Sinameki | Taekook

44

İyi okumalar~
_________________

"Ah Taehyung ah! Ben olmasam ne yapacaksın sen?"

Şu an saunadayız ve ben Taehyung'un sırtına oturmuş ona ellerimle masaj yapıyorum. Gerçekten çok ama çok iyi bir sevgiliyim. Benden bir tane daha yok.

"Sana minnettarım Jeon Jungkook"

"Olmalısın zaten. Bu arada her yerinden çıt çut diye ses geliyor. Acaba yataksal bir sorun mu?"

"O zaman seul'e dönünce bir yatak mağzasına gitmemiz gerekiyor"

Güldüm. Hassas sevgilimin hemen sırtı tutuluveriyor demek ki. Küçüklüğünden beri hiç mi bulamamış doğru yatağı.

"Sevgilim?"

"Efendim"

Yüzüne doğru eğildiğimde yanındaki uzun minderi kendisine çekti

"Yat buraya"

"Masaj yapmak istiyorum"

"Dinle beni"

Dediği gibi yaptım, kendimi onun yanına bıraktım. Başını kolunun üzerine koydu. Boştaki eli ile saçlarımı geri attı.

"Sana sahip olduğum için gerçekten şanslı hissediyorum"

"Neden yalakalık yapıyorsun? Sıcak mı şarptı?"

"Tanrım... yalakalık değil."

"O zaman ben de özür dilerim"

"Dileme özür. Onun yerine sarılalım"

"Kalkma şimdi yat. Kalkınca sarılırız biz"

"Yatarken sarılamıyor muyuz?"

Yan durması ile hemen yanına iliştim. Sıkıca sardı kollarını bedenime. +1 Taehyung daha eklendi. Toplam 4 Taehyung oldu. Favorim herkese soğuk bana sıcak olan. Kaç oluyor o? 3 mü?

...

"Biraz daha konuşacak olursan kalbini kırıcam"

İşaret parmağını, nefret dolu bakışlarla yüzüme doğru salladı. Deminden beri beni azarlıyordu ancak bu daha çok uyarıcı ses tonuyla kurulmuş bir cümleydi. Ağlamak istemiyordum fakat gözlerim ister istemez doluyor. Yarım saat boyunca aralıksız bağırıp üzerime yürüdü, duvarlara bile vurdu. Hatta kolumu sıkarak beni yatağa oturttu.

"İşler senin istemediğin gibi olmayınca nasıl da çirkinleşiyorsun." O bana baktı, ben ise başımı eğip kolumu tuttuğum elimle kolumu sıvazladım "bir de hala kalbimi kırmamak için beni uyarıyorsun"

"Bebek gibi her sike zırlama karşımda! Olgun ol biraz!"

"Kendine olgun birini bul o zaman!"  Sinirle ayaklandım. Ona defalarca vurmak istiyorum ama şu an yapamam. Şu an değil, ben bunu yapmaya kıyamam. "Çünkü ben gidiyorum!"

"Kendini bulunmaz hint kumaşı falan mı sanıyorsun sen?"

Kapıya ilerleyen adımlarım onun dalga geçer gibi olan ses tonu yüzünden durdu. Ne anlatıyor o?

"Git ve olgun birini bul öyle mi? Sende kendine uygun birini bulmalısın bence. Tanrı aşkına, Jimin'e olgunlaş dediğim zamanlarda çok boş konuşmuşum"

"Beni jimin ile kıyaslamayı kes. Çok sana uygunsa onunla aşk yaşamaya devam etseydin"

Her bokta jimin olmazsa olmaz değil mi? Bir pasta bile yediğimizde "jimin bu pastadan yapabiliyor" diye bir anda bana ondan bahsetmeye başlıyor. Kıskanmıyorum ama gerek var mı?