62

59 2 0
                                    

"Bla bla..." göz devirip önüme döndüm. Yemeğine devam ederken masadaki üç çift göz şu an beni deşiyordu "Kız ne biliyor Serce?" Deniz gözlerini dikmiş benden cevap beliyordu ama ben aksine hâlâ yemeğimi yiyordum.

"Serce! Kız imada bulundu. Birinden şüphelendiği her halinden belliydi." ayağa kalkıp tabağımı elime aldım "Yurt dışından geldiğimiz gün soyunma odasında çantamı karıştırmış."

Göz ucuyla hepsini süzdüm Egemen'in anbean değişen ifadesini gördüğümde kafamı çevirerek kıkırtılarımı tutmaya çalıştım "Sakın bana bütün kesici aletlerini koyduğun o siyah çantadan bahsediyorum deme!"

Bardağımıda elime alıp mutfağa ilerledim "Evet, sevgilim o çanta." elimdekileri tezgaha bıraktım fakat içeri gitmek yerine mutfak kapısının pervazına yaslanarak televizyona dikkat kesildim.

"Kendinizden emin konuşuyorsunuz. Peki bu konuyu bir kenara bırakalım. Yarın akşam ki Milli takım partisine katılacak mısınız?" ne kadar güzel! Parti benim tamamen aklımdan çıkmıştı. Egemen'in bakışından anladığım kadarıyla o da tamamen unutmuş olmalıydı.

"Tabii ki! Milli olan herkesinde bu partiye katılacağından eminim. Hem bir kaç ödülünde verileceğini biliyoruz." Buse'nin bu tavırları sadece ona oturup gülmem için vardı sanki.

Kendimi koltuğa attığımda Egemen ayağa kalkıp masayı toplamaya başladı "Buse midir nedir? Bilmiyorum ama başımızı ağrıtacağa benziyor." Deniz'e hak vererek başımı salladım "Evet, evet kesinlikle."

Ezgi tabakları mutfağa götürürken imayla gözlerini kıstı "Kıza bir şey yapmayı düşünmüyorsundur umarım." ellerimi başımın arkasına koyup arkama yasladım "Ona zarar verirsem milli takımdan olduğumu çok geçmeden anlarlar. Zaten kızla pek iyi anlaştığımız söylenemez."

"Yani diyor ki paket olurum." elimi şıklatıp Deniz'i işaret ettim "Aynen öyle Müstakbel Avukatım."

Egemen ve Deniz kapıya yönelirken bende ayağa kalkıp mutfağa geçtim "Deniz, sevgilimi yememeye özen göster." mutfaktan bu bağırışım üzerine ikisininde kıkırtısını duydum.

Kapı sesi duyulduğunda gittiklerini anlamıştım. Ezgi'nin bulaşıklarla uğraşmasını fırsat bilerek onu ilk önce kendime çevirdim ardından koltukaltından kavrayarak tezgaha oturttum.

"Egemen'le aranız düzelmiş. Hiçte bahsetmiyorsun." ellerimi bacaklarının iki yanına koyarak biraz öne eğildim "Kusura bakma seninle meşguldum." elindeki bezi bırakarak kollarını boynuma attı "Bunlar önemli meseleler Serceciğim. Egemen'in de hiçbir şeyden haberi yok."

Dudaklarımı birbirine bastırdım "Tahmin ediyordur neler olduğunu. Zor olmasa gerek." bacaklarını belime sardığında beni sertçe kendine çekti "Boynun morarmış." dediğimde parmağımın ucuyla morarmış yere dokundum.

"Biraz insaflı davranabilirdin." büyük bir sırıtış dudaklarımı ele geçirmişti. Ona biraz daha yaklaşarak morarmış olan yeri dilimle yaladım "Bedeninde bana özel izler bırakmak varken insaflı olamam."

Ensemdeki saçlardan tutup beni geri çektiğinde boynundan ayrılmış oldum. Dudağıma eğilerek küçük bir buse bıraktı.

Doğrularak ona daha geniş bir kadrajdan baktım. Elim kendiliğinden koyu kestane saçlarına ilişti. Elime doladığım tutamla oynamaya başladım.

"Bir zamanlar bu saçlar hiç güzel değildi." dudaklarından tek hecelik bir kıkırtı döküldü "Bir zamanlar o saçlar sarıydı."

Yıllar önce söylediği cümle aklıma geldiği için yutkundum "Onları boyamama sebebin benim öyle değil mi?" ellerini boynumdan çekeceği sırada izin vermedim. Belinde tutarak aynı mesafeyi korudum.

3.15 (GxBxG)Where stories live. Discover now