamıştı.

Ömer Ali gerilerek yutkunmuştu. Sırtında dolaşan nazik eller onun teninde yakıcı bir iz bırakıyordu sanki. Bütün tüyleri diken diken olmuş, en olur olmaz yerlere sinyal veriyordu.

“Hoşuna gidiyor mu bari?” diye yavaşça sordu genç kadın. Bu kez ona iyice yaslanmıştı. Bir eli omzundan aşağıya kayarak Ömer’in midesine doğru uzanmıştı. “İstediğin başka şeyler varsa söyle,” diye kulağına doğru fısıldamıştı karısı. Dolgun dudakları kulağını gıdıklıyordu.

“Y-yok ben iyiyim! İyiyim Hatice…” genç adamın ses tonu heyecandan titriyordu.

Hatice keyifle kahkaha atmıştı sonunda. “Ya Ömer Ali pancar gibi kıpkırmızı oldun! Bu kadar utangaç bir adam olduğuna inanamıyorum. Birde hep benim yanımda ağır abi rollerini kesiyordun! Biraz daha ileri gitsem kalp krizi geçireceksin diye korkuyorum artık!”

Yaramaz karısının şen şakrak kıkırdaması kulağına bir melodi gibi gelsede genç adam homurdanarak “Benim için hala yarım yabancısın…” demişti. “Böyle şeyler… pek bana göre değil.”

Hatice susmuştu. Yüzü biraz düşünceli bir hal almıştı. Doğru söylüyordu Ömer Ali. Daha onun için yabancı bir insan gibiydi. Kocasının ahlaki bakış açısınıda hesaba katarsa kadınlarla bu tür ilişkisi asla olmamıştı. Bu onun neden bu kadar kızarmasına sebep olduğunu açıklıyordu. Ve maalesef bu durum onun oldukça hoşuna gidiyordu.

“Kusura bakma Ömer,” dedi aniden çenesini adamın omzuna yerleştirerek “…biliyorum beni tanımıyorsun, hatırlamıyorsun… senin için tamamen yabancıdan ibaretim.”

Karısının biraz üzgün çıkan sesi nedense genç adamın midesinin burulmasına neden olmuştu. Onu üzmek gibi bir niyeti yoktu. Hemen beni yanlış anladın demek isterken Hatice “Sadece seni çok seviyorum…” demişti ve bu onun şaşkınlıkla susmasına neden olmuştu.

Önüne dönük olduğundan genç kadının o güzelim mavi gözlerini göremiyordu Ömer Ali. Sadece omzunda onun başının ağırlığını, yanağına değen sıcak nefesini ve baştan çıkarıcı kokusunu hissediyordu o kadar.

Bir tek seni sevdimWhere stories live. Discover now