0.6

283 173 96
                                    

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.


İhanetin bedelini sevgi öder.

***

Bazı anlar vardır hayatta, sanki yeryüzü size ihanet eder ve gökyüzüyle olan küslüğüne son verir. Siz hayatınıza olduğu gibi devam ederken birden her şeyin tersine döndüğünü çok geç fark edersiniz. Sizi huzurla kucaklayan toprak ana bir bataklığa dönüşür, her bir adımınızda göğe bakarak yürüseniz de nafiledir bu çaba, o bataklığa yavaş yavaş gömülürsünüz. Son nefesinizde bile gözleriniz hep gökyüzündedir fakat siz o mabede bir kere girmişsinizdir, geri çıkamazsınız. Gök, yaptığı bu anlaşmada sizi kurtarmaz ama en çok ondan yardım dilenirsiniz. Toprak, ondan çaldığınız ne varsa sizden almaya kafaya koymuştur. Bu bir beladır, gittikçe içine battığın battıkça çıkamadığın... Bu bir ölümdür, avazın çıktığı kadar bağırdığın bağırdıkça dibe battığın... Bu aslında bir vedadır, esamesi yalnızca yüreklerde okunan acı bir veda, belki de kayıp...

İçinde bulunduğum durum tam da böyle bir şeydi işte, bir süre hiçbir tepki veremeden Batuhan'ın çehresine baktım. Aslında onu itmem gerekiyordu, uzaklaşmalıydım onun kollarından. Veyahut ona bana bunu ne hakla yaptığını sormalıydım, evet evet, ondan hesap sormalıydım ama yapamıyordum. Dudaklarım bir mühürle yasaklanmıştı, tek kelime dahi edemiyordum. Kalp atışlarım bütün vücudumu ele geçirdiğinde nefes almakta zorlandığımı anladım.

'Bir şey yap.' çaresizce O'na seslendim. Beni bu durumdan kurtarması için.

''Meyra iyi misin? '' Batuhan'ın dudaklarından dökülen bu sözler beni kendime getirdi.

''Ne yaptığını sanıyorsun sen? Nasıl bana dokunabilirsin? '' derken aynı zamanda onu var gücümle ittim. Ellerim titriyordu, bu anların bir rüya olmasını dilemekten başka bir şey gelmiyordu elimden.

''Nasıl yani Meyra, sen bizi hatırlamıyor musun gerçekten? '' sorduğu soruyla buz kesildim.

''İlk önce onu hatırlamalısın Meyra, onun o güzel kahverengi gözlerini hatırlamalısın. Seni uçurumun kenarından nasıl kurtardığını, sana nasıl sığınak olduğunu, seni nasıl toparladığını... ''

'Neredeydin? Beni neden yalnız bıraktın? ' dedim O'na. Bu ona ihtiyaç duyduğum ilk andı, en azından hatırladığım ilk an.

''Ben her zaman buradaydım Meyra, sen yalnızca beni göz ardı ettin. Bana artık hep ihtiyacın olduğunun bilincindesin.''

''Bizim hatırlanacak bir şeyimiz yok Batuhan. Saçmalıyorsun. '' dediğimde ellerimi tutacak oldu fakat kendimi geri çektim.

''Ne yaptığını sanıyorsun? Kes bu zırvalıkları artık! Sen bunu Devrim'e nasıl yapabilirsin? '' diye hesap sorduğumda sesimin ne kadar yüksek çıktığının farkında değildim.

''Ona kızma Meyra, onun bir suçu yok. ''

''Hah! Bunu tek başıma yapmışım gibi davranmayı kes Meyra, bana ilk gelen sendin. Belki hatırlamıyor olabilirsin ama hafızan yerine geldiğinde bana neden geldiğini de anlayacaksın tekrar. '' söylediği cümleler freni patlamış bir kamyon gibi hızla beynimin içinde yankı oluşturdu.

On Yedi - Otuz YediDonde viven las historias. Descúbrelo ahora