12.

3 0 0
                                    

12. Bölüm

'MODERN ÇAĞIN ÖKÜZÜ'

"Kızım alerji ilaçlarını aldın mı?"

Annem bana söyleyince aklıma gelen ilaçlarımı tabii ki almamıştım.

"Anne almasam nolucak? Allah'ın bile terk ettiği ormanda şeftali bulucak halim yok ya!" dediğimde annem elinde ki çantamla odadan koşturarak çıkmıştı.

"Allah allah! Kızım biliyorum dikkat ediyorsun ama al sen yanına ne olur ne olmaz."

"Anne bende ablamla gidicem!" diye ağlamaya başlayan Poyraz'dan kaçmak için annemin elinde ki çantayı aldım ve telefonumdan saate baktım.

"Anne eniştemler bekliyor çok geç oldu, söz dikkat ederim hadi görüşürüz." diyip yanağından öptükten sonra koşarak merdivenlerden indim. Kampa bugün gidiyorduk ve ben biraz geç uyanmış olabilirdim.

Kapının önündeki arabaya koşturarak arka koltukta ki Erdem'in yanına oturdum.

"Günaydın enişte!" dedikten sonra Erdem'e dönüp yanağını öptüm. "Günaydın kardeşim."

"Günaydın Gizemciğim. Ee heyecanlı mısınız?" diyen enişteme başımı salladım. Çoktan otobüslerin kalkacağı yere doğru yola çıkmıştık.

"Bu sefer Erdem'i gerçekten vahşi yaşama hazırlayacağım." dedim gülerek. Küçüklüğümüzden beri eniştem bizi vahşi yaşama hazırlamak için ailecek kampa götürürdü ve her seferinde Erdem'in titizliğinin tutup ağlaması sebebiyle erken dönerdik. Aslında benim ona zorla böcek tutturmaya çalışıp, üstüne salyangoz fırlatmalarımdan dolayıydı titizliği, ama bunlar küçük detaylar tabii.

"Bu sefer Erdem bayağı istekli görünüyor, nedenini de söylemedi ama bir iş var kesin değil mi?"

Eniştemin dediğiyle Erdem'i dürtüp güldüm.

"Söylemedin mi?"

Eniştem şüpheyle aynadan bizi kontrol etti.

"Ben oğlumu tanıyorsam bir kızın peşine gidiyordur." dedi gülerek.

"Tam üstüne bastın enişte! Ama kızı bir görsen o kadar güzel ki! Adı da Defne." dediğimde Erdem'in göğüsü gururla kabarmıştı.

"Baba kızı sizinle tanıştırmam lazım. Mükemmel birisi. Ama dua ette o ormanda böceklere yem olmayayım, yoksa mürüvvetimi göremeden kaybedersiniz beni." dedi hüzünle.

"Abartma Erdem." diyen eniştemi başımla onayladım.

"Neyse, umalımda bir gün tanışmak nasip olsun bu kızla." dedi gülümseyerek. Biz Erdem'le ormana giderken yeriz diye aldığımız bütün atıştırmalıkları bitirince yolda markete uğramış ve çantalarımızı yine doldurmuştuk. Kampta bizi aç bırakmazlardı ama ikimizde kampta verilen yemeklerin bizi doyurmayacağı konusunda hemfikirdik.

Kamp otobüslerinin kalkacağı yerde eniştemle vedalaşıp Deniz'i görüp ona doğru koşturmaya başlamıştık.

"Günaydın!" diyip boynuna atlayınca Deniz'de bana sıkı sıkı sarılmıştı.

"Naber?"

Deniz'in sorusuna tam cevap verecekken Bera gelmişti.

"Günaydın." dedi hepimize gülümseyerek ve sonra Deniz'i yanağından öptü. Her ne kadar onları böyle görmek beni mutlu etsede yalandan yüzümü buruşturdum.

"Çocuklar bir sakin olur musunuz!"

Derya hocanın sesini duyunca başımı ona doğru çevirdim. Otobüslerden biri dolmaya başlamıştı ve hiç kimse ne Derya hocayı ne de diğer hocaları dinlemeden birbirini itekleyerek otobüse binmeye çalışıyordu.

Modern Çağın ÖküzüWhere stories live. Discover now