Mükemmel Bir Randevu

3 1 0
                                    

Gözlerimi açtığım an ilk gördüğüm Klaus'un tüm ışıltısıyla bana bakan gözleri oldu. "Günaydın."

"Günaydın aşkım."

Dün gece olanlar uzaktan bir anı gibi gelse de tüm gerçekliği yanıma yığılmış sayfalarla gösterdi kendini. "Of."

"Sızlanma, işimiz çok ve sen şimdiden yorgun düştün."

"Bekle. Söylenmek için biraz bekle." Doğrulup ezdiğim kağıtları iteledim. "Çocuklar uyandı mı?"

"Evet ve annen onları istiyor." telefonumu uzatınca annemin yazdığı mesajı gördüm.

"Gidebilirler hatta onları ben bırakırım. Hain cadılar hakkında bilgileri olsun."

"Gitmeden Davina'yı hallet. Ben denedim ama fırlatılan eşyalardan geçit vermedi." söylediğine gülümseyip ayaklandım. "Swayze de yanında olsun."

"Daha fazla söylen diye mi?"

"Hayır, duracağın yeri geçersen bana haber versin diye. Ya da aile büyüklerini ziyaret etmek istersen söylesin diye."

Sinir etmesine rağmen gülümsemeye zorlayıp küçük kırlenti ona attım. "Ne güzel benim çevremde güvenebileceğin biri varmış oysa sana önerebileceğim biri yok. Olurda şehir dışına hatta ülke dışına çıkarsın ya da eski sevgililerini ziyaret edersin diye."

"Ben de seni çok seviyorum." göz devirip giyinmek için odama çıktım.

.....

"Bir şey saklıyor Wilson, bunu sen de hatta Seeva da biliyor." Çocukları bırakıp Wilson'ı ve halamı üyeler hakkında uyardıktan sonra Efruz'u uyuduğu odadan almak için geldiğim kapıda annemin sesiyle durdum. "Yalvarırım benden saklamayı bırakın artık." hiçbir konuşmamızı duymadığı halde neyden şüphelendi ki? Çocuklar da bir şey bilmediği için onlar da söyleyemezdi.

"Hiçbir şey saklamıyoruz birtanem."

"Yok, hissediyorum Wilson. Kızımı tanıyorum."

"Hayır sadece sana daha dikkatli davranmaya çalışıyor Lily. Kabul edelim onun kalbini kırdın ve sana hala kırgın ama günün sonunda annesini kaybetmek istemiyor."

"Biliyorum ama..."

"Daha fazla ama yok. Yeter bu kadar hem senin dinlenmen gerekiyor."

"Neden? Meclisin gücünü boşuna mı bana verdiniz?" annem bunu nerden öğrendi?

"Söylediğime pişman etme beni."

"Sen söylemedin ben zorladım. Neyse, Efruz'u da burda bırakmasını ister misin?"

"Kendin söylesene."

Konuşma kesilince içeri girip sanki onları dinlememiş gibi burda olduklarına şaşırdım. "Burda olmanıza sevindim, Efruz'u da bıraksam sorun olur mu? Evde ilgilenecek kimse kalmadı." annem duyduğumdan kuşkulanıp bana döndüğünde ben de ona döndüm. "Eğer fazla olur derseniz..."

"Saçmalama, kalabilir tabii." annem onu kucağına alırken Wilson'ın gülümsemesine karşılık verip aşağı indim.

"Hazır mıyız?"

Anahtarı Swayze'e atıp koltuğa oturdum. "Önce Davina."

"Klaus ve Elijah annelerinin yanına gitmiş, Alexandre ve Rebekah da falcı cadılarla sohbet ediyor."

Onu onaylayıp gözlerimi yola çevirdim ama  gece olanlar sürekli gözlerime ve kulaklarıma akıyordu. Üstelik onlardan her kaçmayı başardığımda Davina'nın söylediklerine yakalanıyordum."Dur artık." camı açmak isterken dağılan dikkatlimle Swayze'nin vana seslendiğini duydum.

ECNADEYN: IŞIĞIN BATIMIWhere stories live. Discover now