"Şimdi sevgilimle beni yalnız bırakın." onlara gayet normal bakarken bu cümlesi üzerine gözlerimi kısarak devirdim "Ozan ağırla götünü gidiyoruz." biz kapıya ilerlerken Ozan sanki çok uzun saçları varmış gibi olmayan saçını savurarak bizim önümüze geçip arabaya doğru ilerledi.

Egemen'lerin sahasına geldiğimizde tirübün neredeyse doluydu zar zor yer bulup oturduğumuzda çok geçmeden oyuncular sahaya çıkmıştı. Oturduğum yerden kalkarak aşağı doğru indim. Yüksek olan duvara vardığımda Egemen beni çoktan gördüğü için orada bekliyordu.

Dirseklerimi duvara yaslayarak öne doğru eğildim. "Uyarıları yapma gereği duymuyorum." oda kollarını yatay bir şekilde duvarın üstüne koyduktan sonra çenesini kollarının üstüne yasladı. Hafifçe kafasını kaldırdığında göz göze geldik böylelikle kaşlarını havaya kaldırdı "Seni izlemek için sabırsızlanıyorum." bilmez miyim?

"Buradan çok dikkat çekici görünüyorsun. Rahat dursan iyi olur maçtan sonra çok yakından görüşeceğiz gibi." küçük gülümsemesi kahkahaya dönüştü.

"Mesela ne yapmamam gerek? Bunun gibi bir şey mi?" dediğinde biraz geri çekilerek formasını yukarı kaldırdı. Buradan bile farkedilen sert ve şekilli karnı yutkunmama sebep oldu. Tek kaşımı havaya kaldırdım ama gözümü ondan alamıyordum.

Biraz daha eğilip elimi ona doğru uzattığımda karnına değen parmaklarım ile nefesi hızlandı bundan fırsat edinerek yakasından tutup kendime çektim. Burunlarımız birbirine değdiğinde artık sadece gözlerine bakıyordum.

"Formasız halini en yakından ben görmek istiyorum Egemen. Bir farkım olsun değil mi?"

Burnunu burnuma sürttüğünde gözlerini kapadı "Tabii. Tabii ki farkın olsun Serce İzgi."

"Ozan bizi yiyecekmiş gibi bakıyor." arkama doğru bir yere baktığını anladığımda bu söylemi yüzünden güldüm fakat ensemde hissettiğim soğumuş eller ile dudaklarıma değen sıcak dudaklar gülüşümün ortasında duruyordu sanki.

Geri çekildiğinde bu sefer ben uzanarak kısaca dudaklarını öptüm "Seni seviyorum."

"Seni seviyorum İzgi."

Tribündeki yerime geri dönüp kısaca etrafa göz gezdirdim juriler hemen sahanın yanında duruyorlardı bu sefer ellerinde nota dair hiçbir şey yoktu tam tersi gözlemlerini kulaktan kulağa iletip oyuncuları işaret ediyorlardı.

Egemen oyunun durağanlığından sıkılmış olacak ki ayağına almayı başardığı topu hızlı ataklarla oyuncuların arasından geçerek kaleye gönderdi işte o an jurilerdeki kıpırdanmayı görmek yüzümdeki gülümsemeyi büyütmüştü.

Direkt tirübüne baktığı için beni aradığını anladım gözlerimiz kesiştiğinde elini formasının alt tarafından hafifçe yukarı kaldırdı görülecek şekilde parmakları karnından aşağı kaydırıp göz kırparak önüne döndü. Üstümdeki etkisini ölçmeye çalışıyordu ama ben bunu burada belli etmezdim.

Biraz sonra oyuncu değişikliği ile oyundan çıktığında aslında seçildiğini anlamıştım ama maç bitene kadar beklememiz gerekiyordu. "Yine azmış pezevenk!" Ozan'ın kendi kendine mırıldanışını duymamla kahkaha attım "Ben alırım onun gazını sen merak etme."

"Etmiyorum zaten. Ne merak edeceğim? İğrençsiniz!" kollarını önüne bağlayıp bana mesafeli bir şekilde yan tarafa döndü. Maçın son düdüğü çaldığında merdivenlerden inerek oyuncuların olduğu sahaya giriş yaptım. Yavaş adımlarla kalabalığa doğru ilerlerken bir yandanda milli takım altyapısına giren kişilerin ismini dinliyordum.

Egemen'i kalabalığın içinde görmeye çalışsamda olmadı ilerlemeye devam ederken önüme çıkan Egemen ile durdum. "Kimleri görüyorum burada?" şakayla karışık tavrı üzerine ellerimi cebime attım "Bu sefer ortalığı karıştırdın sevgilim."

3.15 (GxBxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin