1. Kara Bela

27.1K 473 67
                                    


Herkere merhabalar. Bana şans verdiğiniz için minnettarım. Burada bir şey açıklamak isterim.

Hikayemi "Güzel ve Çirkin" masalından esinlenerek yazıyorum. Tekrardan "yazar kızın güzelliğini abartıyor" gibi yorumlar alacaksam lütfen okumayın. Ben zorla okutmuyorum okurlarım. Yazmayı sevdiğimden yazıyorum.

Konuda; güzelliği başına bela olan bir kızın yüzünde yara izi taşıyan Karadenizli gizemli bir adamla anlaşmalı evlilik yapmasıyla başlıyor.

Kadına şiddet katiyen yoktur! Öyle eski sevgililer dedi... ya da zorlama; tecavüz konularıda yoktur. Çerezlik türden bir hikayedir.

Ayrıca hikayede 16+ cinsellik vardır. Lütfen bunu göz önünde bulundurun. Çaylak bir yazarım, yazım hatalarım çok fazladır.

Pek zaman ayırmaya değecek türden bir hikayede değildir. Yinede şans verdiğiniz için minnettarım

Lütfen buraya okumaya başladığınız tarihi bırakın
♡♡♡

Keyifli okumalar dilerim

♧♧♧

Genç kız yanaklarından süzülen yaşlara aldırmadan babasının yanı başında dik durmaya gayret ederek oturuyordu. Canı yanıyordu hem de çok. Bir kez daha talihine sövdü. Bir kez daha kendinden nefret etti. Allah’ın işine akıl sır ermez ama ne olurdu onu da diğer kızlar gibi normal bir kız olarak yaratsaydı. Ne olurdu? 

Babasının yüzünü avuçladı narin elleriyle. Zavallı adam sığ nefes alıp veriyordu. Ciğerlerine giren her nefeste yaşlı adam yüzünü acıyla buruşturuyordu. Nasıl kıyabilmiştiler ona caniler. Allah’tan korkmaz, dinsiz imansız caniler! Nasıl yaşlı başlı adamı bu hale sokabilirdiler? Hiç mi Allah korkuları yoktu? 

“Babam..” dedi Hatice titrek sesiyle “Babam affet bu hayırsız kızını..”

Yaşlı adam zar zor mavi gözlerini açarak güzeller güzeli kızına, can ciğerine baktı. Rabbi özenerek yaratmıştı sanki evladını. Güzelliği melekleri bile kıskandıracak türdendi. O da biliyordu ya… Bir gün kızının güzelliğinin başına bela olacağını.  Yanağındaki narin ele dokunarak “Ağlama güzel yavrum,” dedi Muzaffer ağa olabildiğince gayret ederek derin bir nefes aldı “Allah dermanı olmayan dert vermez! Her şerde bir hayır vardır.” 

Genç kız gözlerini yumarak başını iki yana salladı. Nasıl diye haykırıyordu yüreği. Nasıl böyle bir şerde hayır olsun nasıl? Onun bu lanet yüzü yanmadan, bedeni toprak olmadan başındaki beladan nasıl kurtulabilirdi? 

“Babam hepsi benim yüzümden, ben olmasaydım böyle olmazdı...” dedi bir hıçkırık koparken ağzından, kalbi sızlıyordu babasının bu halini gördükçe “Eğer ben ona gitmezsem… Kabul etmezsem… Seni öldürürler baba! Buna dayanamam! Korkuyorum… Sana bir şey yapacaklar diye çok korkuyorum!” 

Yaşlı adam zar zor yattığı yataktan doğruldu. Sağ kaburgaları öyle acıyordu ki birkaç saniye inleyerek göğsünü tuttu. Şerefsizler kaburgalarına öyle sert tekmeler savurmustuki bir an canını Allah’a emanet etme vaktinin geldiğini bile düşünmüştü. Sırtını yatak başlığına dayayarak yegâne evladına baktı. Sağ yanağı morarmıştı yaşlı adamın. Dudağının kenarı da patlamıştı. Bileği burkmuş, sırtında ve midesinde bir sürü çürükler oluşmuştu ancak yine de bir gram öfke duymuyordu evladına karşı. 

Bir tek seni sevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin