13

57 5 0
                                    


SERCE İZGİ

Kendime hakim olmaya çalışarak o karmaşada etrafıma baktım masanın üzerinde duran su dolu şişeyi alıp kafamdan aşağı boşalttım.

Yüzümdeki kanlar hızla akıp giderken Sena'ya bakındım ama göremedim herkes koşarak kaçıştığı için kimseyi net bir şekilde göremiyordum.

Egemen olduğu yerde öylece dikiliyordu ayağının ucunda duran kafayı gördüğümde sinirle dişlerimi sıktım.

Onun yanına giderken sessizce söylenip durdum "Böyle olmaması gerekiyordu, böyle olmaması gerekiyordu."

Egemen'in kolundan tuttuğumda sertçe kendime çevirdim "Ege! Kendine gel." bedeni ne kadar bana dönük olsada kafası eğik hâlâ yere bakıyordu.

Ellerimi ensesinin iki yanına koyup başını kendime çevirdim ellerim durduğu yeri iyice kavradığında artık bana bakıyordu.

"O... O benim babam..." şoka girmiş gibi boş bakışlarla konuştu "O benim babam mı?" dediği şeyleri tekrar ettiğinde sanki her bir kelimesinde daha çok kendine geliyor gibiydi "O benim babam Serce!" diye bağırdığında kafamı salladım.

"Evet. Evet, öyle." tekrar yere bakmak istediği için kafasını eğeceği sırada izin vermedim aşağı bakmadan ensesini daha sıkı kavradım.

"Bakma. Miden bulanıyor mu?" dememe kalmadan elimden kurtuldu bir kaç adım geri gidip kusmaya başladı.

"Durum pek iyi değil gibi." Sena arkamdan konuştuğunda Egemen'i işaret etti.

"Polisler geliyor." diye bağırdı bir çocuk, bağıran kişiye tiksinircesine baktım Sena durumu yumuşatmak adına sakince konuştu "Hadi ama çocuğun suçu ne?"

Dudaklarımı birbirine bastırıp ona döndüm "Egemen'le ilgilen geliyorum." tam konuşacaktı ama ben yanından hızla gidince birşey diyemedi.

Kendi kendime söylendim "Eğer biri planı bozduysa okuldan çıkma ihtimali olmamalı." okulun içine girdiğimde merdivenlerden üçer beşer hızla tırmandım.

Çatının kapısını açıp çıktığımda hafif esen rüzgar ürpermeme sebep oldu etrafa baktım ama kimse yoktu çatının bitimine gittiğimde aşağı doğru baktım.

Bütün bahçeye ve bahçe dışına dikkatle göz gezdirdim kimsenin olmadığına kanaat getirsemde ışık vurmayan bir yerde bir çift göze takıldım.

Gözlerimi kısarak baksamda bir işe yaramadı taki farları yanan bir araba önünden geçene kadar.

Yarım yamalakta olsa o kişiyi gördüm ama kim olduğunu tam anlamıyla çıkaramadım.

Dalmış bir şekilde kim olduğunu düşünürken o beden oradan uzaklaştı bir hafta önce aklıma gelen konuşmayla kaşlarım çatıldı.

"Serce dursana sana söyleyeceklerim var." durdum kalkıp yanıma gelmesini bekledim "Bugün baban geldi."

Sinirle dudaklarımı ısırdım yine aynı mevzu "Tamam anne sen geç içeri." gideceğim sırada kolumdan tuttu "Bana inanmadığını biliyorum ama hayal görmüyorum ben Serce."

O gün ona inanmadım ama sanırım doğruyu söylüyordu tekrardan hatırladığım gerçekle iyice sinir katsayım arttı.

Odamda küçük bir oda daha vardı oranın anahtarını aradım ama bulamadım "Burada anahtar vardı nerede?" salondan seslendi "Bilmiyorum."

Bilgisayardan gelen aramayı görüp cevapladım "Sorun ne neden gelmedin?" odayı gösterdim "Anahtar yok bütün herşey orada biliyorsun."

Derin bir nefes aldım ardından sakince verdim kendimi yere attım oturur pozisyondan yatar pozisyona geçtiğimde gülmeye başladım.

"Kendi ayaklarınla geldin demek." kahkahalarım ufak kıkırtılara dönüştü "Aptal!" gökyüzüne takıldı gözlerim artık tamamen sakindim.

"Güzel plan... Senin için bile." ellerimle yüzümü ovuşturdum arkamdan gelen ayak sesini duyduğumda kafamı kaldırmadan arkaya doğru eğdim.

Sena olduğunu zaten biliyordum "Serce?" dediğinde "Buradayım." dedim.

Yanıma gelip oturdu kafamı kaldırıp onun dizine koydum ellerimide kafamın arkasında birleştirdiğimde gökyüzündeki yıldızları izlemeye başladım.

"Egemen gitti aslında bana sorarsan babasının ölmesi onu üzmedi." böyle düşünmesine gülümsedim "Çünkü onu sevmiyordu."

Aşağıdan gelen siren sesleri ile bizim gecemiz biraz daha uzayacağa benziyordu.

***







3.15 (GxBxG)Where stories live. Discover now