20. bölüm

8.5K 381 76
                                    

Bakarken kıyamamak mı? Yoksa baktıkça doyamamak mıdır aşk?

- Özdemir Asaf


♡♡♡

(Bu bölümde bana laf eden okur çok olmuş. Sevdiğim bir kitapta hoşuma giden bir sahne olmuştu bende onun gibi sahne yazdım. Sadece eğlence amaçlı bağış yapılıyor. Dans için en yüksek miktarı veren adam o bayanla dans etme şansı yakalıyor. Bağışlafığı parada hayır kurumlarına veriliyor. Ve ben bu sahneyi yazdım diye iğrenç zihniyetli yazara dönüştürüldüm.

Lütfen okurlar yorumlarınjz saygı çerçevesi içerisinde olsun. Ben hep yabancı yazarları okuduğumdan yazım tarzım biraz onlara benzer ve bu yüzden eleştiriliyorum. Eğer kendi istediğiniz türden kitap okumak istiyorsanız başka kitap araştırın o kadar. Bana küfür etmekle elinize bir şey geçmiyor.

Artık kişiliğime yapılan bir kötü eleştiride direk engellerim. Sustum sustum gına geldi. Benide anlayın lütfen. Sonuçta bu bjr kitap! Kurgu sadece. Umarım beni yanlış anlamamışsınızdır.

♡♡♡


Ömer Ali çatılmış kara kaşlarıyla uzaktaki hatuna bakıyordu. Üzerindekide neydi böyle?! Bir melek kadar güzeldi… aslına bakarsan biraz fazla güzeldi! Allah aşkına bu kadın onu delirtmeye mi çalışıyordu.

Kutay arkadaşına bakarak “Ne yapıyorsun?” diye sordu. Arkadaşı hızla üzerindeki ceketini çıkarıyordu. Nedense kahkaha atmak istiyordu onu izlerken.

“Sence ne yapıyorum?” diye aksi bir tonda cevap verdi adam. Uzaktaki karısı gülümseyerek etrafa ışık saçıyordu. Sanki podyumun bütün ışıklarını üzerine toplamış seksi bir manken gibiydi o lanet şeyin içinde.  Lanet olsun! Erkeklerin ona nasıl bir açlıkla baktığını görmüyor muydu bu kadın?!

Daha arkadaşı konuşamadan üzerineki ceketini eline alarak hızlı adımlarla ona doğru gelmekte olan eşinin dibinde bitti. Hatice daha ağzını açamadan üzerini ceketiyle örtmüştü genç adam.

Genç kız biraz şaşırarak “Ne yapıyorsun?” diye sordu. Ömer Ali çatık kaşlarının altındaki sert bakışlarıyla etrafındaki insanlara mesaj veriyordu.

Baktığınız yerlere dikkat edin hergeleler!

Hatice kendisine cevap vermeyen kocasına sinirlenerek üzerindeki ceketten kurtulmaya çalıştı ancak Ömer Ali omuzlarına dokunarak “O kalsın,” dedi. Sesi sert değildi ancak rica olmadığıda açıktı.

“Niyeymiş?” Hatice bir kaşını eğlenerek yukarıya kaldırmıştı “Elbisemin modelini kapatıyor.”

Hay ben senin elbisene diye içinden homurdandı adam, “İçerisi biraz serin Hatice. Üşütmeni istemem, hem saçında hiç olmamış. Salsana, sana daha çok yakışıyor.”

Hatice’nin dikkati dağılmıştı. Otomatikman bir eli saçına gitmişti, “Nedenki? Çok güzel oldu bence. Bir saat uğraştım bu hale sokmak için.”

“Salınca daha güzel oluyorsun bence,” diye daha karısının itiraz etmesine imkan vermeden saçındaki küçük tokalardan kurtulmuştu Ömer Ali. Böylece biraz daha önünü kapayabilirdi.

Bir tek seni sevdimWhere stories live. Discover now