18

74 3 0
                                    

Karanlığın arasında havalanan fotoğraf makinasını tuttum ona baktım ama göremedim yinede orada olduğunu varsayarak konuştum.

Önümü görmememe rağmen işaret parmağımı salladım "Sinirimi bozuyorsun ama bugün umurumda değilsin." yalpalayarak arkamı döndüm.

Yerdeki içki şişeme eğilerek onu alıp kafama diktim oradan uzaklaşırken elimi havaya kaldırıp parmaklarımı salladım "Görüşürüz babalık."

Arkamdan gülümsediğini hissettim ve bu his sadece göz devirmeme sebep oldu.

Sena'nın ard arda aramalarını duymazlıktan geldim yarım saat sonra tekrar aradığında açtım "Serce! Telefonlarımı neden açmıyorsun?"

Evin önüne geldiğim için bahçe kapısına yaslandım "Sen açtın mı?" konuşmaya hazırlanıyordu ama bu sorduğum soruyla söyleyeceklerini boğazına dizdim.

"O ne demek şimdi?" sakince konuştum "Ne anladıysan..." arkadan Ozan'ın sesini duydum "Sordun mu gelecek miymiş?" Sena'nın bıkkın sesini geldi ardından "Hayır sormadım bekle."

Sorulacak soruyu duyduğum halde tekrar sorması için bekledim "Ozan soruyorda hastaneye Dicle'nin yanına geleceksin değil mi?" sesi beklentili geldi.

"Gelmeyeceğim." dedim direkt net bir dille "Tamam..." kabullenişi hoşuma gitsede uzatmadan telefonu kapattım.

Eve geçip bir kaç saat kestirdim sabah güneş doğmadan hastaneye gitmek için yola koyuldum şu an Dicle'nin refakatçisi olarak sadece ailesinden biri olmalıydı.

Tanıdık kimsenin olmadığını bildiğim için onlar gelmeden gitmek istiyorum, hastaneye girip odasını buldum.

Yoğun bakım kapısının önüne geldiğimde arkamda uyuklayan bir kadın gördüm önemsemeden görevli doktorun yanına gidip girmek için izin aldım.

Kısa süreliğine girebileceğimi söylediğinde onaylayıp yoğun bakım kapısından geçerek yatağının yanına geçtim.

Şu an nefes alamadığı için makineye bağlıydı onu böyle görmeye alışık değilim normalde hep hareketlidir ve yerinde hiç durmaz.

Onun antremandaki yaptığı hareketler aklıma geldiğinde dudağımın kenarı hafifçe kıvrıldı "Sana parkta hayatının en büyük hatasını yaparsın dedim ya siktir et kafanı dinlersin."

"Umarım yolculuğunu acı çekmeden tamamlarsın. Spor hayatım boyunca üç yılımı güzelleştirdiğin için sağol." dudaklarımı birbirine bastırdım.

Kısa bir süre hareketsiz olan eline takıldı gözlerim parmaklarımın tersiyle eline dokundum buz gibiydi.

İşimin bittiğini hissettiğimde odadan çıktım oradan gideceğim sırada telefon bildirimi duydum.

Adımlarımı yavaşlatıp orada uyuklayan kadının olduğu yere baktım. Buradan gözüktüğü üzere kadının kendi telefonu cebindeydi yanındaki çantada Dicle'nin telefonu olmalıydı.

Hastaneden istediğimi almış bir şekilde çıktım güneş yavaş yavaş etrafı aydınlatmaya başladı.

Karşıdan gelen Ozan'ları gördüğümde beni görmemeleri için arabaların park edildiği alana geçtim.

Arabanın arkasından kısaca onlara baktım hastaneye girmek üzerelerdi buradan gitmek için arkamı döndüğümde Sena ile burun burunaydım.

Kalbime giren sancıyla yüzümü buruşturdum "Burada ne arıyorsun Serce?" geri çekilemeden konuştuğu için yüzüme çarpan nefesi odaklanmamı çok zorlaştırıyordu.

Elimle onu itip yürümeye başladım arkamdan geldiğini adım seslerinden duyabiliyorum "Birşey sordum!" yürümeye devam ederken konuştum "Dicle'yi görmeye geldim."

3.15 (GxBxG)Where stories live. Discover now