Ne İstediğini O Kadar Bilmiyorsun Ki

3.5K 302 182
                                    

Hayatımda ilk defa belimi saran bir şeyle uyumuştum.

Bir değil, iki şeyle.

Şortun bel lastiğine Turan'ın ellerini de eklememiz gerekiyordu. Daha önce Nil ile uyuduğum çok olmuştu elbette ama gözlerimi açtığımda belimi böylesine kuvvetle saran bir eli olmadığı aşikardı. Bir de Nil'in gözleri yeşildi. Gördüğüm an içine hapsolduğum derin bir kuyu gibi karanlık değildi. "Uyanmayacaksın sandım." Uyanmayabilirdim. Mayıştıran bir kokusu vardı. Mayıştıran bir teni ve bir de elleri. Uyanmamam işten bile değildi. Boynuna daha da yerleştiğimde aşağıya kayan bacaklarımı itinayla yeniden kucağına çekti. "Hani sen belini saran bir şey olduğunda uyuyamıyordun?" Belindeki elimi sürükleyerek yanağına çıkardım ve elimin altında kasılan teninin keyfine vardım. Parmak uçlarım sakallarının arasında dolaşırken bana alan açmak ister gibi başını havaya kaldırdı. Parmaklarım o alana da derhal yerleşti. "Ne yapayım tişört vermedin?" Sesim beklediğimden tarazlı çıkmıştı ama sonuç olarak uyanalı bir dakika falan olmuştu. Gayet normaldi. "Kucağımda tişörtle uyuman eksikti çünkü."

Kendi kendine homurdanmasına gülümseyerek boynundan kalktım ve bacaklarımdan tutmasına güvenerek dizine yerleştim. "Daha gözümüzü yeni açtık. Sabahın köründe ne çok konuşacak cümlen varmış Aladağların Turan'ı?" Turan başını koltuğun arkasına yasladı ve bacaklarımdaki elini yuvasına uzattı. Baş parmağı çene hattım boyunca dolaşırken yorgun bir gülümseme ile parmağının hareketini izlemeye devam ediyordu. "Yalnız gözünü yeni açan sensin sayın savcım." Eli dağınık saçlarıma ulaştı ve beni daha da mayıştırmak ister gibi gezindi diplerinde. "Ben gözümü kırpmadım, devletin savcısını koruyordum."

Sesindeki haylaz tonlara kıkırdayıp elimin tersiyle karnına vurdum. "Ağzın iyi laf yapıyor. Bütün gece uyumadım seni izledim edebiyatı. Severiz."

Tek kaşı tehlikeli bir şekilde havalandı. Dili dişlerinin üzerinde gezdi ve başını boynuna düşürüp göz kırptı. Şovmen pislik. "Sen. Böyle benim kucağımda. Bu kadar savunmasızken." Uzanıp burnunun ucunu burnuma sürttüğünde üzerindeki bol tişörtün yakasını yakaladım. Bir dakika, şakalaşmıyor muyduk? "Aklının ipleri benim lehime elinden ayrılmışken." Kuruyan damağımı canlandırmak için yutkundum ve aydınlanan gökyüzü yüzünden tedirgin bir şekilde avluya baktım. Kimse yoktu. "Başkalarından duyduğun klişe bir cümleyi bende aramıyorsundur değil mi?"

Aramıyordum. Zaten öyle bir cümle duyduğum bir insan evladı da olmamıştı daha önce. Ama bundan Turan'a neydi. "Ben öyle kıyaslamalar yapmam." Sesim çok mu net çıkmıştı bilmiyordum ama ilişkimizin, ilişkimizin, ilk anlarında eski sevgili muhabbeti yapacak kafam da yoktu. Kusura bakmasındı. Turan görenleri kıskandıran bir gülümseme ile yüzüme baktı. Yetmedi, uzandı burnumun ucunu öptü. "Birkaç saat önce tam olarak aynı konumdayken, bana bir şey söyledin." Kucağında olduğumu sürekli gözüme sokmasına gerek var mıydı? Ben bilmiyor muydum? "Söyledin ve bitti Ada. Öncesinde kiminle ne yaşadığın seni ilgilendirir. Beni kimseyle kıyaslama, kafi." Eli yeniden yuvasına yerleşti. Her an içim daha çok ona akıyordu. Her nefesinde daha da aşık oluyordum. Olabilir miydi böyle bir şey? "Yani tabi bir de böyle benim kucağımdayken kimseyi düşünmezsen, ona da aşırı tav olurum."

Sesine yeniden o haylaz kırıntılar bulaşmıştı. Seviyordum bu Turan'ı. Altı yaşındaymış gibi hallerini. Ya da otuz altı. Bilemiyordum. Onu da epey seviyordum çünkü.

Boynumdaki elinin bileğini tutup kucağında hareketlendiğimde gözleri incecik kalana kadar kısıldı. Öpecektim. Öpebilirdim. Konuyla alakalı kimseye verilecek hesabım da olmazdı. Dudaklarımı dudaklarına dokundurmadan hemen önce, o beklentiyle kasılmışken oturduğu yerde, tam olarak o noktaya konuştum. "Seni kimseyle kıyaslamıyorum. Yapmam öyle bir şey." Kısa bir öpücüğün ardından henüz ikimizin de beklentisini karşılamadan geri çekildim ve elimi yanağına yasladım. "Ayrıca. Daha önce birinden böyle bir cümle duyduğum için söylemedim onu." Benden öncesi beni ilgilendirmez edebiyatını da severdik. Herkes severdi. Ama herkes, herkesin ilki olmayı daha çok severdi. Biliyordum. "Daha önce, Nil'i saymazsak, kimsenin yanında uyanmadım." Ondan öncesi elbette onu ilgilendirmezdi ama minik itirafımla yüzünde oluşan tarifsiz gülümseme beni ilgilendirirdi. Bir de, birini gülüşünden öpmenin tarifsiz hissi. O da en çok beni ilgilendirirdi. Bir kez daha dudaklarımızı birleştirdiğimde, Turan'ı gülüşünden öptüm. O ağır ve mesafeli adamın parmak uçlarımda ağır ağır erimesi ve bunun bana yaşattığı tarifsiz haz da elbette ki sadece beni ilgilendirirdi.

Turuncu Balonlar & Sonsuz Yalanlar Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum