63

55 2 0
                                    




"Biliyor musun sevgilim? Sana Aren'i öldürmen için fırsat vermeliydim." işaret parmağımı havaya kaldırdım "Kesinlikle bunu yapmalıydık."

Eve girip salona doğru ilerledik "Deniz nerede?" ona kıpırdamamasını söylemiştim ama beni ciddiye aldığını sanmıyorum o yüzden Egemen'in sorusuna ne kadar tepkisiz kalsamda Deniz umarım içeridedir.

Biraz hızlanıp Egemen'in önüne geçtiğimde hızlıca salona girdim. Bıraktığım yerde duruyordu. Ellerini arkasına bağlamış ayağını yere vuruyordu. Kafasını kaldırdığında derin bir nefes vererek bize baktı "Nerede kaldınız?"

"Arabayı ödünç almışlar." dedim dalga geçerek. Oda yanındaki koltuğu işaret ettiğinde arabanın anahtarını gördüm "Evet, anahtarı da burada."

"Sen neden burada dikiliyorsun kızım?" Egemen'in sorusuyla Deniz gülümsedi "Serce bir yere kıpırdama dedi." Egemen şaşkınlıkla anında Deniz'e baktığında kaşları havalandı "Sende onu dinledin?"

"Annecik bir şey dediyse dinlemem gerekir." yüzümdeki zafer dolu gülümsemeyle yan taraftaki koltuğa ilerledim. Uykum vardı ve eğer biraz daha uyumazsam yarın ki partiyi unutabilirdim.

Uzandığımda çok geçmeden uykuya dalmıştım ta ki saçlarımda hissettiğim parmaklarla uykum bölünene kadar. Aslında şu an uyuyor muyum yoksa uyanık mıyım ayırt edemiyordum.

"Anne." rüya gördüğümü düşünmeme sebep olan bu his hiç iyi hissettirmiyordu. En son saçlarımı merhametle en çokta samimi bir içtenlikle seven kişi annemdi.

Saçlarıma vuran nefes sesiyle o her kimse hafifçe güldüğünü anımsadım "Annen olsaydım ne demek isterdin?" yan döndüğümde gözlerimi kapalı tutmaya devam ettim artık uyanmıştım.

Rüya ve gerçekliği şu an ayırabiliyordum fakat hâlâ uykunun getirmiş olduğu mayışıklık ses tonuma yansıyordu "Bir şey demezdim. Onunla konuşmadan sadece gözlerimizle anlaşabiliyorduk."

Eli saçlarımı sevmeye devam ederken fısıltısını sürdürdü "Hâlâ anlaşabiliyorsunuz. Sadece seni tanıyor, seninle konuşuyor, seni seviyor Serce."

Olduğum yerde rahatsızca kıpırdandım "Neden sana sinirlenemiyorum?" parmakları saçlarımdan yanağıma kadar narince dokunarak indi "Bazenleri sevdiğin kişilerin iç sesi olursun. Bilmeden onların göstermek istemedikleri yanlarına dokunursun..." derin bir nefes alıp devam edeceği zaman ben devraldım.

"İşte o zaman parçalarını tamamlamışsın demektir."

Nefesi gitgide yaklaşırken geri durmadım ama karşılıkta vermedim. İlk önce burnu sonrada yanağı yanağıma sürttü. Neredeyse pürüzsüz teni çok güzeldi. Ona kendi isteğimle önce ben dokunamıyordum çünkü biri ilk defa benim seçimim dışında hayatıma dahil olmuştu.

"Deniz Arkın... Çok dişli bir avukatsın." uykulu sesimle bunu söylediğimde kıkırdadığını duydum "Herkes söyler." kaşlarım havalandı "Herkes?"

Cevap vermesini beklerken o iç çekti. Gözlerimi kısık bir şekilde aralarken dudağımda ılık bir nefes ardındansa yumuşak dudaklarını hissettim.

Ne o dudaklarını kıpırdatıyordu ne ben. Bu sürede onun yüzünü ezberlemeye çalıştım. Artık nedenini çok sorgulamıyordum ama kalbim nedensizce hızlanmaya başlamıştı. Bunun gayet normal bir öpücük olması gerekiyordu.

Nefesimi kontrol edemediğim için geri çekildim. Deniz zorla yutkunduğunda dudakları arasından titrek bir nefes verdi. Serce kendine gel!

O da kendini geri çekmeye başladığında yüzüne vuran ışıktan dolayı gözlerimi ondan alamamıştım. Kendimi hafif yukarı kaldırıp ona yaklaşacağım sırada durdum. Her şeyi bok etmeyip sadece biraz daha beklemeliydim. Kendimden emin olmalıydım.

3.15 (GxBxG)Where stories live. Discover now