2.0

159 104 30
                                    

Sevdiğin her yanımı öldürdüm.

***

Yürüdüğüm arnavut kaldırımları yerinde dursalar işim daha kolay olacaktı fakat başım fazlasıyla dönüyordu. Midem yanıyordu, aç karna bu kadar alkol tüketmemeliydim. Yine de biraz olsun acının o keskin duygusu hafiflemişti, sanki artık daha az hissediyordum gerçekleri. Böyle bir şey mümkün müydü yoksa kanımda dolaşan zehir mi böyle bir düşünce sokuyordu aklıma?

''Sessizsin, ne düşünüyorsun? '' dedi Batuhan. Ayağım taşa takılacağı sırada koluna tutundum. Eliyle belime destek olacağı sırada doğruldum ve bana fazla yaklaşmasına izin vermedim. Bir elim onun kolundayken yürümeye devam ettik.

''Sen olmadığı kesin. ''dedim, aslında ona bu kadar sert davranmamaya az önce karar vermiş olsam da düşünmeden konuşmuştum.

''Kalbini kırma. ''diye uyardı beni On Yedi. Barda otururkenki o çıldırmış hali zor da olsa sakinleşmişti. Onun bu kıskançlıkları bana kendimi hatırlatıyordu, Devrim'i ilk kıskanmaya başladığım günler hatırıma düştü. İrkildim, bir anda onu hatırlamayı beklemiyordum.

''Bir şey mi oldu? ''diye sordu Batuhan, sanırım durgunlaştığımı anlamıştı. Söylediğim cümleye herhangi bir tepki vermemesi vicdan azabı duymama neden oldu.

''Hatırlamak istemediğin şeylerden nasıl kaçılır biliyor musun? ''dedim, ardından biraz duraksayarak ekledim. ''Yani unutmak istediğin şeylerden... ''

''Derin konulara giriş yapmışsın anlaşılan. Neyi unutmak istiyorsun? '' dedi. İlk cümlesinde gülse de, ikincisinde sesine ciddiyet kazandırmıştı.

''Emin değilim. Unuttuğum anıları hatırlayıp bugünleri unutsam veyahut kazadan sonrası hiç yaşanmamış olsaydı ne güzel olurdu. ''diyerek iç çektim.

''Her şey o kazadan uyanmanla başladı. ''diyerek bana katıldı On Yedi.

''Bugünü unutma isteğin kazada unuttuğun şeyleri yavaş yavaş öğrenmen ve yüzleşmen değil mi? '' dediğinde kısa bir süre düşündüm.

Haklıydı. Yine de bunu kabullenmek benim için zordu.

''Neyse ne... Bunları düşünmek için fazla sarhoşum. ''dedim gülerek.

''O halde sana hatırlamadığın, benimse her gün kendime hatırlatıp mutluluk duyduğum bir aktivitemizi anlatayım. '' dedi ve bana kısa bir bakış attıktan sonra tramvay durağına ilerlerken anlatmaya başladı. ''İçin sıkıldığında az önce olduğumuz bara gelirdin, ben zaten hep orada olmuş olurdum. Önce bir şey konuşmadan birkaç bardak alkolü kanına karıştırırdın, ardından susmamak üzere bana neler olduğunu anlatırdın. Genelde tüm anlattıkların Devrim'le olan kavgalarınız olurdu. İlk olarak onun hangi huylarını sevmediğini, hangi sözlerinin seni kırdığını söylerdin ve hemen ardından duyduğun pişmanlıkla onu aslında ne kadar sevdiğini anlatırdın. '' dedi ve iç çekti.

Bu sözleriyle ona doğru baktım. Beni seven birine sarhoş olup sevdiğim adamı mı anlatıp duruyordum?

''Ve o seni hep bir gün onun için sarhoş olman umuduyla dinlemeye devam ederdi. ''dedi On Yedi. Sesinde bana olan bir kızgınlık barındırıyordu.

''Peki sonra? '' dedim devam etmesi için.

''Sen anlatırdın, uzun uzun hem de. Ben de dinlerdim, ne kadar anlatırsan o kadar dinlerdim. Bazen kızacak olurdum ne yalan söyleyeyim. 'O zaman neden buradasın? Neden bana anlatıyorsun bunları?' demek isterdim sana. Fakat çok geçmeden elimi tutardın veyahut parmaklarını yanağımda gezdirirdin. '' tekrar iç çekti duraksayıp. ''Derdin ki, 'Sana çok değer veriyorum Batu, bu sevgi mi bilmiyorum. Ne yaşasam ilk sana gelip anlatmak istiyorum, ne yapsam kelimesi kelimesine sana söylemek istiyorum. Ben onu çok seviyorum evet ama seni daha az sevmiyorum. Ben bu işin içinden nasıl çıkacağım?' ''

On Yedi - Otuz YediWhere stories live. Discover now