14

62 3 0
                                    


EGEMEN AKAY

Çantamı alıp aşağı indim annem inmemi bekliyordu sanırım merdivenin bitiminde kollarını bağlamış duruyordu adım seslerimi duyduğunda bana doğru döndü.

"İyi misin?" endişeli hali gülmeme sebep oldu "İyiyim. Neden?" yüzü bilinmezlikle aydınlandı "Dünkü yaşanan şeyler işte."

"Merak etme inanmayacaksın ama aştım." şaşkın bakışları yüzümü inceledi "Nasıl yani hiç mi üzülmedin yani yaşadığın şey kolay değil Ege."

Kafamı salladım evet kolay değil ama hayatımda olmayan birinin ölümüde benim umurumda değil.

"Onu doğru düzgün tanımıyorum bile sadece o an ki kanlar falan çok kötüydü." omzumu okşadı "Anlıyorum. Okul yok bugün biliyorsun değil mi?" kafamı salladım.

Dünkü olaydan dolayı okulu bir haftalığına mühürlemişlerdi.

Evden çıktığımda gideceğim istikameti zaten önceden belirlediğim için yola koyuldum.

Parka girmeden önce kısa bir bakış attım Serce'yi aradığımda orada olacağım dediği için onu bulmaya çalıştım.

Sonunda onu gördüm ilerideki bir ağaca yaslanmış kolları önünde bağlıydı. Beni daha önceden gördüğü şu anda üstümde olan bakışlarından belli oluyordu.

Göz göze geldiğimizde dudağının kenarı kıvrıldı bir elini hafifçe havaya kaldırıp parmaklarını salladı bu hareketine güldüm kafamı eğdiğimde daha fazla beklemeden yanına gittim.

"Dün geceki meseleyle alakalı-" cümlemi tamamlamama izin vermeden kendi konuştu "Evet, olanları anladın." şaşkınlıkla havalanan kaşlarım ondan bir açıklama bekliyordu.

"Şu an gayet memnun gözüktüğüne göre tahminlerim doğruymuş." daha net açıklamalara ihtiyacım olduğunu oda biliyordu.

"Her şey bana o anahtarlığı vermenle başladı terkedildiğini anlamak zor olmadı sonuçta aynı kaderi paylaşıyoruz..." gülümsedi ve devam etti.

"Ben üç yıl boyunca onu aradım her yerde, sürekli araştırdım bazen izine ulaşıp mesajlaştım." dediğinde bana mahkeme günü ve ilk karşıma çıktığı gün söylediği cümleler aklıma geldi.

"Demek benim adıma onunla konuştun?" omuz silkti "İşe yaradı en sonunda gelmeyi kabul etti annenle boşandığında planımın en son aşaması devreye girdi." işaret parmağını bana doğru dikti.

"Ben yıllardır bu anı bekliyordum senin için, kendim için beni şikayet etmeyeceğini biliyorum ama aramızda kalması gereken şeyler burada kalır." bunu bir tehdit olarak algılamadım.

Zaten söylemek istesem anladığım anda söylerdim "Bu kadar cani olman beni korkutmalı mı?" nedense korkutmuyor aksine güven veriyordu yıllardır birnevi arkamı kolladığını biliyorum.

"İnsanları durduk yere parçalayan biri değilim Egemen. Ayrıca..." onu dalmış bir şekilde dinlerken sessiz kaldığını saniyeler sonra farkettim ve yüksek sesle bağırdı "BÖ!"

Yerimde sıçradım bu halime kahkaha atmaya başladığında sinirle omzuna vurdum.

"Maça geç kalacağız." dediğinde garip bakışlarım onu buldu "Ne maçı?" beni beklemeden önden yürümeye başladı aynı zamanda konuştu "Senin maçına Egemen."

Bunu bilmesine şaşırdım yani ona bunu söylemedim iyice uzaklaştığını görünce hızlı hızlı yürüyüp ona yetiştim.

"Sen nereden biliyorsun maçım olduğunu?" hiç kendini bozmadan bana baktı "Öğrendim ve gidiyoruz eğer başka sorun yoksa." dehditkar bakışıyla kaşlarını havaya kaldırdı.

"Son bir soru polisler seni yakalarsa ne olacak yani şu an okulda araştırma yapılıyor." cidden bu olasılığı sanki tamamen ortadan kaldırmış gibiydi.

"Biliyormusun en kolay kısmı buydu aslında kameralar ve daha bir çok dikkat gerektiren işleri Sena halletti." tahmin ettiğim gibi beraber yapıyorlardı ne yapıyorlarsa.

"Sena peki oda..." yüzünde sinirden oluşan bir gülümseme belirdiğinde adımları durdu ve benide durdurdu.

"Bak şu konuda anlaşalım Sena hiçbir işe karıştırılmayacak adı dahi geçmesin." kafamı salladım onu korumasını bekliyordum ama bu denli agresif yaklaşması şaşırttı.

Yürümeye devam ettik "Çatıdaki kuşları neden öldürüyorsun?" dün yaşanan herşeyden sonra bir çok olayı düşündüm ve ancak böyle birleşebiliyor.

Sesini çıkartmadı daha fazla sorularla ortamı germek istemediğim için konuşmadım.

Spor salonuna geldiğimizde Serce tirübüne geçti bir kaç dakika sonrada Barış geldi.

Biz ısınma yaparken Förb'ün birine sert bakışlarını yakaladım arkamı döndüğümde bakışlarıyla tirübünü delen Anıl'a baktığını farkettim.

"Förb." dememe rağmen bana dönmedi "Hı?" ayağındaki topuda atmıyor öylece dikiliyordu "Sorun ne?" dediğimde kafasını 'Yok birşey.' der gibisine salladı.

Maç başladığında herkes çok hırslı oynuyor ve art arda fauller veriliyordu.

Anıl sayamadığım kadar Förb'e sertçe girdi hatta hakem ona kart bile gösterdi. Ayağımdaki topu Förb'e doğru attığımda Anıl bilerek onun ayağına basıp yere itti.

Förb yerde ayağını tutarken hakem ikinci sarıdan kırmızı kartı gösterdi Anıl kafasını salladığında Förb'ün yanına gitti.

Förb'e elini uzattığında Förb yüzünü buruşturarak onun elini tuttu çekerek ayağa kaldırdığında kulağına yaklaştı "Hastalıklısınız..." kafasını çevirip bu sefer tirübündeki Barış 'a baktı "İkinizde hastasınız."

Förb elini ondan kurtarıp ittirdi "Siktir git buradan!" sessizce tısladığında yanlarına gidip Förb'ü kenara çektim.

Anıl sahadan çıktıktan on dakika sonra maç bitti soyunma odasına geçip üstümü giyindim.

Daha sonra Förb'ü görüp yanına ilerledim oda beni görüp bir kaç adım öne geldi "Kimse yokken çıkalım buradan."

Çıkışa doğru ilerlerken Serce'yi gördüm çıkış kapısının önünde bizi bekliyordu "Barış nerede?" diye sordum telaşla.

"Bilmiyorum." içimdeki kötü his bir anda kendini belli etti Förb sıkıntılı bir nefes verip etrafa bakındı yukarıdan gelen sesle oraya doğru koşmaya başladım.

Açık olan bir kapı farkettim orayı görür görmez içeri daldım camla kaplı olan kocaman bir duvarı vardı.

Odanın ortasında ise Anıl ve Barış birbirlerine girmiş durumdalardı yerdeki bıçağı görmemle onu alıp dışarı attım.

Onları ayırmak için harekete geçeceğim sırada Serce arkamdan içeri girdi onların yanına gidecekti ki Barış, Anıl'ı göğsünden hızla cama doğru itti.

Korkuyla bir adım öne gittiğimde onlara ilerleyen Serce'de adımlarını durdurdu Anıl dengesini kaybedip bir kaç adım geri sendelediğinde sertçe cama çarptı.

Kırılma sesiyle gözlerimi kapattım açtığımda odada artık bir kişi eksiktik.

Serce'yle koşarak kırılan camın olduğu yere gittik aşağı baktığımızda Anıl cam parçaları içinde yatıyordu.

Elimi alnıma götürdüğümde eğilip yere oturdum evet şu an ne olacağını kestirmek, isteyeceğim son şeydi.

***

3.15 (GxBxG)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें