Haberlerin Yolu

13 3 0
                                    

Ona sorgusuz bir şekilde güvendiğim zamanları düşünürken hisler yanıltmaz sözünün çok da gerçekçi olmadığı aşikar.

"Sadece Nim'den bahsettiğine göre seni Jasmine ile görüp o sinirle evden uzaklaştığım zaman yazmış." Tek bir kelimesinin bile kalbime dokunmadığı mektuba dair Klaus'un da bir şeyler söylememi istediği kesin.

"Beni Jasmine ile görüp benden kaçtığın gece yazmış demek daha doğru." mektubu katlayıp bana uzattı. "Ya da onun da dediği gibi cehennemimden."

Mektubu alıp toprağa bıraktım. Kontrollü olarak yanmaya başlarken ısınması için de elimi uzattım. "En azından bir işe yarasın." Benim gülümsememe rağmen Klaus'un yüzü hala aynı soğuklukta. "Klaus, susmana neden olacak bir şey değil bu."

Bana bakmamakta ısrarcı olduğu için yüzünü kendime çevirmeden önce bekledim. "Susmama neden olan şey haklı olma payı."

"Haklı? Dalga mı geçiyorsun?" ateş sesimle yükseldiği an odaklanıp küçülttüm. "Gözümün içine baka baka yıllarca yalan söyleyen ve bunu da kanıtlayan birinin ne haklılığı olabilir?"

"Ne farkı var? Ben de sana yalan söyledim. Seni öldürme planları yaparken de bu isteğimle savaşırken de her şeyden habersiz benim de yanımda hatta kollarımın arasında güvenle uyuyordun."

"Seni seviyorum onu değil!" Pekala bazı şeyler kontrolden çıkmak üzere gibi. "Tanrı aşkına! Neyin var senin?"

"Ya güvende olmaman konusunda haklıysa? Ya gerçekten senin için en büyük tehdit bensem?" sonunda yüzüme baktığında kendini bu düşüncelere teslim etmek üzere olduğunu gördüm.

"Öylesin zaten ama bu umrumda değil." bileğimden güç alarak kendimi ona daha çok ittim."O öldü, düşünceleri de onunla öldü. Diğer düşmanların gibi. Şimdi bu sözcüklerin seni korkutmasına izin veremezsin."

"Beni korkutan bu yazdıkları değil Nerina. Ona bunları yazacak kadar bilgi vermiş olmam. Düşüncelerini haklı çıkaracak o kadar çok şey yaptım ki şimdi sana bu yazdıklarının gerçek olma ihtimali yok bile diyemiyorum."

"Söylemene gerek bile yok." yüzünü ateşe çevirdiği an avucumu yanağına bastırıp kendime çektim. "Gerçekten korktuğun şey ne?"

Ona yardımcı olmam için bana dürüst olması gerekiyordu ama yargılayacağımı sanarak susması beni doğruluk büyüsüne mecbur bıraktı.

"Yeniden yalnız hissetmek."

Hızla büyüyü bozup kollarımı boynuna sıkıca sardım. "Ben varken öyle bir şey olmayacak." burnu saçlarımın arasında yumuşakça gezerken kulağının altını öptüm. "Yenilmeyi kabul edecek insanlar değiliz sevgilim. Ne insana ne düşüncelere."

"Sana yenilirim." belimden sardığı gibi üstüne çekerek kayaya yaslandı. Hala yanan ateşin sıçramamasına dikkat ederek kucağına çıktım.

"Bunu ellerini bağlayayım diye söylediysen hayır." buruk tebessümü arsızlaşan kahkahaya döndüğünde göğsümde baskı yapan hüzün bulutları da dağıldı.

"Sığmıyorsun ele avuca değil mi?" Gözleri ateşin içinde artık küle dönmüş mektup parçalarına kaydı. "Delisin sen."

"Bence bu senin sorunun , benim değil." beline bacaklarımı dolarken bilerek sürtünmem onun çoktan tüm dikkatini bana çekmişti.

"Çözülecekler sıralaması iki."

"İki?" merakım onu öpmeme engel olsa da kemerini çözmeme engel olacak bir şey yoktu. Düğmesini açmadan önce bir daha sordum."Çözme sıranda ilk olan ne?"

ECNADEYN: IŞIĞIN BATIMIWhere stories live. Discover now