Yaz Üzüntüsü

39 4 0
                                    

Karnımdan sarılan elleri tutup sırtımı iyice göğsüne yaslayıp biraz daha uyumayı amaçladım ama omzuma nefesini vererek gülen ince sesi duyunca gözlerimdekş uyku gitmişti.

"Bak bu ikinci kez beni Klaus sanman oldu, kırılıyorum artık."

"Sia." ona dönerek ağlamaktan şişmiş gözlerini gören ekadar gülümsedim. "Ne oldu?"

"Sen oldun. Nasıl hayatını tehlikeye atarsın?" hastane olayından sonra yangın ve dün Klaus'a yardım etmek için gitmem yüzünden artık benim için korkmaya başlamıştı.

"Onu yalnız bırakamazdım Sia, eğer gitmeseydim orda ölebilirdi hem de benim kanımla yapılan bir silahla."

"Ölebilirdi. Sen de ölebilirdin. Yangından sonra nefesin kesildiğinde annen ve Wilson'ında sen nefes alana kadar çırpındığını biliyor musun? Hatta diğer cadının bile. Sen gelene kadar onun yanındaydım, hepimiz oradaydık ve onun ara sıra nefessiz kaldığını gördüm. " gözyaşını silip onu göğsüme çektim.

"Evet hayatlarımızı birbirine bağladığım için."

"Çok rahatlattı bu beni şimdi." gözlerini devirdiğini hissettikten sonra kollarımdan çıkıp bağdaş kurunca bende doğrulup aynı pozisyonu aldım. Omzumdaki anestezi geçmiş olamalı ki sızlamasını giderek artıyordu."Nerina bunu bir daha yapma lütfen, yanına destek almadan, başına bir şey gelse bize haber verecek biri yanında olmadan öylece gidemezsin!"

"Eudiksia..."

"Hayır! Tamam güçlüsün, ölümden korkmadığını da biliyorum ama ben korkuyorum anladın mı?"

"Seni anlıyorum ama lütfen..."

"Yarana pansuman yapalım. Stan burda, yaralandığını duymuş ona Klaus için gittiğini söylemedik. Bazı otlar getirdi işe yarar umarım." üstümdekini çıkarıp sırtımı ona döndüm.

"Sia lütfen bana tavır alma." kapı açıldığında sırtıma bastırdığı şeyin acısıyla dişlerimi sıktım.

"Stan benim yerime sen bakar mısın benim aşağıdan bir şey almam lazım."

Hayır hayır. Stan tabiki bu teklifi kabul eder. Yatağın üstüne çıkıp Sia'nın verdiği pamuğu sürmeye başladığında, o çoktan çıkmıştı.

"Güvenlik kameralarını izledim sadece çıkışta iki doktor var ve Eudiksia'nın o dakikalarda yanında aolan hastayı da buldum. Üçünün de isimleri burda." omzumun üstünden uzattığı kağıdı alırken hafif elini yukarı kaldırıp yüzünü kulağıma yanaştırdı. "Artık dikkatli olmanın zamanı geldi Nerina, iki gündür iki kere ölüyormuş gibi hissettim. Tüm cadılar hissetti ve giderek daha da kinleniyorlar."

"Birkaç gün içinde sorun olmaktan çıkacak"

"Ayini o zaman mı yapacağız?" Ben senln cenaze törenini yapacağım ama sen şimdilik bu düşünceyle yaşa.

"Evet, gücümün beni yorduğunu hissediyorum. Bir bahane ile Klaus'un yanına gitmem ve mühre senin kanını tanıtmam lazım."

"Tek başına yapmana izin vermem. Sil bunu aklından."

"İzin istemiyorum zaten, fikrini de sormadım."

"Nerina!"

"Sen daha önce mührü gördün mü?"

"Hayır ama ayinden sonra senden ve benden başkası ona göremez zaten." O halde herhangi bir nesneyi mühür amacıyla kullanabilirim. "Yine de onun yanına gitmeyeceksin." dudağını omzumda hissettiğim anda omzumun acısını unutup bileğini tutarak onu geriye yatırdım. "İstediğin kadar öfkelen onun yanında güvende değilsin!" kendine çekip üstüne geçmeme neden olacakken büyüyle onu duvara kaldırıp ellerimi yumruk yaparak boğmaya başladım.

ECNADEYN: IŞIĞIN BATIMIWhere stories live. Discover now