7.

6 0 0
                                    

7. Bölüm

'MODERN ÇAĞIN ÖKÜZÜ'

Test kitaplarımı kaldırdım ve başımı masaya koyarak dışarıyı izlemeye başladım. Mete'yle bu işi başlatmamızın üzerinden neredeyse 2 hafta geçmişti. Ve Müge'yle arası sanki düzeliyor gibiydi.

Onları sınıfta konuşup gülüşürken yakalamıştım. Mete bana ne konuştuklarını anlatmıyordu ve bu çok sinir bozucuydu. Muhtemelen beni nasıl kullandığını anlatmıştır ona diye yankılanan kafama bir kere vurdum.

Ve aklım hala Barış'taydı. Bir süredir hiç konuşmuyorduk. Sanırım arkadaşlığımız sadece iki günlüktü. Ama ben yine de gidip onunla konuşmayı çok istiyordum. Eğer Mete'den uzak durmamı istiyorsa bana bir sebep vermeliydi. Sonra kafamda ki ses yine belirdi; "Sence seni kullanmasından daha büyük bir nedene ihtiyacın var mı?"

Evet, bu kafamda ki ses çok haklıydı. Ama kalbimde ki ses hep farklı konuşuyordu. Bitiremiyordum.

Şuan da tek isteğim zilin çalması ve gidip Barış'la konuşmaktı. İsterse bana salak demeye devam etsin laf soksun umurumda değildi. Bana anlatmalıydı.

...

Zilin çalmasının hemen ardından sınıftan ayrılıyordum ki Mete bir anda yanıma gelmişti.

"Nereye gidiyorsun? Birlikte yemek yiyebiliriz." Barış'la son konuşmamızdan beri Mete'nin her hareketi samimiyetsiz geliyordu. Yapmacık bir gülümsemeyle cevap verdim.

"Biriyle konuşmam gerekiyor belki sonra."

Mete'nin yüzü düşmüştü. Şu 2 hafta da bişey öğrendiysem o da Mete'nin benim tanıdığımdan çok daha narşist bir insan olduğuydu. İstediği herşeyin yapılmasını istiyordu ama karşısında Müge gibi kontrol edebileceği bir kız değilde sadece şuanlık elinde tutması gereken bir kız olduğu için birşey söyleyemiyordu.

"Kimmiş o?" dedi bozulduğunu belli etmemeye çalışarak.

Bir an duraksasamda hemen cevap verdim. "Barış."

Ben bunu söyleyince sırıtıp başını önüne eğmişti.

"Ne konuşucaksın ki onunla?"

Alaycı sırıtışı canımı sıkmıştı.

"Belki de Müge ve sen dışında birşey konuşuruz onunla, ne dersin?"

Dedim onun gibi alayla sırıtarak. Hafifçe kaşlarını çatmıştı.  Evet onunla brilikte olma amacım Müge'ydi ama unuttuğu birşey vardı ki ben aynı zamanda onun arkadaşıydım. Ara sıra farklı şeyler konuşmakta istiyordum.

"Böyle düşündürdüğüm için özür dilerim. " dedi ve sınıftan çıktı. Gerçekten şaka gibiydi, 2 hafta önce ölüp bittiğim çocuktan şuan iliklerime kadar soğumuş gibi hissediyordum. Artık hiçbir hareketine tahammülüm yok gibiydi.

O gider gitmez bende arkasından çıkmış ve kütüphaneye inmiştim. Ama Barış burada değildi. Bende kantine bakmaya karar vermiştim. İşte oradaydı, yemek yiyordu. Yanında oturan çocuk kalkar kalkmaz hemen koşturup yanına oturmuştum.

"Selam!" geldiğimi fark edince morali bozulmuş gibiydi.

"Barış, özür dilerim."

Özür dilemem dikkatini çekmiş olacak ki başını dikleştirip beni dinlediğini belli etmişti, ama yüzüme bakmıyordu.

"Seni satanist filan sanmıyorum, ayrıca bence benim salak olduğum konusunda da çok çok haklısın." dediğimde alayla sırıtarak gözlerini bana çevirdi. Sebepsizce bana bakması beni mutlu etmişti.

Modern Çağın ÖküzüWhere stories live. Discover now