Takım Olabilmek

43 3 0
                                    

"Pekala, ben gelir sizi alırım kızları eve bıraktıktan sonra da çıkarız olur mu Sia?"

"Tamamdır, haber bekliyorum."

Hala hazırlıkları bitmediği ve hayranlıkla anlattıkları için yemekten sonra ben onların yanına gidecektim. Neyse ki Alexandre yanımıza geleceğini söyleyerek beni Swayze ile tek başıma yemek yemekten kurtarmıştı. Siparişleri verip yanına gittiğimde Efruz ile konuşmaya çalıştığını görüp gülümsedim.

"Ne hakkında konuşuyorsunuz?" Oğlumun mırıldanarak gülmesi ile yanağına dokunup tekrar sandalyeye döndüm.

"Sanırım bana gününü anlatıyor ve..." onun çıkardığı sesleri dinleyip kutulardan birini aldı. "Ve hediyesini istiyor. Ne dersin annesi?"

"Bileğine ayarlamam lazım." hakaret etmişim gibi alınganlıkla bakıp bilekliklerden birini çıkardı.

"Eski liderimiz sürekli böyle şeyleri bana yaptırırdı, tecrübeliyim." alnında bir sembol parlayıp kaybolduktan sonra etrafa baktım.

"O sizin işaretiniz mi?"

"Aslında sadece benim." bilekliği gösterip onayımla bileğine taktı. "Sevdi. Yakıştı Efruz."

"Teşekkür ederiz." Efruz onun parmağını ısırmaya çalışınca güldük. "Eski lideriniz nasıldı?"

"Egolu ve nefret edilen biriydi. Neyseki biat için geldiğinde saldırada öldü de rahatladık. Klaus'un bize yaptığı en iyi şey onu ve meclisinin azılı üyelerini orda öldürmesi."

Sanırım benim öldürdüğüm liderleri diyordu. "Orda ölen liderleri tüm meclisi ile öldü diye düşünmüştüm."

"Yanlarında olanlar onlar için tüm meclis zaten bizim gibi geri de kalanlar ayak işleri için vardı. Neyseki hem lider hem onlar öldü yoksa onlardan biri başa geçerdi." ona söylemek istiyorum üstelik bu durumdan rahatsız değildi. Nefes alıp dikkatini bana çektim.

"O halde sana karşı dürüst olayım. Orda onları Klaus öldürmedi, haberi bile yoktu ben öldürdüm. Ve planlıydı, bilerek tüm meclisi istedim."

"Tek başına mı?"

"O kadar güçlü değilim yardım aldım." bana karşı tavrı olmasa da vampirleri katmak istemedim.

"Vampirlerin de olduğunu sanmıştık."

"Sadece en güvendiğim" yemekler gelince konu kapandığı için açma gereği duymadım. "İsveç'e ne zaman döneceksiniz?"

"Fazla rahatsızlık verdik, değil mi?"

"Hayır, lütfen yanlış anlama sadece merak ettim." kırdığım pot yüzünden gözlerimi yemeğin üstünde tuttum. Kovmak gibi mi oldu bilmiyorum ama eğer hoşlandığı kişi bensem ve Klaus bunu öğrenirse... Olacakları düşünmek bile istemiyorum.

"Sizin tamamen güvende olduğunuzu anladıktan ve burdaki kardeşlerimizin sorunlarını çözdükten sonra."

"Burdakiler?"

"New Orleans cadıları aylar önce yardım çağrısında bulunmuştu ama bildiğiniz olaylar yüzünden bir türlü gelemedik. Daha sonra meclis liderleri öldürülünce..." kısa süre durmasından benim öldürdüğüm liderlerden biri olduğunu anladım. "Yani anca şimdi gelebildik."

"İstediğiniz yardımı yaparım."

"Teşekkür ederim ve bu şehir... Yeterince gezmeden soğuk topraklara gitmek istemiyorum."

"Belki soğuk toprakları sana sıcak hissettirecek birini bulabiliriz." buraya bakan ve benimle gözgöze gelince kıskançlık dolu ifadesini saklayan kızı gösterip gülümsedim. "Geldiğimizden beri bakıyor. Ve bir kişilik boş yerimiz var."

ECNADEYN: IŞIĞIN BATIMIWhere stories live. Discover now