29.

3 0 0
                                    

29. Bölüm

'MODERN ÇAĞIN ÖKÜZÜ'

Otobüsten iner inmez adreste yazan apartmana girdim. Asansöre binmem ve inmem bir olmuştu resmen. En üst kattaki iki daireden sol tarafta olana döndüm. Burası olmalıydı.

Kapıyı çalmış, açılmasını beklerken telefonuma bir mesaj gelmişti.

Okyanus'um:Barış bugün okulda değilmiş ki zaten.

Okuduğum mesajla kaşlarım çatıldı, boşuna mı kaçmıştım yani ben okuldan?

Gözüm hala telefon ekranındayken kapı açılmıştı.

Başımı kaldırdığım gibi arkamı dönmem bir olmuştu.

"Kaçmadan duramaz mısın sen?"

Barış konuşunca duraksadım. Okuldan onun yüzünden kaçıp, onun evine mi gelmiştim yani?

"Kimmiş Barış?"

Gelen kız sesiyle arkamı döndüm. Barış'ın yanında tekerlekli sandalyede duran kızı görünce merakla kaşlarım çatıldı. Kız bana gülümsemişti.

"Merhaba." dediğinde onun sempatikliğine dayanamayarak bende gülümseyerek merhaba demiştim.

"Ben Nevra teyzeye bakmaya gelmiştim ama karşı tarafta sanırım." diyip oraya yönelmişken aklıma geken detayla olduğum yerde kaldım.

Nevra Çakmak.

Barış'ın soyismide Çakmak'tı. Boşuna tanıdık gelmemişti bu isim bana.

"Ya da burasıdır." dediğimde Barış çok bilmiş bir şekilde gülümsedi.

"Dünya küçük Gizem hanım." dediğinde yanında ki kız ona baktı dik dik.

"Tanışıyor musunuz siz?" demişti heyecanla. Barış ilgiyle ona dönüp kızın saçlarını düzelttikten sonra bana baktı.

"Okuldan bir arkadaş." demişti kısaca.

"Huzurevinde babaannemi ve birkaç kişiyi ziyaret ediyor." dediğinde kaşlarımı çattım. O nereden biliyordu ki bunu?

Tam ona bunu sormak üzereyken yanında ki kız benden hızlı davranmıştı.

"Babaannemin bahsettiği Gizem sen misin?" dediğinde emin olamayarak başımı salladım.

"Umarım benimdir." dedim kapıya yaklaşırken. Kız bunu hayranlıkla söylemişti, benden iyi bahsetmiş olmalıydı Nevra teyze.

"Ayşegül ben." diyip bana elini uzatan kızla birlikte nefesim daralmıştı, gözlerim Barış'a döndüğünde bana bakmıyordu.

"Gelsene." dedi Ayşegül tuttuğum elini bırakmayarak. Ayakkabılarımı çıkardım ve içeri girdim. Gözüm hala Barış'ın üstündeydi. Ama o bana baktığı an hemen gözlerimi başka yerlere çevirdim. Dublex bir evdi, koridorun sağ tarafından yukarı uzanan merdivenden belli oluyordu bu.

Elimi sıkı sıkıya tutan bir yandan da sandalyesini hareket ettirmeye çalışan Ayşegül'e Barış yardımcı olmuştu.

"Susamışsındır sen."

Ayşegül'ün neşeyle sorduğu her soruya başımı sallayasım geliyordu. Hayatı mahvedildi denilen bir kız olduğu fikriyle yaşıyordu o beynimde, ama neşesini ve yüzünde ki umudu hiç kaybetmemişti sanki. Hayran hayran onu izlerken Barış'ın elime tutuşturduğu bir bardak suyu arada minik şapırdatmalarla yavaş yavaş içmiştim.

"Nevra teyze nerede?" dediğimde Barış eliyle bana önüne geçmemi işaret etti.

"Ayşegül, sen odana geç güzelim." dediğinde Ayşegül bizin gittiğimiz yönün tersine dönmüştü. Merdivenin yanından geçerken, merdiven duvarına döşenmiş sisteme baktım, muhtemelen Ayşegül'ün sandalyeyle yukarı çıkmasını kolaylaştırmak için yapılmıştı.

Modern Çağın ÖküzüDonde viven las historias. Descúbrelo ahora