Pastadaki Pay

35 1 0
                                    

Sebepsiz yere uyandığımda hava hala karanlık, herkes uykudaydı. Klaus'un elini çekip kalkmak için bacağımı üstünden atmıştım ki hafif panikle gözlerini açtı. "Sorun yok, benim."

"Nereye?"

"Su alacağım, uykuna devam et."

Ben indikten sonra onaylayıp diğer tarafa döndü ama daha ilk adımımda kolunu uzattı. "Hemen dön."

Bari şimdi sıkıştırma. "Uyu aşkım."

Mutfaktan su ile çıktığım gibi elimden yere düşen bardakla hemen kalkan yaptım. Oysa kalkana benim değil uyanmazsa Klaus'un ihtiyacı vardı.

"Uzaklaş ondan!"

Evin diğer katlarına çıkmasını da engellemem gerekiyor.

"Sana bakıyordum zaten."

Kim bu? "Uzaklaş dedim!" bağırmama neden uyanmıyor bu adam? Geç kalmış olmaktan korkarak hızlı adımlarla yanına ilerledim ama kadının kalkanına çarpıp durdum. "Ne yaptın?!"

"Hiçbir şey... Şimdilik."

"Zihnimdesin değil mi?" onaylamasını bu kadar isteyeceğimi hiç düşünmezdim.

"Belki de değilim."

"Oynamayı kes! Ne istiyorsun?!"

"Bize vaadedileni!"

"Ben kutsal toprak değilim!" bir kez daha kalkanı beni itince istediğim yere geldim ama Klaus'un koluna diz vurduğum an hissettiğim gerçeği bunun zihnimde olmadığını gösteriyor.

"Ya bizimle olmaya başlarsın ya da biz verilen başka sözlerin tutulmasını sağlarız."

Elinde nerden geldiğini bilmediğim bir kazık belirince kendi kalkanımı kırıp Klaus'un önüne geçerek tekrar kalkan yaptım ama gülümseme ile kazığı geri çekti. "Önceliklerin çok karışık ha?"

Kazığı yukarı fırlatınca refleks olarak bende yukarı baktım ama orda bir şey yoktu. Kadın da artık yoktu. Yere oturup sırtımı koltuğa vererek zihnimdeyse tüm bunlar uyanmaa eğer gerçekse ne olduğunu anlamaya çalıştım.

Klaus'un kıpırdanmasıyla ona dönüp tuttuğum nefesi bıraktım. "Vampir olmasan kaç yıl uyurdun acaba?" elimi yüzünde gezdirip diğerlerine bakmak için yukarı çıktım. İlk oda da Sia ve Efruz vardı sessizce geri çıkıp diğerine geçtim. Cassie ve Ale birlikte uyuyordu. Nim ve Louis'in de iyi olduğundan emin olup aşağı indim. Az önce düşürüp kırdığım bardak hala yerdeydi. Çocukların dikkatini çekmemesi için orayı temizlerken hala nasıl bu sese uyanmadıkları düşüncesi aklımı kurcalamaya başladı.

Sia ve Ale insan olduğu için duymamaları normal ama biri tam dört melezin bu sesi duymaması imkansız. Eğer bayılmadılarsa. Emin olmak için hızla Klaus'un yanına gidip uyanması için büyüye başlayacakken dikkatimi giderek yavaşlayan nefesi çekti. Elimi kalbine koyduğum zaman atışının da aynı şekilde yavaşladığını anladım. "Klaus! Uyan!" kolyesinin içindeki büyüyü aktif edip zehirlendiği büyünün etkisinden çıkması için cam parçasını elime batırıp kanımı dudağına götürdüm. Boynunun sağındaki çatlakları yeni gördüğüm için kendime küfredip o öksürmeye başladığı an koşarak yukarı çıktım.

" Çocuklar! Nim!" ondaki çatlakları da görünce hepsi için evin geneline şifa büyülerini yapıp kanımı ona da içirdim. "Kalk! Kardeşlerine bak Nim hemen." babasından hızlı toplansa da açıklamaya zamanım yoktu. Diğer odaya girip aynı şeyleri Louis'e daha sonra Cassie'e yaptım.

"Anne? Neler oluyor?!"

"Bilmiyorum Nim Sia ve Ale'e bak."

Onlara benim kanım işlevsiz olacaktı. İkizlerin de uyanmasıyla çıkacak olan kargaşa dikkatimizi dağıtacağı için sadece Nim'in uyanık kalmasına izin verip ikisinin de iyi olduğundan emin olunca büyüyle geri uyuttum. "Nasıllar?"

ECNADEYN: IŞIĞIN BATIMIWhere stories live. Discover now