Modern Çağın Öküzü

24.

24. Bölüm

'MODERN ÇAĞIN ÖKÜZÜ'

Ben sesin sahibine, Barış'a bakarken Mete'nin eli hala kolumdaydı.

"Ulan sen akıllanmaz mısın!" diye yanımıza yaklaşan Barış Mete'yi korkutmuş gibi elini benden çekmişti.

"Saçma sapan hareketler yapma Barış!" diye onun karşısında dikilmeye çalışmıştı, ama Barış'ın gözünde daha önce hiç tanık olmadığım bir öfke vardı.

Ondan ben bile korkuyordum.

...

Barış' tan;

Son 2 gündür Gizem'le hiç konuşmuyorduk. Ben ne zaman onunla konuşmaya çalışsam bir şekilde benden kaçıyordu. Bugün benden kaçamayacağını umarak sabah erkenden çadırına gitmiştim.

Ama orada yoktu.

"Kime baktın." arkamı döndüğümde bir kız vardı.

"Gizem," dediğimde kaşlarını kaldırdı.

"Sabah çıktı o." dedi ve devam etti.

"Ormana doğru gidiyordu." dedi kız ben konuşmayınca. Ona teşekkür ettikten sonra ormana doğru ilerledim.
Yol üstünde yanında ki bir çocukla sohbet eden, Gizem'in arkadaşı Deniz'i görmüştüm.

"Afedersin Deniz." dediğimde bana döndü hızla.

"Efendim?"

"Gizem nerede biliyor musun acaba?" dediğimde başını iki yana salladı.

"Maalesef bende görmedim bu sabah." dediğinde içime bir sıkıntı oturmuştu.

"Bir kız ormana doğru gittiğini söyledi." dediğimde bir anda gözleri büyüdü.

"Heee," dedi içi rahatlamış bir şekilde.

"Bizim yerimize gitmiştir o aşkım." dedi yanında ki çocuk Deniz'e bakarak. Sonra bana döndü.
"Ormanın diğer tarafında, nehire yakın bir bank var. Oraya gitmiştir muhtemelen." dedi.

"Bir an başına birşey filan geldi diye çok korktum." dedi Deniz'de elini göğsüne bastırarak.

Onlara da teşekkür ettikten sonra bahsettiği yere doğru gitmeye başlamıştım.

İçimde Gizem'i görecek olmanın verdiği tuhaf bir heyecanla kıpır kıpırdım. Nedenini bilmiyordum, ama onun etrafında olmaktan çok memnundum.

Deniz'in bahsettiği bank'ı görmüştüm. Ama kimse orada oturmuyordu. Sonra bank'ın yanında ki ağaçlıkta iki beden görünce panikle oraya ilerledim.

"Mete, bittin oğlum sen." dedim manzara karşısında. Eli Gizem'in kolunda, onun gitmesini engelliyordu.

"Ulan sen akıllanmaz mısın!" diye üstüne yürüdüğümde elini nihayet çekmişti Gizem' in üstünden.

Ben karşısında dururken karşımda dikilmeye çalışıyordu.

"Saçma sapan hareketler yapma Barış!" dediğinde kaşlarımı çattım. Boylarımız birbirine yakın olduğu için tam gözgöze bakıyorduk şuanda.

"Saçmayı da sapanı da götüne sokturtma şimdi!" dediğimde gözüm Gizem'e kaydı. Onun yanında küfür etmek hoşuma gitmemişti. Bu onunda hoşuna gitmemiş gibi kaşlarını çatmıştı.
Çok şaşkın görünüyordu.

"İyi misin?" onunla konuşurken ses tonum alçalmıştı. O başıyla beni onayladığında Mete'ye tekrar döndüm.

"Gelelim sana," dediğimde hala karşımda dikiliyordu. O gözlerini her sakinlikle kırptığında bir yumruk çakasım geliyordu güzel suratına şerefsizin.