3.3

42 19 8
                                    

Kitabın bazı sahnelerini ve karakterlerini yapay zekayla tasarlayıp bölümlere koydum dostlarım. Eğer merak ediyorsanız ilk bölümlerin bölüm başlarına bakabilirsiniz 🌸

***

Tüm gözler üstündeyse ya doğru olanı yapmışsındır ya da hayatının hatasını...

***

Kafenin kapısından çıkmadan önce Gürkan abinin bana seslendiğini duyunca arkamı döndüm.

Yanıma gelirken, ''Meyra evin ne tarafta? '' diye sordu. Kaşlarım ister istemez çatılmıştı, neden böyle bir soru soruyordu şimdi?

Ben yanıt vermeden önce ters bakışlarımın altında daha fazla ezilmemek adına tekrar konuştu. ''Yanlış anlama lütfen, saat geç oldu. Eğer istersen eve biz bırakabiliriz. '' dediğinde kızgın olan bakışlarımın yerini mahcubiyet aldı. Elbette bunun için soracaktı, başka neden olabilirdi?

''Yine de hemen güvenmemelisin Meyra. ''diyerek uyardı beni Otuz Yedi. Belki de haklıydı, neticede henüz onları tanımıyordum.

Aynı arabada tanımadığım erkeklerle kısa da olsa olacak olan bir yolculuk, düşüncesiyle bile beni ürkütmüştü. Oysa belki de o hiçbir art niyet olmadan bu teklifi yapmış olabilirdi. Belki başka bir ülkede yaşıyor olsaydık, sorusunu bu kadar düşünmeme gerek kalmazdı bile.

''Sağ ol Gürkan abi, kendim gidebilirim. ''diye yanıt verdim. Başta ısrar edecek gibi bir yüz ifadesi takınsa da bundan kısa sürede vazgeçip bana iyi geceler dileyerek veda etti.

Gece serinliği montumun içinden süzülerek şu sıralar sık sık yürüdüğüm arnavut kaldırımında yürüyordum. Önünden geçtiğim mekanlar hala kalabalıktı, gerçi çoğu bardı ya neyse. Müzik dinlemek için kulağıma kulaklığımı taktım, ardından içim rahat etmediği için tek kulaklığı çıkarttım. Herhangi bir tehlikede sesi duyabilmek için...

Sarhoş insanların aralarından sıyrılıp tramvay durağına doğru yürümeye devam ettim, bir yandan müzik dinliyordum. Durakta fazla beklemeden tramvaya bindim ve sadece birkaç kişi olduğu için istediğim koltuğa geçip oturdum. Telefonuma gelen mesajları kontrol etmeye başladım, kızlarla olan sohbet grubumuza birkaç mesaj gelmişti. Mesajları okumadan görüldü attım. En son ise Devrim'den gelen mesaja tıkladım, çalışırken mesajı görsem de yanıt vermeye pek vaktim olmamıştı.

Devrim: Ben de evdeyim. O günden sonra seni merak ettim.

Devrim: Bir daha öyle bir şey olmadı değil mi?

Meyra: Hayır, merak etme.

Meyra: Gayet iyiyim.

Yazıp gönderdim ve telefonu kapatacağım sırada yanıt verdiğini gördüm.

Devrim: Nasıl merak etmem seni?

Kalbimden tüm vücuduma yayılan o tanıdık hisle baş başa kaldım birkaç saniyeliğine. Sanki bu cümleyi okurken yüz yüzeydik, ses tonu kulaklarımda yankılandı. Cümleyi kurarken dudaklarını kıpırdatışı, ufak tebessümü ve yüzündeki o sevgi dolu bakışı... Hepsi gözümün önünde belirirken gözlerim dolmuştu.

On Yedi bu halimi görünce, ''Ona tekrar izin verme Meyra, bunu kendine yapma. ''diye uyardı beni.

Nasıl anlamazdı benim bu halimi? Günlerdir içimde ertelediğim tüm hisler yüzüme çarpıyordu, oysa kendim istemiştim böyle olmasını. Onu ben terk etmiştim, ben bitirmek istemiştim.

Hala severken nasıl ayrılabilirdi insan? Ben yapmıştım işte, belki bir hata belki de hayatımın kararıydı ama yapmıştım tüm cesaretimle.

''Sakin olmaya çalış Meyra. ''dedi Otuz Yedi. Telaşlanmıştı, anlaşılan tekrar kendimi kaybetmemden korkuyordu ya da On Yedi'nin delirip her şeyi mahvetmesinden...

On Yedi - Otuz YediWhere stories live. Discover now