27.

1 0 0
                                    

27. Bölüm

'MODERN ÇAĞIN ÖKÜZÜ'

Barış'tan;

Gözlerim yerde, az önce ne yaptığımı düşünüyordum.

"Bu gece odamın camını açık bırakıyorum o zaman."

Bu cümle beynimin her bir köşesine tek tek çarpıp yankılanıyordu.

Evet Gizem'i sinir etmeye çalışıyordum. Hatta onu resmen kendimden soğutmaya çalışıyordum. Bana yaklaşmasın, benimle konuşmasın bana bakmasın istiyordum. Çünkü ne zaman onunla yakın olsam, garip bir şekilde içim yumuşuyordu. Onu kırmak, üzmek gelmiyordu içimden.

Ama bu sefer alttan almak istemiyordum artık. Ben onu kırmamaya çalıştıkça o daha çok üstüme geliyordu.

O gün o gittikten sonra Mete'nin yanına geri dönmüştüm. Ona Gizem'e ne anlattığını sorduğumda Ayşegül'ü sorduğunu söylemişti.

Ben ona anlatmamıştım ve bunun bir sebebi vardı. Doğru zaman geldiğinde ona zaten anlatacaktım. Ama o beni beklemek yerine Mete'yi dinlemeyi tercih etmişti. Kim bilir neler anlatmıştı Mete ona. Bana karşı sinirini başka türlü açıklayamıyordum.

Gözlerim yerden ayrılırken derin bir nefes aldım. Haketmiştim bu tokadı, ondandı bu sakinliğim. Arkamı döndüğümde herkesin dik dik bana baktığını görmemle bağırmam bir olmuştu.

"Dönün lan önünüze!"

Hepsi tek tek önlerine dönerken bağırmanın verdiği pişmanlıkla hızla çıkmıştım kütüphaneden. Orada ne kadar uzun durmuştum bilmiyordum. Ama Gizem kaybolmuştu hemen.

"Nereye kaçtın yine?" diye kendi kendime söylendikten sonra onun sınıfına çıkmaya karar vermiştim. Hala ona kızgındım, ama az önce yaptığım şey ufak bir hata değildi. Bir şekilde gönlünü almalıydım. Belki affetmezdi beni, ama en azından ona o niyetle birşey söylemeyeceğimi bilmesini istiyordum.

Birkaç dakika önce benden uzak dursun diye her yolu deneyebileceğim kızı kendimden uzaklaştırmanın en iyi yolunu bulmuştum. Ama bunu istediğimi sanmıyordum. Onun gözünde bir kereliğine bana karşı oluşan o korkuyu görmenin beni bu kadar kötü hissettireceğini düşünmemiştim hiç. Tek amacım ondan uzak durmaktı. Ne diye sürekli etrafımda dolaşıyordu ki?

Sınıfına girdiğimde burada değildi. Sırasında yine aynı çocukla oturan Deniz'e ilişti gözüm. O da beni görünce heyecanla ayağı kalkıp yanıma gelmişti. Benim konuşmama izin vermeden konuşmaya başladığında susup onu dinlemeye karar verdim.

"Gizem'le konuştunuz mu?" dediğinde bir süre bekleyip başımı salladım.

"O nerede?" diyip etrafıma bakındı. Ama onu göremeyince yüzü düşmüştü.

"Lütfen affettim de." dediğinde sessizliği mi bozmadım.

"Barış çok mutluydu senin yanına gelirken, lütfen kötü birşey yaptım deme." dediğinde yüzüm hüsranla buruştu. Yüz hatlarımdan bir sorun olduğunu anlayarak o da yüzünü düşürdü.

"Ne yaptın sen ya..." diyip ofladı ve sonra sevgilisi olduğunu tahmin ettiğim çocuğa bir iki işaret yaptıktan sonra beni kolumdan iteleyerek dışarı çıkardı.

"Yürü, gidiyoruz." dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Nereye?" dediğimde adımları hızlanmıştı.

"Her ne halt yediysen düzeltmeye." dediğinde bana kaba davranmasına aldırmayarak peşine takıldım.

...

Modern Çağın ÖküzüWhere stories live. Discover now