Turuncu Balonlar & Sonsuz Yalanlar

Beni Getirdiğin Şu Hale Bak

Balon uyarılarımız sabit bebeklerim. Balonlarımızı gördüğünüzde, balonlu sahneler okumak istemeyen arkadaşlarımız sakince ayrılsın aramızdan 🫠

Nurettin Rençber ~ Aşk Sana Benzer

Birgün çıkıp gel uzak yollardan
Benim can yaramı sarmak için
Çünkü bir nefes ki aşk sana benzer

Aslında uyanalı birkaç dakika olmuştu ama ilk önce vücudumda gezen parmak uçlarının sonra da alıştırmaya niyetlendiği bu sesinin tadını çıkarmak için gözlerimi açmıyordum.

Benim can yaramı sar gülüm çünkü
Derin bir nefes ki aşk sana benzer

Şarkıda verdiği esler, tonu ve tarzı bana bu şarkıyı Koray Avcı'dan değil Nurettin Rençber'den dinlediğini düşündürdüğünde dudaklarımda minicik bir gülümseme belirdi ama muhtemelen bütün dikkati benim üzerimde olan sevgilim bunu asla kaçırmadan bir nefesle gülümsedi. O gülümsemesi de söylediği şarkıya yansıdığında tarifsiz bir mutlulukla araladım gözlerimi ve yanılmadığımı anladım. Evet, bütün dikkati benim üzerimdeydi gerçekten. Gülümseyen ses tonu ile nakaratını gözlerimin içine bakarak söylediğinde keyifle biraz daha yerleştim yastıkların arasına ama bu yeterli gelmeyince ensesine uzanıp kendime çektim. Asla direnmedi canını yediğim ve şarkının nakaratı dudaklarımın arasında yok oldu.

Çabasız bir tutkunun esaretine girmeye meyilli bedenimi fark ettiğimde ise kendini çeken taraf ben oldum. Bu, bizim ilişkimizde çok eşine benzerine rastlanmış bir hareket olmadığından ağırlığını üzerime vermeye niyetlenen sevgilim şüpheyle kaldırdı o kurban olduğum tek kaşını. "Bir sorun mu var?" Aceleyle kırpıştırdım gözlerimi. "Nereden baktığına göre değişir." Turan hala tek kaşı havada pür dikkat beni izlerken kıkırdadım. "Bütün gece. Ama bak bütün gece diyorum." Ensesindeki elim çıplak göğsüne doğru hareketlendiğinde boynundaki o tapılası çıkıntı da hareketlendi. "Altında ismini inlememi talep eden sevgilimin arzusunu yerine getirdim." Turan sertçe gözlerini yumduğunda ve dirseğindeki gücü anlık bir şekilde kaybedip bedenini üzerime bıraktığında az öncekinden daha güçlü bir kıkırtı döküldü dudaklarımdan. "Şimdi bu iyi olan tarafı tabi ama benim hakkımda bilmen gereken ilk şey neydi Turan Beyciğim?"

Kasıklarıma yaslanan bedeni aklımı bulandırıyordu ama kendi arzularımın önünde tuttuğum iki küçük bebeği, en azından bedenimdeyken olabildiğince korumaya çalışıyordum. Ama buradan bakıldığında Turan Aladağ, beynini kullanabiliyor gibi görünmüyordu. Bu halleri deli gibi hoşuma gittiğinden göğsüne varan parmaklarımın tırnaklarını tenine bastırdım. Gözleri, yüzüm ve göğsü arasında mekik dokuyor ve ne söylediğimi anlamaya çalışıyordu. Yiyecektim şimdi ağzını yüzünü, onu istiyordu. Tırnak ucumu künyesinin zincirine geçip hafifçe sallandırdığımda bir kez daha yumdu gözlerini. Bu, benim de bir tık aklımı dağıttı çünkü birkaç saat önce o künyenin ucu benim göğüslerimin arasına sıkışmıştı ve Turan ikimizi de başka bir uçurumun kenarından iterken o görüntüye bakıp boğazından gelen bir sesle adımı haykırmıştı.

Güvenli alanda kalabilmek adına tırnaklarımı künyesinden çektim ve boğazımı temizledim. Mantıklıydı. Aklım yeniden kullanılabilir durumdaydı.

"Hatırlamıyor musun?"

Turan hala üzerimdeyken muhtemelen aklını kullanabilmek adına bedenlerimizi ayırdı ve boynunu her iki omzuna eğerek rahatlamaya çalıştı. O rahatlamanın yolu bu değildi. Ne olduğunu ikimiz de biliyorduk ama şartlar el vermiyordu. "Ada. Şu an bir tek senin adından eminim. Kendiminkinden bile değil bak. Ne sorduğunu duymuş olsam, cevap vermeye de çalışacağım ama tık yok yavrum. Soru neydi?" Az öncekinden daha büyük bir kahkaha attığımda Turan kaşlarını çattı. Gerçekten ne dediğimin farkında değildi. "Turan. Şekerim düşecek diyorum. Yemek yemem lazım diyorum. Dolayısıyla ikimize de istediğimizi verecek durumda değilim sevgilim."