37

32 4 0
                                    


"Bak bana." kafamı kaldırıp Ayça ablaya baktım "Konu her neyse bilmiyorum ama seni yalnız bırakmak gibi bir niyetim yok." gözlerimi kapattım ve bu anın bir rüya olmasını diledim.

"Yarama oynama Ayça Akay orası eğer kanarsa sizi değil kendimi bile kurtaramam." bana bakmayı kesip kafasını havaya kaldırdı ve derin bir nefes aldı "Amacım bu değil Serce biliyorsun. Neden bizden uzak kalmıyorsun? Çünkü sen yanımda olduğun sürece yarana bilmeden basarım."

Benimle bu denli açık konuşması hoşuma gitti doğrusu o zaman bende açık olurum "Gitmek istiyorum ama inan ki gidemiyorum." gülümsedi "Bağlandığın insanları bırakmak zordur. Sen aileni çoktan bulmuşsun."

"Ailem falan yok benim. Sadece annem ve ben varım insanlara ailem diyecek kadar kafayı yemedim." dudaklarını birbirine bastırdı "Haklısın bizi babalarımız bırakmış başkaları mı bırakmayacak." dediğinde uzun bir sessizliğin geldiğini anladım.

"Peki, o zaman polis konusuna gelelim mesele ne?" omuz silktim "Bilmiyorum." hayır anlamıyorum ki birden bire nereden çıktı bu polis?

"Geçen gün sana saldıranlardan yüzünü gördüğün biri falan var mı?" sanki bunu sormamı bekliyormuş gibi hemen konuştu "Yüzlerini görmedim ama boğuşurken birinin yarasına vurdum." eliyle sağ tarafına bir de sol tarafına dokundu.

"Tam olarak sağ tarafında bir yarası vardı hatta kanadı." bilmişlikle bir kıkırtı döküldü dudaklarımdan "Biliyor musun? Harikasın." kaşları havalandı "Biliyorum hayatım."

Egemen'e saldıran kişininde sağ tarafında bıçak yarası vardı demek ki bıraktığım yara hâlâ taze bir şekilde duruyor.

*

"Beni aramanızın sebebi nedir anlayamadım." karşımda duran polise bakarken, dirseklerini masaya koyup ellerini birleştirdi "Açık konuşmak gerekirse burada Esen Yiğit cinayeti için bulunuyorsun."

Gözlerimi kıstım Esen'in kim olduğunu hatırlamakta zorluk çekiyordum nedense. Karşımdaki polis bunu anlamış olacak ki önüme uzattığı fotoğrafla birlikte tekrar konuşmaya başladı.

"Sizin yaşısınızdaki bu kızın parçalanmış cesedini aylar önce ormanda bulduk ve soruşturması hâlâ devam ediyor." garip bir şekilde ilgim olmayan bir durumdan dolayı buradaydım işlediğim onca suç varken ben neden bu sebepten dolayı buradayım anlayamıyorum.

"Anlıyorum fakat burada olma sebebim nedir?" dedim sadede gelmesini isteyerek oda bunu yaptı "Araştırma alanında sizin fotoğrafınızın bulunduğu bir kolyeye rastlanıldı bu yüzden sizde bu soruşturmaya dahil oldunuz."

Dişlerimin arasından kısık bir nefes üfledim ve ifademi almalarına izin verdim.

*

"Egemen nerede?" dedim ve yanımdaki Ozan'a baktım sorduğum soruya cevap vermek yerine daha çok ıkınıyor gibiydi.

"Ozan!" diye tısladım bu sefer ve kolundan tutarak durdurdum onu "Nerede?" sorumu tekrarladım ama o an nerede olduğu zaten aklıma geldi.

O dün gece olduğumuz ormanlık alandaydı ve büyük ihtimalle annesine zarar verenleri arıyordu "Sen Ayça ablanın yanına git ben Egemen'i hallederim."

Ağaçların arasından biraz dolaştığımda boş arazideki oluşturdukları yerleşim yerini gördüm çok kalabalık bir ekip değillerdi ama tanıdıklar haricinde başlarındaki adamın bir çok koruması vardı.

Adımımı attığımda artık görünür bir halde olduğum için toplanmış oturan herkes bana döndü "Aaa hoşgeldin!" diye bağırdı Uysal elini havaya kaldırıp sallarken, başımı eğdiğimde onlara selam verdim ve içeri doğru ilerledim.

Kaldığı yeri daha önceden öğrendiğim Aren'in odasına gittim kapıyı açtığımda içerinin onun verdiği vibedan daha temiz olduğunu görmek gözlerimi yaşarttı açıkçası.

Şu an dışarıda kullanacağı arabanın tadilatını yapıyordu, sanırım yarışamayacağından haberi yok eşyalarının arasına bakmaya başladığımda canım sıkıldığı için yatağa uzanıp ellerimi başımın arkasına yerleştirdim ve bacak bacak üstüne attım.

Biraz sonra gıcırtılı kapının açılmasıyla tek gözümü açıp o tarafa doğru kısaca baktım "Ne arıyorsun burada?" dedi aynı şekilde göz ucuyla bana baktığında.

"Bak ne diyeceğim yarışlara katılamayacağını biliyor muydun?" gayet ciddi bir şekilde kurduğum cümle onun bozuk morelini daha da bozmuş gibiydi "Polisler tarafından aranan biri için oldukça rahatsın."

"Tıh..." dudaklarımdan dökülen tek hecelik soğuk kıkırtı onun tekrar bana bakmasını sağladı "Sinir bozucu birisin senden haz etmiyorum." dedi ve bana doğru yaklaştı elinin bir tanesini yatağa destek almak için koyduğunda üstüme doğru eğildi.

Aramızda çok bir mesafe yoktu onun bu hareketi üzerine yüzüne doğru üfledim "Ben sana bayılıyorum maviş." gözleri herzamanki soğukluğuyla bakmaya devam ederken diğer eliyle yatağın yanındaki komodinden tişört alıp doğruldu.

"Peşine taktığın polislerle başımıza sıkıntı çıkarma." onu şu an hiç dinlemiyordum çünkü boş konuşuyordu ayrıca tişörtünü çıkardığında gözüme çarpan görüntüyü izlemek onu dinlemekten daha zevkli.

"Vücut mu çalışıyorsun sen?" dedim keyifli çıkan sesimle şu an onun soldan duruşunu izliyordum ve bu cümleyi kurmamla tam olarak bana döndü.

O an da sağ tarafında gördüğüm yara iziyle dudaklarım aralandı.

***

3.15 (GxBxG)Where stories live. Discover now