13.

2 0 0
                                    

13. Bölüm

'MODERN ÇAĞIN ÖKÜZÜ'

Bu yerin sahibi olduğunu tahmin ettiğim teyze benim üstümü görünce direkt ne için geldiğimi anlamış ve ufak bir sohbet eşliğinde bana bir kaç temizlik eşyası verip üstümü değiştirebileceğim bir odaya götürmüştü.

Zaten bu kulübe gibi yerde bir evden çok yazlık mekanlar gibiydi. Buranın sahibi olan Hacer teyze ormanda kampa gelen insanların duş, yemek ya da günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri ufak bir otele dönüştürmüştü resmen burayı. Çok güzel bir yerdi.

Üstümü değiştirdikten sonra saçımında kirlenen kısımlarını yıkamak için lavabo benzeri odadan çıktım. Hacer teyze ve Derya hoca konuşuyorlardı. Diğer öğrenciler de ormana kuracakları çadırları dışında eşyalarını tek tek buraya bırakıyorlardı.

Hacer teyze ve Derya hocanın yanına geldiğimde Derya hoca gözlerini kısıp beni süzdü. Bugün bana karşı yumuşayacağından emindim ama şuan hala sinirli gibiydi.

"Hacer hanım bizim biraz daha erzak'a ihtiyacımız var. Sağolsun Gizem hepsini yok ettiği için." dediğinde bana bakan Hacer teyzeye utançla gülümsedim. Onlar kendi aralarında erzak meselesini konuşup bitirince ben lafa girdim.

"Şey ben birde saçlarımı yıkasam olur mu?"

Arsızlıkla sorduğum sorudan sonra Derya hoca yanımızdan ayrılmıştı. Hacer teyze saçımı yıkamam da da yardım etti ve ardından kulübeden çıkıp etrafta Deniz'le Erdem'i aramaya koyuldum. Ama ikiside etrafta yoktu.

Orman'da bir nehir vardı ve oranın yakınına kurmuştuk çadırlarımızı. Yani ben henüz kuramamıştım. Biraz da diğer taraflara bakmak için gidecekken birisi hırkamın kapüşonunu tutarak beni geri çekmişti.

"Gizemciğim, nereye gidiyorsun?"

Derya hocanın sesini duyunca düşmekten son anda kurtulup dikleşmiştim. Kesin beni affettiğini söylemeye gelmişti.

"Hiçbir yere hocam, size bakınıyordum." dedim ellerimi arkamda bağlayıp sevimli görünmeye çalışarak.

"Sana güzel haberlerim var." dediğinde sevinçle sırıttım.

"Beni affettinizde, ceza vermiyor musunuz yoksa?" diyip sarılmaya yeltenmiştim ki Derya hoca kendisini geri çekti.

"Ne affetmesi canım, sana ne ceza vereceğimi buldum." dediğinde gülümsemem bir anda yok olmuştu.

"Bence kamp boyunca bana asistanlık yapman güzel olur. Bu kadar öğrenciyle 3 öğretmen başa çıkmak zor." dediğinde hüzünle kaşlarımı çattım.

"Hocam ne asistanlığı, boşverin bence ben yine ortalığı batırırım beceriksizliğimle." dedim bir umut. Derya hoca susmamı işaret edip çantasından çıkardığı not defteri ve kalemi bana uzattı.

"Bende bu yüzden beceriksizlik yapamayacağın bir görev buldum."

Boş gözlerle not defteri ve kalemi inceliyordum. Kalemi gözüme biraz fazla yaklaştırınca Derya hoca elimi tutup kalemi gözümden uzaklaştırmıştı.

"Öyle yapma Gizem ne olur ne olmaz." kalemi gözüme sokmamdan korkmuştu.
"Görevin çok basit. Arkadaşlarının çadırlarını tek tek gezip herkes burada mı diye kontrol edeceksin." dediğinde bir yandan mutsuz olsamda gülümsedim.

"Bir defa yapıp bitireceğim sonuçta ne olacak ki." diyip gülümseyerek yanından ayrılıyordum ki Derya hoca konuşunca yerimde durdum.

"Yani her gün 2 kez kontrol edeceksin."

Modern Çağın ÖküzüWhere stories live. Discover now