15. "Gözel ruhun aynasıdır!"

8.8K 388 50
                                    

Ömer Ali o sırada iç çekerek annesine baktı. "Artık herkes toplantıysa size söylemem gereken önemli bir mevzu var" dedi. Bu kez bakışları az önceden beri onu anlam veremediği endişeli gözlerle süzmekte olan karısına kaydı. Neden bu kadın ona böyle bakıyordu? "Bakın, muhtemelen söyleyeceklerim sizi şaşırtacak biliyorum. Ama bunu sizin bilmeniz daha uygun buluyorum. Biz Hatice'yle aslında-"

"Balayına gidiyoruz!"

"Nasıl?" Ömer Ali biraz şaşırmıştı. Karısının bir anda araya girerek balayına gidiyoruz demesi onu fazlasıyla şaşırtmıştı. Ne geçiyordu bu aptal kızın aklından.

Melike "Aiii ne güzel! Bende şimdi abim bunu akıl bile edememiştir diye üzülüyordum! Çok sevindim! Nereye gidiyorsunuz?" diye ilgiyle hemen öne atılmıştı.

Hasibe Hanım ve diğerleriyle hepten "Gidin gidin hakkınız! Bunun için bizden izin isteyecek değilsiniz ya" diyordu.

Hatice üzerine gelen bunca soruya karşı afallayarak kocasına yardım istercesine baktı. Ancak Ömer Ali yardım edeceğine ellerini göğsünde kavuşturmuş bir kaşını bilmiş edayla yukarıya kaldırarak ona bakıyordu. Konuşsana be adam!

Genç adam ise omuz silkmişti. Karısının bakışlarından onu kurtarmasını istediğini anlamıştı haliyle. Ancak o kaşınmıştı. Ne diye balayına gidiyoruz dedi ki bu aptal maviş göz? Anlayamıyordu.

"Şey..." dedi genç kız "Biz... Biz daha Ömer Ali ile kararlaştırmadık... Ama gitmeyi planlıyoruz. Eğer tabii sizinde izniniz olursa.."

"Ouuuyyy güzel kızım! Bundan izin mi istenir! Gidin da! Hatta şu bizim yazlık evine bile tatile çıkabilirsiniz! Olmadı istediğiniz yere gidin yavrum da, daha gençsiniz eğleceksiniz!" Hasibe Hanım içtenlikle konuşuyordu.

Daha sonra kahvaltı bittikten sonra Ömer Ali kendi odalarına geçmişti. Kaşları hafif çatık bir halde karısına bakarak "Yeterli bir açıklaman vardır umarım" dedi.

Hatice sanki hırsızlık yaparken yakalanmış bir çocuk gibi hissediyordu kendisini. Oysa bunu tamamen iyi niyetinden söylemişti. Ah aptal ah! Neden dilini tutamamıştı ki!

"Ben... Özür dilerim ama ailene bunu yapmaya hakkın yok!" dedi aniden. Bir anda bütün suçu Ömer Ali'ye atmış gibi olmuştu ama neyse "Onların böyle heveslerini kursaklarında bırakamazsın! Görmüyor musun annen ne kadar mutlu!"

Ömer Ali canı sıkkın bir şekilde nefes alıp verdi "Aile benim ailem" dedi duygusuzca "Dolaysıyla ne yapıp yapmayacağıma ben karar veririm."

Genç kız nedense tokat yemiş gibi olmuştu. Gözlerini kırpıştırdı. Aile benim ailem demişti. Onu aileden bile saymıyordu. Ne bekliyordu ki zaten. Hatice aptalca davranmıştı. Ne yani sahtede olsa, kağıt üzerinde de olsa karısını ailesine kabul mu edecekti! Hah biraz fazla saçmalamıştı gerçektende.

"Ben... Ben sadece anneni üzmek istemedim."

"Buna ben karar verebilirim. Sence aramızdı ki anlaşmayı boşanacağımız vakit öğrenmeyecek mi? Eninde sonunda öğreneceği bir gerçeği niye saklayayım. Aksine bu yalana bağlanmasını istemiyorum! Sonra kim bilir torun sahibi olma hayallerinin peşine takılır."

"Özür dilerim ben bunu düşünememiştim" kocasının sertçe savurdu sözler neden onu üzmüştü "Benim hiç annem olmadı... Senin annen çok iyi... Ve ben o üzülsün istemedim. Bana her kızım diyişinde içim cız ediyor... böyle olsun istemedim gerçekten."

Ömer Ali bir elini beline koydu. Diğer eliyle saçlarını karıştırıyordu. Bu kızın o kocaman parlak mavi gözlerini buğulandırmış bir halde ona bakması gerçekten onu rahatsız ediyordu.

Bir tek seni sevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin