Seslerin Sonu

62 6 1
                                    

Onun da bu konuyu kapatmak istediği direnmemesinden belliydi.

"Kol sana ne kadarını anlattı?"

"Sadece bir kere birinin kaldığı yerden değilde kendin başlayarak devam etsen." başımı hafif yukarı kaldırıp kolyesiyle oynamaya başladım.

"Yani sadece başka kardeşlerim olduğunu biliyorsun ama adlarını, sayılarını ya da cinsiyetlerini bilmiyorsun."

"Yakaladın beni." saçımı hafifçe çekip burnumun ucunu öpünce avucumu göğsüne bastırıp doğruldum.

"2 erkek 2 kız." Kol onunla ortak bir noktaya neredeyse sahip değildi ama şimdi başka iki erkek kardeş daha üstüne kız kardeş? Tanrı bilir onlarla arası nasıldı? Belki Louis gibiydi. "Freya, Finn, Elijah ve Rebekkah."

İsimlerini tekrar edip kendimi inanmaya zorladım. "Nasıldılar?... Bekle, ilk geldiğimizde yukarıda resimleri olanlar..."

"Onlardı... Kol ile anlaştığına göre onlarla da anlaşırdın."

"Nerdeler? Hayattalar mı?"

"Nerina onlar hakkında daha çarpıcı şeyler var. Şimdilik o konudan uzak duralım, olur mu?"

"Peki... Çocuklarla ortak noktaları var mı?" aslında Louis'in ilk adının kardeşinin adı olmasına rağmen neden diğerlerine vermediğini sormak istiyorum ama Kol'un çocukluğunu mahvettiğini söylemişti belki diğerlerine karşı vicdan yapacak bir durumu yoktur.

"Bakalım... Nim sanırım Rebekkah ama sadece duygusal anlamda hırçınlığı kesinlikle Cassie, Louis'in kime benzediğini gördün zaten."

"Kol. Kesinlikle."

"Evet ama sanırım sana ve kardeşlerine düşkünlüğü Elijah'ın parçası. Ve sürekli birbirleri için suçu üstlenmeleri de Freya'nın özelliği."

"Peki Finn?"

"Tanrıya şükür hiçbiri ona benzemedi." o kendi kendine gülerken sebebini sonraya saklayıp onun gülümsemesini izledim.

"Aranız nasıldı?"

"Tıpkı çocuklarımız gibi, seviyorum ama haketmiyorum"

Sorularımdan kurtulmak için kırıldığı konulara geri dönmüştü. "Son kez söylüyorum senin söylediğin onca şeyden sonra sinirliydim."

"Evet öyleydin üstüne çocuklarımı silah olarak gördüğümü düşünüp kabullenince daha çok sinirlendin, böyleydi sanırım cümlen."

"Özür dilerim ama sen de onları kaçırarak canımı yaktın."

"Onlara ulaşmak isteseydin ulaşırdın Nerina, sen de onların saklanmasını istedin." göğüsünden ayrılıp kendimden bile gizlediğim düşünceyi onun anlamış olmasının verdiği sıkıntı ile bağdaş kurdum.

"Tamam doğru korktuğum şey onları bir daha görememek değildi, bana bir keresinde seni aldatırsam ya da ihanet edersem onların benden nefret etmesi için her şeyi yapacağını söylemiştin."

"Ve o an yaptığımı düşündün."

"Çünkü ihanet ettiğime inanmıştın. Yanılıyor muyum?"

"Yanılmıyorsun. Denedim de." Gerçekten beni onlara inandığı gibi anlatmıştı demek. İnanmadıkları belliydi ama onun ağzından benim hakkımda kötü bir şey çıkmış olması kalbimi kırdı. "Ama başaramadım. Doğru düzgün bir cümle kuramadım çünkü bende içten içe inanmak istemiyordum. Tek tük iki kelime anca çıktı. Anlamadılar bile."

"Peki hançer. Hani birine eğlenmesi için vermiştin ya."

"Nelina'nın görüldüğü yerde öldürülmesi içindi o ama sana karşı kullanacaklarını düşünmedim. Haberin olsun karıştırmaları ihtimaline karşı sadece yaralama emirleri vardı."

ECNADEYN: IŞIĞIN BATIMITempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang